İnsanlık korona sınavında
Sanayici-yazar Tahsin Güzel, bugünkü Cuma yazısında insanlığın geldiği noktayı, dünyayı ve İslam'a bakışı yazdı.
20 Kasım 2020 - 14:10
İNSANLIK SINAV VERİYOR!
Din, dil, ırk demeden topyekün insanoğluna aynı dili konuşturan ve aynı yolda buluşturan korona virüs…
Yarım asırdır insanlık suçu işleyen asrın kudretli firavunlarını dize getirdin. Güçlü devletleri güçsüzleştirdin. Topunu tüfeğini susturup, seslerini kesip pusturdun çaresizleştirdin.
Hey kudretli firavunlar!
Aslında sizleri çaresiz hale getiren, uykularınızı kaçıran ve bu kadar can alan depremler, doğal afetler ve korona değil; sahillerde kıyıya vuran çocuk cesetleridir… Evinden, yurdundan sürülen,her tür eza ve ceza ile ailesinden koparılan milyonların bedduasıdır…
Afrika’da, Asya’da nimetleri soyup soğana çevirdiniz. İnsanlar açlıktan ölürken sizler saltanat sürdürdünüz. Bilesiniz ki bu sizlere kesilen faturadır. Kurunun yanında yaş da yanar misali haksızlıklar karşısında sessiz kalan insanlığa da tahakkuk eden katma değeridir…
İslam dinini, ‘İslami terör’ ile bütünleştiren ey batı, ey kudretli haşmetliler ve ey içimizdeki ezan sesinden dahi rahatsız olan din karşıtları… Bakın korona küçücük bir mikrop, insanlığı dize getirdi, yüce Allah’ı hatırlattı. Zorda kalınca nasıl Allah diyor ve sarılıyorsunuz…
Ölüm de var Ölüm!
Umursamasanız da doğan her canlı bir gün ölümü tadacak.. Yaratılan mahlûkatın içinde öleceğini bilen sadece insan olmasına karşın bu vicdansızlık nedir?
Ölüm takvimini Allah’ tan başka kimse bilemez! Gücünüz de bu takvimi değiştiremez!
İtalyan, İspanyol, İngiliz, Fransız, Alman, Amerika ve tüm dünyaya bir sinek dahi yeter bilesiniz. Ne paranız pulunuz, ne maddenin kölesi olan kullarınız, ne de ilminiz, biliminiz yetmez.. İşiniz yüce Allah’ a kaldı.
Bakın doktor, hemşire ve sağlıkçılarınız bile işe başlarken, “Ey Allah’ım hastalarımızı iyi et merhametinle muamele eyle, bize güç ver” diye dua eder oldular. Birçok ülkede de terörle bütünleştirdiğiniz İslam dininin mensubu Müslümanların dua ve ibadetlerine eşlik eder oldunuz…
İnsanlık imtihandan geçiyor, insanların acizliğini müşahede ediyoruz.. Bir musibet bin nasihat tan evladır. İnsanoğlu bundan bir ders çıkartır, aklını başına alır…
Devletin büyüklüğü gücü böyle zamanlarda belli olur. Sanayinin devlerini, dünyaya rota belirleyenleri gördük, aslanken kedi olduklarına şahit olduk. Allah, Türkiye Cumhuriyetine güç kuvvet versin, her tür musibet ve beladan korusun.
Son 10 yıldır bu devlete dört koldan saldırı var. Her tür argüman kullanılıyor. Bir yanda dünyanın destek verdiği terör, diğer yanda ekonomik ve siyasi taarruz… Buna rağmen bu ülke hem dünyadaki mağdur ve mazlumların yanında hem de yaşanan doğal afetlerde vatandaşının yanında.
Dünyada yaşanan olumsuzlukları görmezden gelip hükümeti dolayısıyla devletimizi karalamaya çalışanlara rağmen bu devlet büyüktür. Doğal afetlerde vatandaşının yanında… Yaşlısına, hastasına, anasına, danasına yardım ediyor.. Kitabını, kalemini, defterini veriyor..
Bu küresel bir savaştır.. “Biz bize yeteriz” kampanyasında gönüllülük sistemi var. Jandarma, polis gönderip silah zoruyla para ve mallarına el koymuyor.
Bu millet harmanda hasılatına el konulduğunu, hayvan vergisinin alındığını, garip vatandaşın, keçiyi, eşeği yorganın altına saklayıp bir tanesinden olmamak için vergi memurlarına “Babam” diye yalvardığı günler de yaşandı…
Devlet olağanüstü bir durum yaşıyorsa gerekirse zorla da alır…
Evet bu günlerde olağanüstü bir durum yaşanıyor ve buna rağmen devlet zorla almıyor aksine yardım ediyor.
Din, dil, ırk demeden topyekün insanoğluna aynı dili konuşturan ve aynı yolda buluşturan korona virüs…
Yarım asırdır insanlık suçu işleyen asrın kudretli firavunlarını dize getirdin. Güçlü devletleri güçsüzleştirdin. Topunu tüfeğini susturup, seslerini kesip pusturdun çaresizleştirdin.
Hey kudretli firavunlar!
Aslında sizleri çaresiz hale getiren, uykularınızı kaçıran ve bu kadar can alan depremler, doğal afetler ve korona değil; sahillerde kıyıya vuran çocuk cesetleridir… Evinden, yurdundan sürülen,her tür eza ve ceza ile ailesinden koparılan milyonların bedduasıdır…
Afrika’da, Asya’da nimetleri soyup soğana çevirdiniz. İnsanlar açlıktan ölürken sizler saltanat sürdürdünüz. Bilesiniz ki bu sizlere kesilen faturadır. Kurunun yanında yaş da yanar misali haksızlıklar karşısında sessiz kalan insanlığa da tahakkuk eden katma değeridir…
İslam dinini, ‘İslami terör’ ile bütünleştiren ey batı, ey kudretli haşmetliler ve ey içimizdeki ezan sesinden dahi rahatsız olan din karşıtları… Bakın korona küçücük bir mikrop, insanlığı dize getirdi, yüce Allah’ı hatırlattı. Zorda kalınca nasıl Allah diyor ve sarılıyorsunuz…
Ölüm de var Ölüm!
Umursamasanız da doğan her canlı bir gün ölümü tadacak.. Yaratılan mahlûkatın içinde öleceğini bilen sadece insan olmasına karşın bu vicdansızlık nedir?
Ölüm takvimini Allah’ tan başka kimse bilemez! Gücünüz de bu takvimi değiştiremez!
İtalyan, İspanyol, İngiliz, Fransız, Alman, Amerika ve tüm dünyaya bir sinek dahi yeter bilesiniz. Ne paranız pulunuz, ne maddenin kölesi olan kullarınız, ne de ilminiz, biliminiz yetmez.. İşiniz yüce Allah’ a kaldı.
Bakın doktor, hemşire ve sağlıkçılarınız bile işe başlarken, “Ey Allah’ım hastalarımızı iyi et merhametinle muamele eyle, bize güç ver” diye dua eder oldular. Birçok ülkede de terörle bütünleştirdiğiniz İslam dininin mensubu Müslümanların dua ve ibadetlerine eşlik eder oldunuz…
İnsanlık imtihandan geçiyor, insanların acizliğini müşahede ediyoruz.. Bir musibet bin nasihat tan evladır. İnsanoğlu bundan bir ders çıkartır, aklını başına alır…
Devletin büyüklüğü gücü böyle zamanlarda belli olur. Sanayinin devlerini, dünyaya rota belirleyenleri gördük, aslanken kedi olduklarına şahit olduk. Allah, Türkiye Cumhuriyetine güç kuvvet versin, her tür musibet ve beladan korusun.
Son 10 yıldır bu devlete dört koldan saldırı var. Her tür argüman kullanılıyor. Bir yanda dünyanın destek verdiği terör, diğer yanda ekonomik ve siyasi taarruz… Buna rağmen bu ülke hem dünyadaki mağdur ve mazlumların yanında hem de yaşanan doğal afetlerde vatandaşının yanında.
Dünyada yaşanan olumsuzlukları görmezden gelip hükümeti dolayısıyla devletimizi karalamaya çalışanlara rağmen bu devlet büyüktür. Doğal afetlerde vatandaşının yanında… Yaşlısına, hastasına, anasına, danasına yardım ediyor.. Kitabını, kalemini, defterini veriyor..
Bu küresel bir savaştır.. “Biz bize yeteriz” kampanyasında gönüllülük sistemi var. Jandarma, polis gönderip silah zoruyla para ve mallarına el koymuyor.
Bu millet harmanda hasılatına el konulduğunu, hayvan vergisinin alındığını, garip vatandaşın, keçiyi, eşeği yorganın altına saklayıp bir tanesinden olmamak için vergi memurlarına “Babam” diye yalvardığı günler de yaşandı…
Devlet olağanüstü bir durum yaşıyorsa gerekirse zorla da alır…
Evet bu günlerde olağanüstü bir durum yaşanıyor ve buna rağmen devlet zorla almıyor aksine yardım ediyor.
YORUMLAR