• Reklam

Davutoğlu: En büyük Kürt şehri İstanbul

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, özel bir söyleşide Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Barzani’ye yakın Rudaw’ın Diyarbakır Temsilcisi Maşallah Dekak’ın sorularını yanıtladı.

Davutoğlu: En büyük Kürt şehri İstanbul
15 Eylül 2021 - 11:17

Röportajda Türkiye’nin Rojava’ya yaklaşımı ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile ilişkilerini de değerlendiren Ahmet Davutoğlu,  Suriyelilerin Kürtler için federasyon kararı alması halinde Türkiye’nin buna saygı göstermesi gerektiğini belirtti. Davutoğlu, Afrin’de yaşanan hak ihlallerine de karşı olduğunu vurguladı.

Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, Diyarbakır’a büyük önem verdiğini belirterek, "Amed” ismini de memnuniyetle kullanabileceğini söyledi.

Oy oranlarının yüzde 10’un üstünde olduğunu ifade eden Davutoğlu, ittifaklar hakkında konuşmak için henüz erken olduğunu dile getirdi.

Türkiye’de Kürt meselesinin çözümü için “Türkiye üniter bir devlet, otonomi olmaz. Dünyadaki en büyük Kürt şehri İstanbul'dur” diyen Davutoğlu, yerel yönetimlerin güçlendirilebileceği mesajını verdi.

Parti olarak Kürtçe eğitim ve öğretim hakkını savunduklarını ve başbakanlığı döneminde çözüm sürecini sonuna kadar savunduğunu anlatan Gelecek Partisi lideri, iktidara geldikleri takdirde yeni bir süreç başlatacaklarını kaydetti.

Davutoğlu, çözüm sürecini PKK’nın bitirdiğini, örgütün silah bırakması halinde Kuzey Irak’taki Türk askeri üslerinin anlamsız olacağını söyledi.

"Kürdistan Bölgesi ile ilişkiler benim dönemimde gelişti” diyen Davutoğlu, Türkiye'nin mevcut durumda Kuzey Irak'a yaklaşımını eleştirdi.

O röportajda özetle şu soru ve cevaplar verildi:

Kürtlerin Rojava'da, Suriye Kürdistanı'nda otonomi, özerklik ya da federasyon taleplerini nasıl karşılıyorsunuz? Destekliyor musunuz, karşı mısınız?

Suriye'nin bütün tarafları Kürtler, Türkmenler, Araplar, Sünniler, Nusayriler oturarak Suriye'nin geleceğini kendileri tayin etmelidir. Biz bir şey empoze edemeyiz, etmemeliyiz de. Ama Suriye'nin toprak bütünlüğüne halel gelmemeli. Suriye'nin toprak bütünlüğü ortadan kalktığında çok daha büyük acılar yaşanır. Suriye'nin toprak bütünlüğü içinde bütün taraflar masada oturarak önce bir geçiş süreci anlaşmalı sonra da kalıcı bir anayasa ile yeni bir Suriye'yi birlikte inşa etmeliler.

Fakat kendileri karar alırsa federasyonun desteklenmesi gerektiğini de söylüyorsunuz...

O Suriyelilerin alabileceği bir karar.

Karşı çıkmayacak mısınız?

Suriyelilerin vereceği bir karar.

Kürtlerin de dahil edileceği bir süreci de destekler misiniz?

Burada bir şeyi ayırt etmek lazım. Kürtler PKK demek değil, PKK Kürtler değil. Tek şartı olur Türkiye'nin böyle bir durumda. Suriye'nin herhangi bir bölgesinden Türkiye'ye dönük bir tehdit oluşmaması. Bir terör örgütünün kontrolüne geçmemesi herhangi bir bölgenin. Orada Türkiye dahil her ülkenin tasarrufu olur,  her ülkenin söz hakkı olur. Ama Suriye sisteminin nasıl olacağını ancak Suriyeliler karar verir. Türkiye'nin güvenliğini ilgilendiren konularda da Türkiye tavrını ortaya koyma hakkına sahiptir.

Türkiye Rojava'daki Kürtlerle anlaşarak daha iyi bir gelecek kuramaz mı?

Tabi bunun için vaktinde çaba da sarf ettik. Onlara Suriye rejimine karşı Suriye muhalefeti ile birlikte davranma konusunda çok telkinde bulunduk. Ama onlar Suriye rejimi ile işbirliği yapmayı tercih ettiler. Ve gerçek anlamda Suriye muhalefetin içinde olmadılar. Kürtleri kast etmiyorum. Oradaki YPG yönetimini, PYD yönetimini kast ediyorum. En büyük baskıyı da orada kendileri gibi düşünmeyen Barzani yanlısı, Azadi grubu ve diğer birçok gruplara baskı uyguladı. En büyük baskıyı uyguladılar. Çünkü bu örgüt mantığında kendisinden başkasına hayat hakkı tanımayan bir anlayış hakim.

Bilirsiniz, bu tür durumlarda örgütsel yapılar ortaya çıkarak haklar elde edilir. Örneğin YPG'nin olmasını istemiyorsunuz. ENKS ya da onlara yakın gruplar tarafından federasyon ve otonomi talebi gelirse destekler misiniz?

Kuzey Irak'ta, Kürdistan bölgesel yönetimiyle ilişkilerimiz çok yoğun. Çünkü Türkiye'ye karşı herhangi bir tehdit odağı olmadı. Bütün bu silahlardan arındırılır ve terör örgütü olma niteliğini tümüyle kaybederse, ret ederse o zaman başka bir tablo ortaya çıkar. Ama bir taraftan Türkiye içerisinde de terör unsurları bulunduracaksınız sonra orada farklı isimler bulunduracaksınız bu iki yüzlü bir politika olur, bu doğru olmaz. Suriye Kürtlerinin hakkını, hukukunu koruması gereken Türkiye'dir. Suriye Kürtleri bizim için asla bir tehdit değildir. Aksine Türkiye ile ilişkiler bağlamında bir şehrin ortasından geçen tren rayları ile ayrıldığı için ilişkiler bağlamında en yakın ilişkiye sahip komşu bölgedir. Dolayısıyla onların hakkını ve hukukunu korumak, Suriye içerisinde herhangi bir yönetim  kendi aralarında anlaşırsa bunlara saygı göstermek ama bir terör mevcudiyetine de asla izin vermemek gerekiyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum