Ege Koop Başkanı Aslan: Deprem güçbirliği lafta kaldı
30 Ekim'deki depremin ardından siyasilerin başta kenetlendiğini, geçen süre içinde ise gelişme olmadığını söyleyen Hüseyin Aslan, "Benzer bir depremde yine aynı acıları yaşamayalım. Bu yüzden hemen yarın ortak görüşle uygulamaya geçelim" dedi
15 Nisan 2021 - 16:31
Ege Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, İzmir’in afetlere yönelik karakteristiği, kaçak ve denetimsiz yapılarının oranı, denetimli yapı stoğunun fiziksel (yaş) ve yapısal (depreme dayanıklı) özellikleri değerlendirildiğinde, nitelikli kentsel dönüşüm uygulamalarının kent için kaçınılmaz olduğunu belirtti, 30 Ekim depremi sonrasında ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen yapılar ile 1999 yılındaki yönetmelik öncesi ruhsat alan yapıların dönüşümüne ilişkin düzenlemesi, 1 Mart tarihinde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy birliğiyle geçmişti. Aslan, yapılan düzenlemenin ardından tüm İzmirlilere büyük görev düştüğünü söyledi, "Kentsel dönüşüm bir an önce tamamlanmalı" çağrısını yineledi.
"Artık kenetlenme şart"
Dönüşüm kavramının özünde, değişim, dönüşüm, canlanma, hayat bulma gibi kavramlarla ifade edilen bir dinamizmin saklı olduğunu kaydeden Aslan, "Ülkemizde bu dinamizmin en etkili göründüğü kentlerden biri İzmir. 30 Ekim'deki üzücü depremin üzerinden yaklaşık altı ay geçti. Mecliste siyasi partiler söz konusu düzenleme için kenetlendi. Ancak, alınan kararın hızlı şekilde hayata geçmesi için kenetlenmemiz gerekiyor. Uygulama safhası hemen başlamalı. 1999'daki yönetmelik öncesi ruhsat alan yapıların dönüşümü bir an önce tamamlanmalı. Bu hayati çalışmanın bir an önce başlaması için İzmirlileri güç birliğine davet ediyorum. Unutmayalım ki 30 Ekim depreminde yıkılan binaların hemen hemen hepsi, 1992-1999 yılları arasında ruhsatlandırılmış ve 1975 yılındaki yönetmeliğe göre yapılmış. Benzer bir depremde aynı acıları tekrar yaşamayalım" diye konuştu.
"Hep, zor olanı başardık"
Ege-Koop’un 36 yıldır meslek odalarıyla, üniversitelerle işbirliği yaparak İzmir’de 150 bin kişinin güvenle oturduğu 13’ün üzerinde modern ve sağlıklı yaşam alanının, aynı zamanda bir kentsel dönüşüm uygulaması olduğunu vurgulayan Aslan, “Üstelik altyapısı olan kent merkezinde değil; elektriğin, yolun, suyun olmadığı zor alanlarda nitelikli projeleri başarıyla uygulayıp sonlandırdık. Gerektiğinde elimizi taşın altına koymaya çekinmeyiz. Biz bu kentin adına yakışır sağlıklı ve planlı gelecek kurmak için güç birliği yapmaya hazırız” dedi.
"Vade süresi uzatılmalı"
30 Ekim'deki Seferihisar açıklarında meydana gelen depremden sonra sadece Bayraklı sınırında 308 adet olmak üzere İzmir’in çeşitli ilçelerinde de yıkılmış ağır ve orta hasarlı binaların yenilenmesi gerektiğini, ancak bu konuda vatandaşın yalnız bırakıldığını, müteahhitlerle vatandaşın karşı karşıya kaldığını, bu durumdaki vatandaşlarımızın teknik ve hukuki olarak danışabilecekleri ofislerin oluşturulmasının gerektiğini belirten Aslan, "Çok sayıda vatandaş kara kara düşünüyor. Dönüşüm konusunda nasıl bir yol izleyeceğini tam anlamıyla bilemiyor. Devletten alacağı kredi miktarının ne olacağını öğrenmiş durumda. Ancak geri ödeme konusunda kafaları karışık. Sadece emekli aylığıyla bu işin üstesinden gelemeyeceğini düşünüyor. Hükümetin bu konuda vatandaşa yardımcı olması lazım. Şu anda 0.40 olan faiz oranının daha da aşağı çekilmesi, vade süresinin de en az 20 yıl olması gerekir ki, mülk sahibi ödeme sıkıntısı yaşamasın" dedi.
"Artık kenetlenme şart"
Dönüşüm kavramının özünde, değişim, dönüşüm, canlanma, hayat bulma gibi kavramlarla ifade edilen bir dinamizmin saklı olduğunu kaydeden Aslan, "Ülkemizde bu dinamizmin en etkili göründüğü kentlerden biri İzmir. 30 Ekim'deki üzücü depremin üzerinden yaklaşık altı ay geçti. Mecliste siyasi partiler söz konusu düzenleme için kenetlendi. Ancak, alınan kararın hızlı şekilde hayata geçmesi için kenetlenmemiz gerekiyor. Uygulama safhası hemen başlamalı. 1999'daki yönetmelik öncesi ruhsat alan yapıların dönüşümü bir an önce tamamlanmalı. Bu hayati çalışmanın bir an önce başlaması için İzmirlileri güç birliğine davet ediyorum. Unutmayalım ki 30 Ekim depreminde yıkılan binaların hemen hemen hepsi, 1992-1999 yılları arasında ruhsatlandırılmış ve 1975 yılındaki yönetmeliğe göre yapılmış. Benzer bir depremde aynı acıları tekrar yaşamayalım" diye konuştu.
"Hep, zor olanı başardık"
Ege-Koop’un 36 yıldır meslek odalarıyla, üniversitelerle işbirliği yaparak İzmir’de 150 bin kişinin güvenle oturduğu 13’ün üzerinde modern ve sağlıklı yaşam alanının, aynı zamanda bir kentsel dönüşüm uygulaması olduğunu vurgulayan Aslan, “Üstelik altyapısı olan kent merkezinde değil; elektriğin, yolun, suyun olmadığı zor alanlarda nitelikli projeleri başarıyla uygulayıp sonlandırdık. Gerektiğinde elimizi taşın altına koymaya çekinmeyiz. Biz bu kentin adına yakışır sağlıklı ve planlı gelecek kurmak için güç birliği yapmaya hazırız” dedi.
"Vade süresi uzatılmalı"
30 Ekim'deki Seferihisar açıklarında meydana gelen depremden sonra sadece Bayraklı sınırında 308 adet olmak üzere İzmir’in çeşitli ilçelerinde de yıkılmış ağır ve orta hasarlı binaların yenilenmesi gerektiğini, ancak bu konuda vatandaşın yalnız bırakıldığını, müteahhitlerle vatandaşın karşı karşıya kaldığını, bu durumdaki vatandaşlarımızın teknik ve hukuki olarak danışabilecekleri ofislerin oluşturulmasının gerektiğini belirten Aslan, "Çok sayıda vatandaş kara kara düşünüyor. Dönüşüm konusunda nasıl bir yol izleyeceğini tam anlamıyla bilemiyor. Devletten alacağı kredi miktarının ne olacağını öğrenmiş durumda. Ancak geri ödeme konusunda kafaları karışık. Sadece emekli aylığıyla bu işin üstesinden gelemeyeceğini düşünüyor. Hükümetin bu konuda vatandaşa yardımcı olması lazım. Şu anda 0.40 olan faiz oranının daha da aşağı çekilmesi, vade süresinin de en az 20 yıl olması gerekir ki, mülk sahibi ödeme sıkıntısı yaşamasın" dedi.
YORUMLAR