İşte 2022 yılı sağlıkta şiddet raporu
Sağlık-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ekrem Özdemir, 2022 yılında sağlıkta yaşanan şiddet olayları ile ilgili açıklama yaptı.
13 Ocak 2023 - 18:18 - Güncelleme: 13 Ocak 2023 - 18:58
Sağlık-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ekrem Özdemir, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Sağlık çalışanlarının kronik bazı sorunlarının çözüme kavuştuğu, ekonomik ve özlük haklarında nisbi iyileştirmelerin yaşandığı 2022 yılında, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet maalesef artarak devam etti.
Yıl boyunca ülkenin dört bir yanından aralıksız şiddet haberleri geldi. Bu haberlerin içinden en çok can yakanı Konya ve İstanbul’dan gelenlerdi.
Temmuz ayında bir hasta yakını tarafından canice katledilen Doktor Ekrem Karakaya’nın yasanı tutan sağlık çalışanları, bu olayın şokunu atlatamadan Eylül ayında bir başka ölüm haberiyle daha yıkıldı. Esenyurt Devlet Hastanesi’nde yine hasta yakınlarının bıçaklı saldırısına uğrayan güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan, yaşam savaşını kaybetti. Ölümle sonuçlanan bu iki şiddet olayı Türkiye’yi adeta yasa boğdu.
Şiddete kurban verdiğimiz sağlık çalışanlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve sağlık camiamıza bir defa daha başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Yaşanan şiddet olayları, sağlık çalışanlarımızı derinden sarstığı gibi korku ve paniğe kapılmalarına neden oldu. Ayrıca şiddet, çalışanların meslekten soğumalarında, tükenmişlik sendromuna sürüklenmelerinde de önemli yer tuttu.
Sağlık-Sen olarak, verdiğimiz mücadele ve yayınladığımız raporlarla sağlıkta şiddeti bilinir ve duyulur hale getirdik. Her ay düzenli olarak kamuoyu ile paylaştığımız şiddet raporlarıyla farkındalık oluşturduk. Şiddet olaylarına yönelik verdiğimiz tüm bu tepkilerle toplumsal duyarlılığın artmasına ve karar mercilerinin harekete geçmesine katkı sağladık.
Neticede sağlıkta şiddet konusunda önemli adımlar atıldı. Beyaz kod uygulaması, cezaların yüzde 50 oranında artırılması, sağlıkta şiddetin bir kamu davası niteliğine dönüşmesi, şiddetin katalog suçlar arasına girmesi en dikkat çekici yasal adımlar oldu. Ancak tüm bu adımların şiddet vakalarını sonlandırmadığı görüldü.
Sağlıkta Şiddet Yasası’na rağmen saldırganların adli mercilerce serbest bırakılması, her zaman olduğu gibi sağlık çalışanlarını yaralarken, failleri cesaretlendirmiştir. Bu nedenle, hakim, savcı ve kolluk kuvvetlerine önemli görevler düştüğünü hatırlamakta fayda var.
Elbette sağlık idaresine de her zaman olduğu gibi önemli görevler düşmektedir. Bu kapsamda;
- X-ray cihazlarının hastanelere yerleştirilmeleri hızlandırılmalıdır.
- Güvenlik görevlilerine hem eğitim verilmeli hem de yetkileri arttırılmalıdır.
- Hasta ve hasta yakınlarının hastanede bekleme alanları ayrı tutulmalıdır.
- Şiddet olaylarının yoğun yaşandığı acil servislerde ilave güvenlik tedbirlerine yer verilmelidir.
- Hasta yakınlarının hastaları hakkında bilgiye doğru ve kolay ulaşmasının kanalları açılmalıdır.
- Şiddetin yoğun olarak yaşanabileceği birimlerde görevli sağlık çalışanlarına ‘kriz anlarını yönetmeye yönelik’ iletişim eğitimleri verilmelidir.
- Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katılımıyla toplumsal duyarlılığı artırmaya yönelik projeler hayata geçirilmelidir.
-Aynı zamanda medya organlarına ve rol model kişilere de önemli sorumluluklar düşmektedir.
- Okul müfredatlarına sağlıkta şiddet konusunda duyarlılığı arttırıcı bölümler konmalıdır.
Yıl boyunca yaşanan şiddet olayları, şiddetin mağdurlarla beraber tüm çalışanları etkilediğini çok net bir şekilde ortaya koydu. Şiddet; tüm sağlık çalışanlarını, aile fertlerini ve hastaları etkilediği gibi nitelikli sağlık hizmetini de etkilemektedir. Bu yönüyle bakıldığında da sağlıkta şiddetin toplumsal bir sorun olduğu görülecektir. Dolayısıyla şiddetle mücadele ederken, yürütülen mücadelenin toplumsal duyarlılığı artırıcı yönleri asla göz ardı edilmemelidir.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin en çok hasta ve hasta yakınlarından geldiği gerçeği de bir başka göz ardı edilmemesi gereken temel husustur. Bu husus da şiddetle mücadelenin, olay temelli değil, toplum temelli ele alınması gerektiği açıkça görülmektedir.
Toplumsal boyutu olduğu için elbette sağlıkta şiddet sorununu kısa vadede ortadan kaldırmak mümkün değil. Ancak kamunun, sivil toplum kuruluşlarının, medya organlarının ve duyarlı herkesin ve her kesimin koordineli çalışmalarıyla, sorunu minimize etmek mümkün.
Bu değerlendirmeler çerçevesinde geçtiğimiz 2022 yılında yaşanan şiddet olaylarına baktığımızda, olayların bir önceki yıla göre arttığını görüyoruz.
Aralık ayında yaşanan 15 şiddet olayıyla birlikte 2022 yılında toplamda 249 şiddet olayı yaşandı. 2021 yılında bu rakam 190 idi.
Yıl boyunca yaşanan 494 saldırganın neden olduğu 249 şiddet vakasında 422 sağlık çalışanı şiddet kurbanı oldu. 1 doktor ve 1 güvenlik görevlisi ise görevi başında hayatını kaybetti.
Şiddet olaylarının 210’una hasta ve hasta yakınları neden olurken, 35’ine kendini bilmez kişiler sebebiyet verdi. 4 olaya ise idareciler neden oldu.
249 şiddet olayının 216’sı hem sözlü hem fiili, 32’si sözlü, 1’i mobbing şeklinde cereyan etti.
Şiddet olaylarının adresi yine değişmedi. 2022 yılı boyunca yaşanan 249 şiddet olayının 206’sı hastanelerde vuku buldu. 23 olay sahada yaşanırken, 16 şiddet olayı ise aile sağlık merkezlerinde gerçekleşti. Aynı zamanda 1 olay sosyal medya, 3 olay ise SABİM üzerinden tehditle gerçekleşti.
Mağdurlara branş bazlı baktığımızda ise yıl boyunca en çok şiddete maruz kalanların doktor ve hemşireler olduğunu görüyoruz.
Yaşanan şiddet olaylarında 2 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. 149 doktor, 76 hemşire, 76 güvenlik görevlisi, 58 acil sağlık hizmetleri çalışanı, 3 eczacı ve 60 diğer sağlık çalışanı olmak üzere toplamda 422 sağlık çalışanı mağdur oldu.
2022 yılında, konunun adli süreçlerinde de dikkat çekici gelişmeler yaşandı.
Yıl boyunca şiddet olaylarına sebebiyet veren 494 saldırgandan 202’si hakkında herhangi bir işlem yapılmazken, 141 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Sadece 96 saldırgan tutuklanırken, 53 saldırgan hakkında adli soruşturma başlatıldı. İki saldırgana ise kamudan uzaklaştırma cezası verildi.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kanayan bir yaraya dönüşmüşken, bu rakamlar, adli mercilerin konuya yeterince hassasiyetle yaklaşmadığını ortaya koymaktadır.
Temennimiz, hiçbir çalışanın zarar görmemesi, burnunun kanamamasıdır. Ülkemizin en ücra köşelerine kadar örgütlü tek yetkili sendika olarak, eğitimden hukuki desteğe, bilgilendirici medya çalışmalarından farkındalık oluşturucu sosyal sorumluluk projelerine kadar her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu bir defa hatırlatmak istiyoruz. 2023 yılında üyelerimize ve isteyen tüm sağlık çalışanlarına yönelik olarak bu tür faaliyetlere ağırlık vereceğiz. Bu faaliyetler elbette sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır. Ancak nihai çözümün kamu öncülüğündeki toplumsal seferberlikten geçtiğini özellikle vurgulamak isteriz.
Sağlık çalışanlarının kronik bazı sorunlarının çözüme kavuştuğu, ekonomik ve özlük haklarında nisbi iyileştirmelerin yaşandığı 2022 yılında, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet maalesef artarak devam etti.
Yıl boyunca ülkenin dört bir yanından aralıksız şiddet haberleri geldi. Bu haberlerin içinden en çok can yakanı Konya ve İstanbul’dan gelenlerdi.
Temmuz ayında bir hasta yakını tarafından canice katledilen Doktor Ekrem Karakaya’nın yasanı tutan sağlık çalışanları, bu olayın şokunu atlatamadan Eylül ayında bir başka ölüm haberiyle daha yıkıldı. Esenyurt Devlet Hastanesi’nde yine hasta yakınlarının bıçaklı saldırısına uğrayan güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan, yaşam savaşını kaybetti. Ölümle sonuçlanan bu iki şiddet olayı Türkiye’yi adeta yasa boğdu.
Şiddete kurban verdiğimiz sağlık çalışanlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve sağlık camiamıza bir defa daha başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Yaşanan şiddet olayları, sağlık çalışanlarımızı derinden sarstığı gibi korku ve paniğe kapılmalarına neden oldu. Ayrıca şiddet, çalışanların meslekten soğumalarında, tükenmişlik sendromuna sürüklenmelerinde de önemli yer tuttu.
Sağlık-Sen olarak, verdiğimiz mücadele ve yayınladığımız raporlarla sağlıkta şiddeti bilinir ve duyulur hale getirdik. Her ay düzenli olarak kamuoyu ile paylaştığımız şiddet raporlarıyla farkındalık oluşturduk. Şiddet olaylarına yönelik verdiğimiz tüm bu tepkilerle toplumsal duyarlılığın artmasına ve karar mercilerinin harekete geçmesine katkı sağladık.
Neticede sağlıkta şiddet konusunda önemli adımlar atıldı. Beyaz kod uygulaması, cezaların yüzde 50 oranında artırılması, sağlıkta şiddetin bir kamu davası niteliğine dönüşmesi, şiddetin katalog suçlar arasına girmesi en dikkat çekici yasal adımlar oldu. Ancak tüm bu adımların şiddet vakalarını sonlandırmadığı görüldü.
Sağlıkta Şiddet Yasası’na rağmen saldırganların adli mercilerce serbest bırakılması, her zaman olduğu gibi sağlık çalışanlarını yaralarken, failleri cesaretlendirmiştir. Bu nedenle, hakim, savcı ve kolluk kuvvetlerine önemli görevler düştüğünü hatırlamakta fayda var.
Elbette sağlık idaresine de her zaman olduğu gibi önemli görevler düşmektedir. Bu kapsamda;
- X-ray cihazlarının hastanelere yerleştirilmeleri hızlandırılmalıdır.
- Güvenlik görevlilerine hem eğitim verilmeli hem de yetkileri arttırılmalıdır.
- Hasta ve hasta yakınlarının hastanede bekleme alanları ayrı tutulmalıdır.
- Şiddet olaylarının yoğun yaşandığı acil servislerde ilave güvenlik tedbirlerine yer verilmelidir.
- Hasta yakınlarının hastaları hakkında bilgiye doğru ve kolay ulaşmasının kanalları açılmalıdır.
- Şiddetin yoğun olarak yaşanabileceği birimlerde görevli sağlık çalışanlarına ‘kriz anlarını yönetmeye yönelik’ iletişim eğitimleri verilmelidir.
- Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katılımıyla toplumsal duyarlılığı artırmaya yönelik projeler hayata geçirilmelidir.
-Aynı zamanda medya organlarına ve rol model kişilere de önemli sorumluluklar düşmektedir.
- Okul müfredatlarına sağlıkta şiddet konusunda duyarlılığı arttırıcı bölümler konmalıdır.
Yıl boyunca yaşanan şiddet olayları, şiddetin mağdurlarla beraber tüm çalışanları etkilediğini çok net bir şekilde ortaya koydu. Şiddet; tüm sağlık çalışanlarını, aile fertlerini ve hastaları etkilediği gibi nitelikli sağlık hizmetini de etkilemektedir. Bu yönüyle bakıldığında da sağlıkta şiddetin toplumsal bir sorun olduğu görülecektir. Dolayısıyla şiddetle mücadele ederken, yürütülen mücadelenin toplumsal duyarlılığı artırıcı yönleri asla göz ardı edilmemelidir.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin en çok hasta ve hasta yakınlarından geldiği gerçeği de bir başka göz ardı edilmemesi gereken temel husustur. Bu husus da şiddetle mücadelenin, olay temelli değil, toplum temelli ele alınması gerektiği açıkça görülmektedir.
Toplumsal boyutu olduğu için elbette sağlıkta şiddet sorununu kısa vadede ortadan kaldırmak mümkün değil. Ancak kamunun, sivil toplum kuruluşlarının, medya organlarının ve duyarlı herkesin ve her kesimin koordineli çalışmalarıyla, sorunu minimize etmek mümkün.
Bu değerlendirmeler çerçevesinde geçtiğimiz 2022 yılında yaşanan şiddet olaylarına baktığımızda, olayların bir önceki yıla göre arttığını görüyoruz.
Aralık ayında yaşanan 15 şiddet olayıyla birlikte 2022 yılında toplamda 249 şiddet olayı yaşandı. 2021 yılında bu rakam 190 idi.
Yıl boyunca yaşanan 494 saldırganın neden olduğu 249 şiddet vakasında 422 sağlık çalışanı şiddet kurbanı oldu. 1 doktor ve 1 güvenlik görevlisi ise görevi başında hayatını kaybetti.
Şiddet olaylarının 210’una hasta ve hasta yakınları neden olurken, 35’ine kendini bilmez kişiler sebebiyet verdi. 4 olaya ise idareciler neden oldu.
249 şiddet olayının 216’sı hem sözlü hem fiili, 32’si sözlü, 1’i mobbing şeklinde cereyan etti.
Şiddet olaylarının adresi yine değişmedi. 2022 yılı boyunca yaşanan 249 şiddet olayının 206’sı hastanelerde vuku buldu. 23 olay sahada yaşanırken, 16 şiddet olayı ise aile sağlık merkezlerinde gerçekleşti. Aynı zamanda 1 olay sosyal medya, 3 olay ise SABİM üzerinden tehditle gerçekleşti.
Mağdurlara branş bazlı baktığımızda ise yıl boyunca en çok şiddete maruz kalanların doktor ve hemşireler olduğunu görüyoruz.
Yaşanan şiddet olaylarında 2 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. 149 doktor, 76 hemşire, 76 güvenlik görevlisi, 58 acil sağlık hizmetleri çalışanı, 3 eczacı ve 60 diğer sağlık çalışanı olmak üzere toplamda 422 sağlık çalışanı mağdur oldu.
2022 yılında, konunun adli süreçlerinde de dikkat çekici gelişmeler yaşandı.
Yıl boyunca şiddet olaylarına sebebiyet veren 494 saldırgandan 202’si hakkında herhangi bir işlem yapılmazken, 141 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Sadece 96 saldırgan tutuklanırken, 53 saldırgan hakkında adli soruşturma başlatıldı. İki saldırgana ise kamudan uzaklaştırma cezası verildi.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kanayan bir yaraya dönüşmüşken, bu rakamlar, adli mercilerin konuya yeterince hassasiyetle yaklaşmadığını ortaya koymaktadır.
Temennimiz, hiçbir çalışanın zarar görmemesi, burnunun kanamamasıdır. Ülkemizin en ücra köşelerine kadar örgütlü tek yetkili sendika olarak, eğitimden hukuki desteğe, bilgilendirici medya çalışmalarından farkındalık oluşturucu sosyal sorumluluk projelerine kadar her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu bir defa hatırlatmak istiyoruz. 2023 yılında üyelerimize ve isteyen tüm sağlık çalışanlarına yönelik olarak bu tür faaliyetlere ağırlık vereceğiz. Bu faaliyetler elbette sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır. Ancak nihai çözümün kamu öncülüğündeki toplumsal seferberlikten geçtiğini özellikle vurgulamak isteriz.
YORUMLAR