"İmar Barışı mağduruyuz, haklarımızı isteriz"
İmar Barışı Mağdurları Platformu üyeleri, 2018 yılında yapılan "imar barışı" sonrası aldıkları yapı kayıt belgelerinin iptal edilmesi sonucu mağdur olduklarını söyledi, haklarının iadesini istediler.
29 Ocak 2023 - 15:45 - Güncelleme: 29 Ocak 2023 - 16:39
İmar Barışı Mağdurları Platformu, İzmir'in Konak Meydanı’nda toplanarak hazırladıkları basın açıklamasını okudu. Platformun Basın Sözcüsü Sevda Akyürek, imar barışı mağdurları olarak toplanma sebeplerinin, 2018 yılında çıkarılan İmar Barışı'nın uygulanmasından sonra çektikleri sıkıntılar olduğunu söyledi.
Akyürek: ‘Yapı kayıt belgelerimiz haksız yere iptal edildi”
Bu yasa kapsamında kendi tapulu arazi ve yapılar üzerine barınmak için kendi yuvalarını yaptıklarını, ne devletin hazine arazisini ne de başka bir kişinin hakkını işgal ettiklerini söyleyen Akyürek, “Devletimizin çıkarmış olduğu imar yasasına dayanarak E-Devlet üzerinden başvurumuzu yaptıktan sonra bize tahakkuk ettirilen ücreti de devletimizin kasasına yatırdık. Bir iki gün içinde ilgili bakanlık bizlere yapı kayıt belgesi verdi. Ancak daha sonra bu belgeler iptal edildi. Ceza, dava ve yıkımlarla karşı karşıya kaldık” dedi. Bu soruna ivedilikle çözüm bulunmasını isteyen Akyürek, yeni imar barışı yasasının bir an önce meclise gelerek bu mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Bu yapı kayıt belgesi ile belge ile evlerimize elektrik, su, doğalgaz aboneliği bağladık, kırsal kesimde yol olmayan yerlerde yol açma çalışmaları yaptık. Evlerin boya badana sıva vb. her türlü eksikliğini giderdik. Tabi bu arada dünyayı yakıp kavuran pandemi süreci başladı ve insanlar ekonomik ve psikolojik olarak zor duruma düşerek kırsal kesimlere yerleşmeye başladı. İşte tam da bu sırada uzun bir süre geçtikten sonra yapı kayıt belgemize onay veren ilgili bakanlığın bizzat kendisi verilen hakların geri alınamayacağı hükmünü çiğneyerek haksız yere yapı kayıt belgelerimizi iptal etmeye başlamıştır ve bu iptaller maalesef halen devam etmektedir. Bu iptal durumu devletin kontrol yetkisini anayasal olarak üçüncü şahıslara devredemez hükmüne kesinlikle ters bir durumdur. Bu iptallerden sonra mağduriyetimiz yıkımlar, para cezaları ve mahkemeler ile devam etmiş, imar cezaları, gelen yıkım tebliğleri insanları hem ekonomik hem de psikolojik olarak çok yıpratmış ve yıpratmaya devam etmektedir. Yetkililere şu soruyu sormak istiyoruz başvuru sırasında ilgili Bakanlıkça hiçbir şekilde kontrol ve denetim yapılmayan bu kadar ağır cezai müeyyideleri olan bu yasa uygulanırken vatandaşın bilgilendirilmesi, gerekli kontrollerin yapılması, yanlışlık varsa vatandaşın uyarılması ve sonra belgelerin verilmesi veya uygun değilse iptal edilmesi gerekmez miydi? Bu durum Yapı Kayıt Belgesi alınmasının üzerinden zaman geçtikten sonra bakanlığın hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkesini ihlal edecek şekilde yapı kayıt belgelerini iptal etmesi vatandaşlarımızın mağduriyetine ve kamu güveninin sarsılmasına neden olmaktadır. İmar barışının son başvuru ve ödeme tarihlerinin iki defa uzatılması yanlış anlaşılmalara neden olmuştur. Şöyle ki ödeme ile başvuru süresi uzatılınca 31.12.2017 tarihinin de uzatıldığı doğal olarak düşünülmüştür. Bakanlığın imar barışı reklam filmlerinde ve tanıtım broşürlerinde de 31.12.2017 tarih vurgusu asla yapılmamıştır. Acaba Türkiye’nin her ilinde böyle mağduriyetler yaratan bu ihmaller zinciri normal midir? Yalan beyan nedeniyle hakkımızda suç duyurusu yapıldı ancak savcılarımız bu suçun oluşmadığını beyan ederek yalan beyanla suçlanan vatandaşlar hakkında takipsizlik kararı vermişlerdir. Yine aynı anda yapılan iki yapıdan biri uydu görüntülerine bakılarak iptaller yapıldığı için uydunun görüş alanında olmayan yapılar onaylayan memurun insafına bırakılmıştır. Bu bile yasanın bir eksikliği, yanlış anlaşılmalara kapı araladığı ve hukuka aykırı uygulamaların delili ve göstergesidir. Bizler bu acıların son bulması için her platformda devletimizin ilgili kurumlarına çağrıda bulunduk. TBMM Dilekçe komisyonuna Platform başkanımız Gülbeyaz Kürklü adına dilekçe yazıp on binlerce kişinin imzasıyla bunu taçlandırdık, Cimer‘e aynı şekilde dilekçeler yazdık, ulaşabildiğimiz siyasilere derdimizi anlattık. Ama bir türlü çözüm bulunmadı. Çözüm yolunda şu ana kadar en somut adım biz İmar Barışı Mağdurları Platformu’nun derdini dinleyen değerli bir siyasi parti liderimizin Meclise sunduğu yasa tasarısı teklifi olmuştur ki o teklif neden bir türlü görüşülmüyor halen anlamış değiliz. Şunun ısrarla vurguluyoruz ki bizler rantçı, fırsatçı değiliz. Çoğumuz emekli, kendi yuvasının derdinde olan dar gelirli insanlarız. Bazılarımız belgelerinin iptal edilme haberini muhtarın yazısıyla öğrenmiş orta ve ileri yaşta olup bir kısmımız ise son başvuru süresini gün farkıyla kaçırmış veya ücretini maddi imkânsızlık yüzünden o an ödeyememiş dar gelirli insanlarız. Amacımız; tüm siyasi partilere, milletvekillerine, devlet kurumlarına, basın kuruluşlarına sesimizi duyurarak yaşadığımız bu sıkıntılara bir an önce çözüm bulunması için elimizden geleni yapmaktır. Bizler devletimizi seviyoruz ve devletimizden çözüm bekliyoruz. Kendi tapulu yerlerimizde bulunan, imar barışından faydalanıp yapı kayıt belgesi aldığımız yuvalarımız için alınan yıkım kararları durdurulmalı ve hakkımızda açılan davalar, cezalar iptal edilmeli ve yeni bir düzenleme ile bu yaşanan sorunlar çözülmelidir.”
Akyürek: ‘Yapı kayıt belgelerimiz haksız yere iptal edildi”
Bu yasa kapsamında kendi tapulu arazi ve yapılar üzerine barınmak için kendi yuvalarını yaptıklarını, ne devletin hazine arazisini ne de başka bir kişinin hakkını işgal ettiklerini söyleyen Akyürek, “Devletimizin çıkarmış olduğu imar yasasına dayanarak E-Devlet üzerinden başvurumuzu yaptıktan sonra bize tahakkuk ettirilen ücreti de devletimizin kasasına yatırdık. Bir iki gün içinde ilgili bakanlık bizlere yapı kayıt belgesi verdi. Ancak daha sonra bu belgeler iptal edildi. Ceza, dava ve yıkımlarla karşı karşıya kaldık” dedi. Bu soruna ivedilikle çözüm bulunmasını isteyen Akyürek, yeni imar barışı yasasının bir an önce meclise gelerek bu mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Bu yapı kayıt belgesi ile belge ile evlerimize elektrik, su, doğalgaz aboneliği bağladık, kırsal kesimde yol olmayan yerlerde yol açma çalışmaları yaptık. Evlerin boya badana sıva vb. her türlü eksikliğini giderdik. Tabi bu arada dünyayı yakıp kavuran pandemi süreci başladı ve insanlar ekonomik ve psikolojik olarak zor duruma düşerek kırsal kesimlere yerleşmeye başladı. İşte tam da bu sırada uzun bir süre geçtikten sonra yapı kayıt belgemize onay veren ilgili bakanlığın bizzat kendisi verilen hakların geri alınamayacağı hükmünü çiğneyerek haksız yere yapı kayıt belgelerimizi iptal etmeye başlamıştır ve bu iptaller maalesef halen devam etmektedir. Bu iptal durumu devletin kontrol yetkisini anayasal olarak üçüncü şahıslara devredemez hükmüne kesinlikle ters bir durumdur. Bu iptallerden sonra mağduriyetimiz yıkımlar, para cezaları ve mahkemeler ile devam etmiş, imar cezaları, gelen yıkım tebliğleri insanları hem ekonomik hem de psikolojik olarak çok yıpratmış ve yıpratmaya devam etmektedir. Yetkililere şu soruyu sormak istiyoruz başvuru sırasında ilgili Bakanlıkça hiçbir şekilde kontrol ve denetim yapılmayan bu kadar ağır cezai müeyyideleri olan bu yasa uygulanırken vatandaşın bilgilendirilmesi, gerekli kontrollerin yapılması, yanlışlık varsa vatandaşın uyarılması ve sonra belgelerin verilmesi veya uygun değilse iptal edilmesi gerekmez miydi? Bu durum Yapı Kayıt Belgesi alınmasının üzerinden zaman geçtikten sonra bakanlığın hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkesini ihlal edecek şekilde yapı kayıt belgelerini iptal etmesi vatandaşlarımızın mağduriyetine ve kamu güveninin sarsılmasına neden olmaktadır. İmar barışının son başvuru ve ödeme tarihlerinin iki defa uzatılması yanlış anlaşılmalara neden olmuştur. Şöyle ki ödeme ile başvuru süresi uzatılınca 31.12.2017 tarihinin de uzatıldığı doğal olarak düşünülmüştür. Bakanlığın imar barışı reklam filmlerinde ve tanıtım broşürlerinde de 31.12.2017 tarih vurgusu asla yapılmamıştır. Acaba Türkiye’nin her ilinde böyle mağduriyetler yaratan bu ihmaller zinciri normal midir? Yalan beyan nedeniyle hakkımızda suç duyurusu yapıldı ancak savcılarımız bu suçun oluşmadığını beyan ederek yalan beyanla suçlanan vatandaşlar hakkında takipsizlik kararı vermişlerdir. Yine aynı anda yapılan iki yapıdan biri uydu görüntülerine bakılarak iptaller yapıldığı için uydunun görüş alanında olmayan yapılar onaylayan memurun insafına bırakılmıştır. Bu bile yasanın bir eksikliği, yanlış anlaşılmalara kapı araladığı ve hukuka aykırı uygulamaların delili ve göstergesidir. Bizler bu acıların son bulması için her platformda devletimizin ilgili kurumlarına çağrıda bulunduk. TBMM Dilekçe komisyonuna Platform başkanımız Gülbeyaz Kürklü adına dilekçe yazıp on binlerce kişinin imzasıyla bunu taçlandırdık, Cimer‘e aynı şekilde dilekçeler yazdık, ulaşabildiğimiz siyasilere derdimizi anlattık. Ama bir türlü çözüm bulunmadı. Çözüm yolunda şu ana kadar en somut adım biz İmar Barışı Mağdurları Platformu’nun derdini dinleyen değerli bir siyasi parti liderimizin Meclise sunduğu yasa tasarısı teklifi olmuştur ki o teklif neden bir türlü görüşülmüyor halen anlamış değiliz. Şunun ısrarla vurguluyoruz ki bizler rantçı, fırsatçı değiliz. Çoğumuz emekli, kendi yuvasının derdinde olan dar gelirli insanlarız. Bazılarımız belgelerinin iptal edilme haberini muhtarın yazısıyla öğrenmiş orta ve ileri yaşta olup bir kısmımız ise son başvuru süresini gün farkıyla kaçırmış veya ücretini maddi imkânsızlık yüzünden o an ödeyememiş dar gelirli insanlarız. Amacımız; tüm siyasi partilere, milletvekillerine, devlet kurumlarına, basın kuruluşlarına sesimizi duyurarak yaşadığımız bu sıkıntılara bir an önce çözüm bulunması için elimizden geleni yapmaktır. Bizler devletimizi seviyoruz ve devletimizden çözüm bekliyoruz. Kendi tapulu yerlerimizde bulunan, imar barışından faydalanıp yapı kayıt belgesi aldığımız yuvalarımız için alınan yıkım kararları durdurulmalı ve hakkımızda açılan davalar, cezalar iptal edilmeli ve yeni bir düzenleme ile bu yaşanan sorunlar çözülmelidir.”
YORUMLAR