Erdoğan muhalefeti eleştirdi: Masadaki ortakları çoğaltmak netice vermez
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti yeni dönemin ilk grup toplantısında açıklamalarında Kemal Kılıçdaroğlu'nun "gerekirse 16'lı masa kurarız" sözlerine "Bu millet eser ister, hizmet ister. Yalanla dolanla bir yere varılamaz." dedi.
Türkiye'de kritik seçimin ardından sandıktan yeniden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı. Seçim sonuçlarının ardından kısa sürede kabine kurularak çalışmalar başladı.
Yeni dönemin ilk AK Parti grup toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim sürecinde gösterilen çabalara teşekkür ederek başladı. Erdoğan konuşmalarında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında sözlerine değendi.
Kılıçdaroğlu'nun gerekirse 16'lı masa kurarız sözlerine tepki göstererek, millletin eser ve hizmet istediğini vurguladı.
Erdoğan konuşmalarında şu ifadelere yer verdi:
"14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerini her anı hafızalara kazınan muhteşem bir zaferle tamamlamanın bahtiyarlığı içindeyiz. Gerek 28 Mayıs gecesi Külliyemizde yaptığımız balkon konuşmamızda, gerekse göreve başlama törenimizde seçim zaferimizde emeği olan desteği ve duası olan herkese teşekkürlerimizi göndermiştik.
Grubumuzun bu ilk toplantısı vesilesiyle bir kez daha tarihimizin en kritik seçimlerinden birini zaferle taçlandıran herkese, her bir dava arkadaşıma, teşkilatımızın tüm mensuplarına buradan şükranlarımı sunuyorum.
Seçim kararının alındığı 10 Mart tarihinden itibaren canla başla çalışan genel merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il ilçe belde teşkilatlarımıza, kampanya ve strateji ekibimize, tüm adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize yürekten teşekkür ediyorum.
"Gurbetçilerimiz sandıkları patlarak Türkiye'nin gurur vesilesi oldu"
İttifakımızı hamdolsun daha da güçlendirdik. Omuz omuza mücadele verdiğimiz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ve tüm ülkücü kardeşlerimize, YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan'a ve tüm milli görüşçülere, sayın BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'ye ve Alperenler, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal'a ve arkadaşlarına, HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'na ve arkadaşlarına en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Deprem bölgesindeki kardeşlerimizin desteğinin asla unutulmayacağını bilinmesini istiyorum.
Gurbetçilerimiz her iki seçimde de adeta sandıklara koşarak, sandıkları patlarak Türkiye'nin gurur vesilesi oldu.
Seçim sürecimiz yüz milyonlar tarafından yakından edildi.
"Bu millet irade ister irade. Bu millet eser ister, hizmet ister"
Ne diyorlar? 6'lı masa. Şimdi ne diyor? Gerekirse 16'lı masa. Yetmez, bunu daha da artırman lazım. Masadaki ortakları çoğaltmak netice vermez. Bu millet irade ister, eser ister, hizmet ister.
Yalanla, dolanla, talanla bir yere varılmaz. Nasıl İstiklal Harbi'mizde milyonlar milletimizle kenetlenmişse aynı kader ortaklığı 28 Mayıs öncesinde de sahnelendi.
Afrika'dan Asya'ya yüz milyonların duasını aldık. 3 kıta 7 iklimde kardeşlerimiz ellerini semaya bizler için kaldırdı. Seçim zaferimizi bizler nasıl kutlasıysak emin olun dostlarımız da aynı heyecanla, aynı sevinçle kutladılar.
Dünyanın dört bir tarafından bizim için gözyaşı döken, haftalar boyunca bizlere hayır dualarını gönderen herkese şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Burada ismini sayamadığımız tüm kardeşlerimize son ana kadar seçim başarımız için çalışmış teşkilatımızın güzide mensuplarına şahsım, partim ve milletim adına en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Rabbime şahsıma böyle vefakar yol arkadaşları, dava arkadaşları, mücadele arkadaşları verdiği için sonsuz hamdüsenalar ediyorum.
"Herkesi masaya topladılar"
Her açıdan çok zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Sadece parti olarak değil, ülkemiz siyasi tarihinin en kritik seçimlerinden birini yaşadık.
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin milletimizin maziden atiye uzanan kutlu yolculuğunda neye tekabül ettiği zamanla daha iyi anlaşılacaktır.
Bu seçimlerin tıpkı 14 Mayıs 1950 ve 3 Kasım 2002 seçimleri gibi demokrasi mücadelemizde yeni bir merhale olduğu ortaya çıkacaktır. Türkiye'nin nasıl büyük bir varta atlattığını, uçuruma düşmekten son anda nasıl kurtulduğunu zamanla daha net göreceğiz.
Muhalefetin yanında kimlerin sıralandığına baktığımızda zaten bunun işaretlerini alıyoruz. Hatırlarsanız yaklaşık 1,5 sene önce bunlar malum bir masa kurdular. Kıyıda kenarda kim varsa oy oranlarına bakmadan hepsini masaya topladılar.
Yaptıkları onca toplantının, görüşmenin sonunda millete proje namına elle tutulur tek bir şey sunamadılar. Adına ne derlerse desinler kurdukları masa hiçbir zaman bizzat kendi tarifleri ile bir kumar ve pazarlık masasından öteye geçemedi.
Bu masaya ben kumar masası demedim. Noter masası da demedim. Diyen kim? O masanın etrafındakiler.
"Sabah erken kalkanın bakanlık kaptığı sistemi millete dayattılar"
Bu kadar açık bu kadar basiretsiz ve neticesi de ortada.
Güya parlamenter sisteme güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri döneceklerdi. Ama 7 tane Cumhurbaşkanı yardımcısının olduğu, sabah erken kalkanın bakanlık kaptığı, hiç bir ilkenin ahlaki çizgisinin bulunmadığı ucube bir sistemi millete dayattılar.
Vizyon ve proje konusundaki açıklarını kapatabilmek için son yılların en kirli, etik ve edep dışı seçim kampanyasını birlikte yürüttüler.
Ortada öyle bir mesele yokken yayınladıkları videolarla mezhep ve etnik köken fitnesini körüklemeye kalktılar. Siyasi hayatımızın hiç bir aşamasında müdahale etmediğimiz hayat tarzı üzerinden vatandaşa korku saldılar.
"Samimiyseniz, yeni yasama döneminde başörtü meselesini anayasa ile teminat altına alalım"
Bay bay Kemal bizim vatandaşımızın hayat tarzı ile yakından uzaktan alakamız yoktur. O sizin derdiniz.
Siz bu ülkede milletin hayat tarzı ile hep uğraştınız ve sahtekarlık yaptınız. Yeri geldi her zaman başörtüsüne saldırdığınız halde seçim kampanyasında milleti aldatmak için aldınız yanınıza bir iki tane başörtülü kızımızı veya kadınızımızı onlara rozet takdınız bak biz de başörtülülerden yanayız dediniz.
Ama yalan, sahtekarlık yapıyorsunuz. Hadi gel ne dedik seçim öncesi anayasa yapalım. Bu anayasada başörtüsü konusunu masaya yatıralım bunu çıkaralım. Bak şimdi yine söylüyorum, eğer dürüstseniz, samimiyseniz, yeni yasama döneminde başörtü meselesini anayasa ile teminat altına alalım.
Dürüst olmazsanız sadece grup toplantısı salonunda değil 780 bin kilometre karelik vatan toprağında sizi millete bangır bangır anlatacağım.
"Uçkuru kaptırmışsınız uçkuru"
Kandil'den Pensilvanya'ya kadar terör baronlarının destek beyanlarına bir kez olsun itiraz ettiniz mi? Bay bay Kemal sana söylüyorum ettiniz mi? Ortakların itiraz etti mi? Hiç biri itiraz etmedi.
Edemezsiniz, niye? Dirsek temasınız var. Onlarla berabersiniz. Dürüst değilsiniz. Ve uçkuru kaptırmışsınız uçkuru. Küresel güç odaklarından aferin alabilmek adına toplumun bekasını tehdit eden LGBT belasını meşrulaştırmaya çalıştınız.
Bay bay Kemal siz LGBT'cisiniz. Yanınızdakiler de LGBT'ci. Ama ne AK Parti ne MHP, ne Cumhur İttifakı'nın diğer üyelerinde böyle bir bela yok. Aramızdaki fark bu.
Seçim kazanmak uğruna faşizmi, ırkçılığı, nefret söylemleri ve ayrımcılığı en azami şekilde kullanmaktan çekinmediniz.
İnsanımızı tehdit etmekten, depremzedelerimize yönelik ahlakla, vicdanla ve insanlıkla bağdaşmaşan nobranlıklara kadar her yolu denediniz. Bilhassa 14 Mayıs-28 Mayıs arasında yaşananlar birer kara leke olarak faillerinin alnına yapışmıştır.
Siyaset sahnesinde kaldıkları sürece o leke oradan çıkmayacaktır. Bunlarla birlikte kampanya döneminde ilkokul müsameresini andıran ucuz siyasi şovlara da maalesef şahit olduk. Milletin kendilerine layık görmediği unvanları tepe tepe kullanmaktan daha sandıkların dörtte biri dahi açılmadan zafer ilan etmeye kadar nice skandalı yüzümüz kızararak izledik.
Buldunuz iki tane belediye başkanı onlarla beraber bunları yapmaya gayret ettiniz. Ne oldu? Neredeler şimdi? Kayıplar hadi şimdi onlarla beraber yine dolaş.
Ben yanlız bir adres vereyim. İki tane koltuk yanına al. Koltukların birini İstanbul'a birini de Ankara'ya ver. Onlar da o koltuklarda otursunlar. Çünkü bunlara cumhurbaşkanlığı koltuğu veremedin. Hiç olmazsa sözde genel başkan yardımcılığı koltuğu ver.
Bunu da yapamazlar, korkarlar. Altımızdan koltuk da kaçtı gitti, kaydı gitti derler.Bütün bunları yapanlar belki utanmadı. Ama biz onların kendilerini düşürdüğü durumları görünce onlar adına inanın icap duyduk.
"Önümüzdeki dönemde siyasetin kalitesini ve kalibresini artırmak için var gücümüzla çalışacağız"
Tarih kuşkusuz en adil hakemdir. Herkes tarih ve millet önünde yaptıklarının hesabını verecektir. Tarih hükmünü verene kadar bizim görevimiz demokrasimizi bekasına tehdit oluşturan bu tür kötülüklerden korumaktır.
Bizim sorumluluğumuz siyasi kurumunun itibarını sarsan hadiselerin tekrarlanmasına engel olmaktır. Önümüzdeki dönemde siyasetin kalitesini ve kalibresini artırmak için var gücümüzla çalışacağız. Ben sizlere inanıyorum.
"Alt yapıdan üst yapıya kadar durmak yok yola devam dedik"
Seçimleri kazanmakla aynı zamanda işte böyle bir kuşatmayı da yardık. Muhalefetin hiç bir temeli olmayan korku, istismar ve yalan siyasetini asaletimizden taviz vermeden sürdürdüğümüz çalışmalarla hamdolsun boşa çıkardık.
Onlar popülizm bataklığında her gün biraz daha boğulurken biz halkımızın huzuruna yine eser ve hizmet siyasetemizle çıktık.
Yaptıklarımızı anlattık. Projelerimizi ortaya koyduk. Türkiye'ye dair hedeflerimizi açıkladık. Toplumumuzun tüm kesimlerine yönelik planlarımızı paylaştık.
Alt yapıdan üst yapıya kadar durmak yok yola devam dedik. Seçim çalışmalarımız sırasında dahi 85 milyona yeni müjdeler vermeye devam ettik.
YORUMLAR