Doç. Dr. Adem Palabıyık Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin açıklamalarda bulundu
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Palabıyık, Türkiye'nin neden Afganistan'da olduğunu soranlara verilecek en ideal cevabın neden Suriye'de veya neden Libya'da olduğunu anlamaktan geçtiğini söyledi.
29 Haziran 2021 - 10:52 - Güncelleme: 29 Haziran 2021 - 10:53
Gündeme ilişkin İHA'ya açıklamalarda bulunan Palabıyık, "Millet İttifakı şu üç sorunun cevabını Türkiye halkına vermelidir. Millet İttifakının küçük ortağı olan HDP'nin PYD politikasında 'Türkiye, Suriye'den çekilsin' önerisine İYİ Parti ve CHP ne diyecek? İYİ Parti ve CHP, iktidar olabilme çabası adına neyi feda edecekler? Millet İttifakının küçük ortağı HDP'nin politikasını oluşturan Ateist bir terör örgütü liderinin İslam ile kavgasını, ittifakı düşünen Saadet Partisi tabanına nasıl izah edecek? Dindar bir taban arasına İslam ile mesafe koyan bir yapı ile nasıl bir araya gelebilir? Kürt meselesinin problematiğini oluşturan CHP'nin geçmişinin izleri HDP tabanı tarafından unutulacak mı? HDP'yi çantada keklik gören bir ittifak, HDP gölge siyaseti kabullenerek kendi seçmenine en büyük hakareti yapmıyor mu" dedi.
Türkiye'nin terörü yerinde bitirme gayretinin aşikâr olduğunu sözlerine ekleyen Palabıyık, "Güçlü ve küresel güç olma yolunda ilerleyen Türkiye'nin terörü yerinde bitirme gayreti aşikârdır. Özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünya iki kutuplu hal gelmiştir. SSCB ve ABD'nin dizayn çabası kendi illegal örgütlerini oluşturmakla mümkün olmuştur. SSCB bunu Çeçenistan direnişine verdiği cevap ile başlattı ve Afganistan'da devam ettirdi. ABD'de SSCB'nin yıkılmasını fırsat bilerek Afganistan'a dahil oldu. Her iki sömürge devleti de Afganistan'da çeşitli yapılanmalar oluşturdu ve bu yapılanmalar bütün dünyada örgüt haline geldiler. Kendilerine cihatçı diyen bazı yapılanmalar ABD tarafından oldukça fazla sayıda kullanıldı. 11 Eylül bahane edilerek Irak işgal edildi. Sonra da yine kendisine cihatçı diyen DEAŞ ve El-Nusra gibi yapılar sebebiyle de Suriye işgal edildi. Bu cihatçı yapılanma tam bir dizayn mekanizmasına dönüşmüş durumda, nerede karışıklık isteniyorsa ya komünist ya da cihatçı örgütler tercih ediliyor. Bugün DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışılmasının da sebebi budur. Ülkemiz, terör meselesini bataklığında bitirmek istiyor. Mahmur, Sincar gibi yerlere dair operasyonları da böyle okumak gerekir. Afganistan'ın artık terör kuluçkası olması önlenmek isteniyor. Çünkü Afganistan'daki oyun şimdi DEAŞ üzerinden yeniden başlatılmak isteniyor. Ülkemiz sorunu ontolojik olarak yerinden ve kökünden çözecek. Buna karar verilmiştir" diye konuştu.
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) sadece terörü üretmede bir marka değil aynı zamanda başka ülkelerle alakalı çeşitli girişimler yapmaktan da geri durmayan bir ülke olduğunu ifade eden Palabıyık, "Türk Demokrasi Projesi'nin 15 Temmuz tarihine sayılı günler kala dillendirilmesi tesadüf değil. Ülkemiz, 15 Temmuz'u çok iyi anlattı, bunu hem ulusal hem de uluslararası mekanizmada yaptı. ABD'de başlatılan proje tam da bunun karşıtı bir anlam içeriyor. Demokrasi projesi kavramı önemli, çünkü Biden başkan olmadan önce Türkiye'ye demokrasiyi getirmekten ve muhalefetten bahşediyor. Bunu da iki şekilde yapma derdinde, biri iç diğeri de dış siyaset. İç siyasette muhalefeti desteklemek ve özellikle Kürt'ler üzerinde yoğunlaşmak, dış siyaset ile de FETÖ ve örgütsel yapıları kullanmak. İç siyaseti demokratik bir tavır olarak görüyor, dış siyaseti ise örgütsel bir sistem olarak kurguluyor. FETÖ, PYD, YPG, DEAŞ gibi yapılar ile dizayn çabasında. Libya'da benzer çabada. Akdeniz'de benzer çabada. Yani ABD'deki 'çoğunluğun tiranlığı' her türlü yolu deneyeceğini gösterdi. Bu sebepten demokrasi projesi karşısında bizlerin de özellikle 15 Temmuz'u daha güçlü anlatmamız gerekiyor. Çünkü Türk Demokrasi Projesi bir 15 Temmuz düşmanlığı ve karşıtlığı içeriyor ve kendisini 15 Temmuz karşıtlığı üzerinden üretmeye çalışacaktır" diye konuştu.
Son olarak Kanal İstanbul Projesi'ne değinen Palabıyık, "Kanal İstanbul Projesi'ne karşı çıkanlar, Türkiye'nin Afganistan'da ve Libya'da olmasını istemeyenler, ABD'nin Türkiye Demokrasi Projesi'nin ülkemizdeki ayağı rolünü üstlenmiştir. Muhalefet, Kanal İstanbul Projesi'ni, Gezi Parkı Olayları gibi negatif bir sürece dönüştürmeye çalışıyor" dedi.
Türkiye'nin terörü yerinde bitirme gayretinin aşikâr olduğunu sözlerine ekleyen Palabıyık, "Güçlü ve küresel güç olma yolunda ilerleyen Türkiye'nin terörü yerinde bitirme gayreti aşikârdır. Özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünya iki kutuplu hal gelmiştir. SSCB ve ABD'nin dizayn çabası kendi illegal örgütlerini oluşturmakla mümkün olmuştur. SSCB bunu Çeçenistan direnişine verdiği cevap ile başlattı ve Afganistan'da devam ettirdi. ABD'de SSCB'nin yıkılmasını fırsat bilerek Afganistan'a dahil oldu. Her iki sömürge devleti de Afganistan'da çeşitli yapılanmalar oluşturdu ve bu yapılanmalar bütün dünyada örgüt haline geldiler. Kendilerine cihatçı diyen bazı yapılanmalar ABD tarafından oldukça fazla sayıda kullanıldı. 11 Eylül bahane edilerek Irak işgal edildi. Sonra da yine kendisine cihatçı diyen DEAŞ ve El-Nusra gibi yapılar sebebiyle de Suriye işgal edildi. Bu cihatçı yapılanma tam bir dizayn mekanizmasına dönüşmüş durumda, nerede karışıklık isteniyorsa ya komünist ya da cihatçı örgütler tercih ediliyor. Bugün DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışılmasının da sebebi budur. Ülkemiz, terör meselesini bataklığında bitirmek istiyor. Mahmur, Sincar gibi yerlere dair operasyonları da böyle okumak gerekir. Afganistan'ın artık terör kuluçkası olması önlenmek isteniyor. Çünkü Afganistan'daki oyun şimdi DEAŞ üzerinden yeniden başlatılmak isteniyor. Ülkemiz sorunu ontolojik olarak yerinden ve kökünden çözecek. Buna karar verilmiştir" diye konuştu.
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) sadece terörü üretmede bir marka değil aynı zamanda başka ülkelerle alakalı çeşitli girişimler yapmaktan da geri durmayan bir ülke olduğunu ifade eden Palabıyık, "Türk Demokrasi Projesi'nin 15 Temmuz tarihine sayılı günler kala dillendirilmesi tesadüf değil. Ülkemiz, 15 Temmuz'u çok iyi anlattı, bunu hem ulusal hem de uluslararası mekanizmada yaptı. ABD'de başlatılan proje tam da bunun karşıtı bir anlam içeriyor. Demokrasi projesi kavramı önemli, çünkü Biden başkan olmadan önce Türkiye'ye demokrasiyi getirmekten ve muhalefetten bahşediyor. Bunu da iki şekilde yapma derdinde, biri iç diğeri de dış siyaset. İç siyasette muhalefeti desteklemek ve özellikle Kürt'ler üzerinde yoğunlaşmak, dış siyaset ile de FETÖ ve örgütsel yapıları kullanmak. İç siyaseti demokratik bir tavır olarak görüyor, dış siyaseti ise örgütsel bir sistem olarak kurguluyor. FETÖ, PYD, YPG, DEAŞ gibi yapılar ile dizayn çabasında. Libya'da benzer çabada. Akdeniz'de benzer çabada. Yani ABD'deki 'çoğunluğun tiranlığı' her türlü yolu deneyeceğini gösterdi. Bu sebepten demokrasi projesi karşısında bizlerin de özellikle 15 Temmuz'u daha güçlü anlatmamız gerekiyor. Çünkü Türk Demokrasi Projesi bir 15 Temmuz düşmanlığı ve karşıtlığı içeriyor ve kendisini 15 Temmuz karşıtlığı üzerinden üretmeye çalışacaktır" diye konuştu.
Son olarak Kanal İstanbul Projesi'ne değinen Palabıyık, "Kanal İstanbul Projesi'ne karşı çıkanlar, Türkiye'nin Afganistan'da ve Libya'da olmasını istemeyenler, ABD'nin Türkiye Demokrasi Projesi'nin ülkemizdeki ayağı rolünü üstlenmiştir. Muhalefet, Kanal İstanbul Projesi'ni, Gezi Parkı Olayları gibi negatif bir sürece dönüştürmeye çalışıyor" dedi.
YORUMLAR