Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dağdaki PKK'lı ile mi anayasa yapacaksınız?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunların anayasa metni hazırlığında millilik olmayacak, yerlilik olmayacak. Dağdaki PKK'lıyla mı milli bir anayasa yapacaksınız, o PKK'nın uzantılarıyla mı bir anayasa metni hazırlayacaksınız?" dedi.
02 Haziran 2021 - 00:05 - Güncelleme: 02 Haziran 2021 - 00:07
Katıldığı bir televizyon programında önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa çalışmalarına ilişkin bilgi verdi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile alınan hızlı kararlar neticesinde yapılan işleri anlattı.
"Sosyal mesafeyi korursak maskesiz olarak yaşamımızı sürdürebiliriz"
Pandemi ile ilgili gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan ve maskenin hayatımızdan ne zaman çıkacağına ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, maske, mesafe ve hijyene dikkat çekti. Erdoğan, "Sosyal mesafe gündemimizde yerini koruduğu zaman maskeden de kurtulmak mümkün olur. Bakanımız açıklamayı yapacak, 'şu tarihten itibaren, şu şartlarda, sosyal mesafe dikkat edildiği taktirde maskeyi de çıkartabiliriz.' Biz de 1,5 metre gibi mesafeyi koruduğumuzda maskeyi çıkartabiliyoruz. Buna dikkat edeceğiz. Yaşlı insanlarımız var, sıkılıyorlar. Onlara hak vermemek mümkün değil. Maske, mesafe, hijyen... Dikkat edeceğiz, sosyal mesafeyi korursak maskesiz olarak yaşamımızı sürdürebiliriz. Şuanda aşılarımız geliyor, 50-55 yaş üstüne de aşıyı yoğun bir şekilde yapmaya başlayacağız. Örneğin ben 3 aşımı oldum, bir de antikor ile ilgili adımı attım, hamdolsun 2160'ı yakaladım" diye konuştu.
"Adeta anayasa bilim kurulu oluşturmanın gayreti içinde olduk"
Anayasa çalışmalarında gelinen noktaya ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Detaya girersem Cumhur İttifakı'ndaki ortağımıza yanlış yapmış olurum. Şuanda anayasa çalışmamızı yapan ekiple önce bizim heyetimiz değerlendirme yapacak 128 madde üzerinde. Bundan sonra çıkartılması gereken, ilave edilmesi gereken maddeleri aramızda konuşacağız, tamam dediğimiz anda ben de Devlet Bey'e bunu şahsım ve heyetim olarak taktim edeceğiz. Birlikte yapacağımız bu çalışma Cumhur İttifakı'nın bir ortak çalışması olacak. Bununla birlikte ne gibi ilaveler yapabiliriz, ne gibi eksikler var, anayasanın yaşam koşullarımıza giren inisiyatiflerinde ne gibi çıkarımlarda bulunabiliriz... Bu çalışmaları yapan arkadaşlarımızın içinde anayasa hukuku ile iç içe olan arkadaşlarımız var, sosyologlar var, psikologlar var, tarihçiler var. Ortaklaşa bir çalışmayı yürütelim istiyoruz. Onun için de adeta anayasa bilim kurulu oluşturmanın gayreti içinde olduk. Bu konu ile ilgili olarak ta en geniş anlamda bir uzlaşı sağlayalım. Bunun neticesinde meydana gelen hazırlığımızı Cumhur İttifakı'na bunu ulaştıralım. En geniş anlamda uzlaşıyı sağlayamazsak Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı milletin taktirine sunmakta zaafa düşeriz, bu benim en büyük endişemdir" şeklinde konuştu.
Muhalefetin sistem eleştirilerine ilişkin konuşan Erdoğan, "Millet İttifakı neyi neyle yapacak, kimi kimle bir araya getirecek veya hazırlayacakları bir anayasa metni nasıl ortaya çıkacak, düşündürücüdür. Bunların anayasa metni hazırlığında millilik olmayacak, yerlilik olmayacak. Dağdaki PKK'lıyla mı milli bir anayasa yapacaksınız, o PKK'nın uzantılarıyla mı bir anayasa metni hazırlayacaksınız? Bu milletin anayasası dediğiniz zaman milli, yerli bir boyutunun olması şarttır. Bu millet kendisi için milli ve yerli bir anayasa ister. Gayri milli istemez. Bunu da zaten çalışmalar esnasında görmek mümkün olacak. Çözüm süreci çalışmalarını yaptığımız zaman bunların bazı uzantılarıyla da biz o çalışmalarda bir arada olduk, bunları gördük. Şimdi de bunlardan farklı bir şey beklemek mümkün değil. Biz bunların yapacağı çalışmadan rahatsız değiliz. Varsın yapsınlar. Parlamenter demokrasi dendiği zaman, artık parlamenter demokrasi bizim için mazi oldu, bu millet için de mazı oldu. Hiçbir istikrarı olmayan, sürekli olarak koalisyonlarla iç içe, bundan dolayı da sürekli zararları olan dönemleri yaşadık biz. Bunun neticesinde AK Parti'yi tek başına iktidara getiren milletimiz oldu. Şuandaki mevcut sistem yoktu. Halkımız ilk önce bizi yüzde 34 küsur ile bizi parlamentoya gönderdi. Karşımızda sadece CHP vardı. CHP ile birlikte parlamentoda bu çalışmayı yaparken bizler çok daha pozitif kararlar alabilirken, bütçede başarılı adımlar atabilirken, o dönemler içinde huzur içinde süreci işlettik. Ondan sonraki seçime geldik, yine parlamenter demokrasi ile gittik. Ama oy oranımız bizim sürekli artıyordu. Şuandaki sistem yoktu. Buna rağmen bir sonraki seçim yine biz açık ara öndeydik. 2 parti değil de 3 parti oldu, 4 parti oldu. Şimdi ise olay çok daha farklı bir sürece gidiyor. Dendi ki, 'Türkiye çok partili sistemden huzur bulamıyor.' Bunları yaşadık. Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor. Bizler de milletimizden aldığımız vekaletle kararlı bir şekilde yaptığımız çalışmalar, milletimizin huzuruna çıkışımız, alt yapı, üst yapı yatırımlarıyla, kişi başına milli gelirle, gençliğe verdiğimiz önemle, özellikle eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, dış politikada, attığımız adımlarla Türkiye bir değişim dönüşümü yaşadı. 26 havalimanı var Türkiye'nin 57 havalimanına çıktı. Bu, Türkiye'nin refah düzeyinin yükseldiğinin alametiydi. AK Parti iktidarı ile bu süreci devam ettirirken bir de Cumhur İttifakı ile biz öyle bir sistem kuralım ki, bu sistem dünyada gelişmekte olan ülkeler değil, gelişmiş olan ülkelerin kullandığı sistem neyse biz de o sistemi kullanalım. Ülkemiz önce AK Parti ile ardından da Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile birlikte devlet idaresine istikrarı getirdi. Uluslararası alanda hızlı ve etkin kararlar alma kabiliyetini kazanmış olduk. Yeni sistem sayesinde son asrın en büyük sağlık krizi olan korona virüs salgınında biz hızlı kararlar aldık. Düşünebiliyor musunuz, İstanbul'daki Atatürk Havaalanı'nın içinde biz bin 8 odalı hastaneyi kurduk ki, uçak oraya inecek, 5 dakikada oradan bin 8 odalı hastaneye gelecek. Ameliyathaneleriyle, her şeyi ile mükemmel. Bir de Sancaktepe'de hastane yaptık. Bunlar 45 günde yapıldı" şeklinde konuştu.
Şehir hastaneleri ile ilgili yapılan eleştirileri de dile getiren Erdoğan, "Bize yakışan Amerika'daki en büyük hastaneyi geçmek, biz onu da geçtik. Onlar buraları gezdikten sonra 'biz geri kalmışız' diyorlar. Biz onların hepsinin incelemesini yaptırdık, sonra bu adımları attık. Büyükşehirlerimizin hepsinde bunu gerçekleştireceğiz. İlk adımı Yozgat ile attık, yayılmaya devam ettik. Şuanda şehir hastanelerimizin yapımları hızlı bir şekilde devam ediyor. Çam Sakura bunların içinde müstesna bir yere sahip. Ankara'da şehir hastanesi olmasaydı, Orta Anadolu'da bu Covid döneminde biz birçok açığımızı gideremezdik. Korona virüs salgını döneminde Ankara'daki hastanemiz birçok sorunumuzu çok rahat çözmemize vesile oldu. Etlik bitmek üzere, bu yıl sonuna kadar orayı da açacağız. Sorsanız bunlar Ankara'nın kasaba olduğunu zannederler. Ankara İstanbul'dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük şehri. Burası başkent. Başkente yakışan neyse onu yapacaksın. İstanbul'da Anadolu yakasında da bir şehir hastanesi de orada yapıyoruz. Proje hazır, ihalesini yapıp oraya da başlayacağız. Rabbim hastane kapısına düşürmesin ama eksikliğini de göstermesin. Bir taraftan da bizim ciddi manada doktor açığımızı gidermemiz lazım. Bir doktor kardeşimizi kendi hastası bıçaklayarak ağır yaraladı, kendisi ile telefonla da görüştüm. 2 yılı kalmış uzman olmaya, tedavi ettiği hasta onu bıçaklıyor. Allah şifalar versin. Bu doktor açığımızı kapamanın gayreti içindeyiz. Tıp fakültelerimize büyük işler düşüyor. Bizim dört sacayağımız var, birincisi eğitim, ikincisi sağlık, üçüncüsü adalet, dördüncüsü emniyettir" ifadelerini kullandı.
Yeni sistemin bu hızı getirdiğine dikkat çeken Erdoğan, "Her siyasi partinin kendine ait hedefleri vardır. Bizim hedefimiz de bu. Biz parlamenter sistemini geride bıraktık. Denenmiş denenmez. Biz şimdi yeni bir şeyler söyleminin gayreti içindeyiz" dedi.
"Bu harcamaları nerden yaptınız diye soran oldu mu?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "128 milyar dolar nereye gitti?" eleştirilerine de cevap vererek, "Merkez Bankası'nın parasının nereye gittiği sorulur mu? Bunların hesabı kitabı yok, ne hesaptan anlarla ne kitaptan. Bu kadar alt yapı, üst yapı yatırımları, bu süreç içinde geçirdiğimiz depremler, felaketler... Düşünün bu süreçte bir Van depremini, Bingöl depremini geçirdik. Bu harcamaları nerden yaptınız diye soran oldu mu? Son zamanlarda Elazığ, Malatya, İzmir, hiç soruyorlar mı bu paraları nereden buluyorsunuz? Alt yapısı olmayan bir ülkenin üst yapısı her an tehdit altındadır. Alt yapı ile işe başlayacaksınız ki, tehdit miktarını azaltasınız. Bunu tamamen yok edebilirsiniz diyemem, çünkü Türkiye alt yapısı çürük olan bir ülke konumunda. Alt yapıya çok önem veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz ki, özgüvenle hayatımızı sürdürebilelim" açıklamasında bulundu.
"Onlar ne yaparsa yapsınlar, bizi çok fazla ilgilendirmiyor"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimalinin sorulması üzerine Erdoğan, "Hayırlı olsun" diye cevap verirken, adaylık tartışmalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Bizim sahada böyle bir tartışma, böyle bir adım yok. Cumhur İttifakı olarak partimizin içinde bu husustaki karar belli. İttifakın bir diğer ortağı olan MHP'de de Sayın Bahçeli kararlarını başından itibaren açıkladı. Bu dayanışmamız kararlı bir şekilde yürüyor. Sıkıntı diğer tarafta, onlar ne yaparsa yapsınlar, bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Yeni anayasa diyoruz. Yeni anayasa ile ilgili ne gibi çalışmalar ortaya koyacağız. Biz yeni anayasa çalışmamızı neticelendirip, bunu Sayın Bahçeli ve ekibine taktim edeceğiz. Birlikte yapacağımız çalışma ile ülkemizdeki diğer siyasi partiler ve STK'larla paylaşacağız. Sonra da milletimizle paylaşacağız. En ideale ulaşmanın gayreti içinde olacağız. Bu alanda malum, tecrübemiz var."
YORUMLAR