Görme engelli öğretmenin meslek aşkı öğrencilerine örnek oluyor
İZMİR'in Gaziemir ilçesindeki Aslanlar Ortaokulu'nda görev yapan görme engelli Ayhan Özgür (37), "Gözüm görseydi yine sosyal bilimler öğretmeni olurdum. Çok severek yapıyorum. Başarıyı isteyen öğrencilerim de yeter ki çalışsınlar. Gören görmeyen fark etmez, hedefine kilitlenen amacına ulaşır" dedi.
İzmir'in Gaziemir ilçesinde yaşayan görme engelli Ayhan Özgür, 4 yıl öğrenim gördüğü Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilimler Öğretmenliği bölümünü birinci olarak tamamladıktan sonra Aslanlar Ortaokulu'nda öğretmenlik yapmaya başladı. 10 kilometre uzaklıktaki Sarnıç'tan her gün okuluna giden Özgür, 10 yıldır öğrencileri ile İnkılap Tarihi dersinde buluşuyor. Bulgaristan göçmeni olduğunu ve 1990 yılında İzmir'e taşındıklarını anlatan Ayhan Özgür, Aydın Milli Eğitim Müdürlüğü'nde santral memurluğu olarak çalıştıktan sonra 2013 yılında öğretmen olduğunu belirtti. İşini sevdiğini anlatan Özgür, kısıtlı imkanlarla öğrenim gördüğünü belirtip, "İlkokulu Bornova Aşık Veysel Görme Engelliler Okulu'nda okudum. Braille görme engelliler alfabesi kullanıyordum. Liseyi normal okudum. Çok yorucuydu. 5 gün okula hafta sonu iki gün dershaneye gidiyordum. Evde dersleri tekrar ediyordum. Tek amacım üniversiteyi kazanmaktı. Üniversiteyi 4 yılda başarıyla tamamlayıp, bölüm birincisi oldum. İmkanlar kısıtlı olduğundan okuyucu bulmak için çırpınıyordum. Şimdiki gibi bir teknoloji yoktu. İnterneti açıp her bilgiye kolayca erişemiyorduk. Kasetlere kaydediyordum. Teybin pili bitiyordu, kasetlerin şeridi bozuluyordu. Zoru başardım. İstediğim için başardım. Yapacak tek şey vardı, ya el açıp sağda solda dilenecek ya da elimden gelen çabayı derslere verip başaracaktım. 2012'de bu okulda öğretmenliğe başladım" dedi.
'HER SINIFTA GÜVENDİĞİM BİR ÖĞRENCİ OLUYOR'
Liseye kadar tercümanlık hedefi olduğunu ancak yabancı dilde evde yardımcı okuyucu bulmanın zor olacağını düşünerek karar değiştirdiğini kaydeden Özgür, sosyal bilgiler dersini çok sevdiğini söyleyip, "Hakları, sorumlulukları, kendi tarihimi öğrenmek ilgimi çekti. Mustafa Kemal Atatürk'ü tanıyıp tarihimizi yakından incelemek beni mutlu etti. Hiç pişman değilim. Gözüm görseydi yine sosyal bilimler öğretmeni olurdum. Çok severek yapıyorum" ifadelerini kullandı. Teknolojideki gelişmenin işlerini kolaylaştırdığını anlatan Özgür, cep telefonundan büyük ölçüde yararlandığını dile getirdi. Özgür, "Her sınıfta güvendiğim bir öğrenci oluyor. Yoklamayı yapıp onlara yazdırıyorum. Öğrencilerimin kitapları, sınıf listeleri, yıllık planlar cep telefonunda kayıtlı. Sesli komutların olması işimi kolaylaştırıyor. Gözüm görseydi de bu mesleği yapardım. Öğrencilerimize vatandaşlık bilinci kazandırıyoruz. Çok keyif alıyorum. Öğrenciler anlattıklarımı anladığında bu durum mutluluğuma mutluluk katıyor" dedi.
'ÖLDÜRMEYEN BİR DURUM GÜÇLENDİRİYOR'
Öğrencileriyle iyi bir iletişim kurduğunu da ifade eden Özgür, bisiklet, satranç, fitness ve yüzme gibi sporlara da vakit ayırdığını söyledi. Özgür, "Çalışkan öğrencilerim beni, ben de onları çok severim. Görme engelli olarak öğretmen olduysam öğrencilerimin de beni geçmesi lazım diye düşünüyorum ve bunu öğrencilerime de söylüyorum. Benim imkansızlıklarım vardı. Ders çalışmak için hep birilerinin desteğine ihtiyacım vardı. Çok şükür hep iyi insanlarla karşılaştım. İstedikten sonra her şeyi başarabilirler. Zorluklar onları yıldırmasın. Sevr Antlaşması öldürmeyeni güçlendirmiş. Aynı bu anlaşma gibi. Bizi yok edip, haklarımızı yok saymışlar ama Türk milleti ayağa kalkmayı başarmış. Öldürmeyen bir durum güçlendiriyor. İsteyen her şekilde başarır. Gören görmeyen fark etmez hedefine kitlenen her türlü amacına ulaşır."
8'inci sınıf öğrencilerinden Ahmet Arslan (13) da öğretmeniyle çok farklı bir ilişkileri olduğuna dikkat çekip, "İnkılap tarihi dersini seviyorum. Çok akıcı geçiyor. 5'inci sınıftan beri Ayhan öğretmenimi tanıyorum. Hem dersi hem öğretmenimi seviyorum bu yüzden Ayhan öğretmenim benim için çok farklı" dedi. (DHA)
YORUMLAR