İzmir'de Büyükşehir binası için rapor: Güçlendirme yetmez
Akademisyen Barış Erkuş, İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen depremde hasar gören İzmir Büyükşehir Belediyesi binası için hazırlanan bilimsel raporu meclis toplantısında sundu. Erkuş, bina için güçlendirmeyi uygun bulmadıklarını belirtti.
12 Temmuz 2021 - 23:42 - Güncelleme: 12 Temmuz 2021 - 23:44
İzmir Büyükşehir Belediyesinin temmuz ayı olağan meclis toplantısının ilk oturumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde (AASSM) yapıldı. Başkan Soyer, 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremde hasar gören ve Konak Meydanı'nda bulunan belediye ana hizmet binasının boşaltılmasıyla ilgili söz aldı. Deprem sonrasında binanın güçlendirilmesi ya da yıkılması görüşleri ifade edilirken, Başkan Soyer de bilimsel bir çalışma yürütüldüğünü açıkladı. Başkan Soyer, "Bildiğiniz gibi İzmir Büyükşehir Belediye binası da hasar görmüştü ve boşaltma kararı almıştık. Daha sonra tespit çalışması yapma kararı vermiştik" dedi.
Ardından Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak söz aldı. Toplantıda İstanbul Teknik Üniversitesi eski Öğretim Üyesi Barış Erkuş ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ufuk Yazgan tarafından hazırlanan rapor için mecliste sunum yapıldı. Akademisyen Erkuş, bina için güçlendirmeyi uygun bulmadıklarını açıkladı.
"Çok titiz davrandık"
Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak, "30 Ekim'deki deprem sonrasında ana binamızdaki hasarlardan dolayı binamızı boşalttık. Binayla ilgili çeşitli tartışmalar yaşandı, görüşler öne sürüldü. Biz de karar süreciyle ilgili çok titiz davrandık. Hatalı bir karar vermemek için çalışmaları sürdürdük" diye konuştu.
Geçmiş yıllarda güçlendirme çalışmaları yürütüldüğünü söyleyen Atak, oluşturulan rapor hakkında kısaca bilgilendirmede bulundu. Atak, İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetim Birimi'yle hizmet protokolünün imzalandığını hatırlatarak, raporun İstanbul Teknik Üniversitesi eski Öğretim Üyesi Barış Erkuş ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ufuk Yazgan tarafından hazırlandığını aktardı.
"Risk gözlemledik"
Nihai kararın verilmesi noktasında kendilerinden talepte bulunulduğunu söyleyen Erkuş, binanın geçmişini ve yapılan çalışmaları dikkate alarak öneride bulunduklarını kaydetti. Erkuş şunları ifade etti:
"Binamız ana hatlarıyla 5 bloktan oluşuyor. A ve C bloklar deniz tarafına bakıyor. Binamızın yüksekliği yaklaşık 30 metre. Zemin ve 7 normal kattan oluşuyor. O zamanın iyi mühendislik hizmeti görmüş bina. O dönemin en iyi bilgilerinin yansıtıldığı bina. Mimarı olarak da çok güzel. Ancak günümüz noktasında bakıldığında beton dayanımı nispeten zayıf. Beton dayanımının düşük olmasından kaynaklı yapının iskeletinin zayıf olduğunu düşünebiliriz. Bu bizi rahatsız eden bir konu. Zemin çok iyi bir zemin değil. Çok farklı malzemeye sahip olan katmanlar var. Deprem açısından riskli kabul ettiğimiz zemin tipi. İzmir'in genelinde durum bu. Kazıklı sistemle yapılmış, şu anda da yapılsa kazık çakılır. Deprem açısından istediğimiz bir zemin türü değil. 2017 yılında da gözlemler yapmıştım. Özellikle denize bakan tarafta çok ağır korozyon gözlemliyoruz. Demirin boyutlarının azalması ve hesaptakilerden çok daha düşük değerlere sahip olması demek. Denize bakan tüm kolonlarda bunu gözlemledik. Bunlar zaten biliniyordu. Bunlar ağır korozyon olarak geçiyor. Bu kolonların durumu binanın genel durumu hakkında bize iyi bir bilgi veriyor. Kazık sisteminde ciddi bir risk olduğunu gözlemledik."
"15 santimetrelik oturma söz konusu"
Erkuş sözlerini şöyle sürdürdü:
"C blokta 15 santimetrelik bir oturma söz konusu. Deprem sonrasında koridorlarda da bu gözlendi. Kazıklarda da bir sorun olacağı anlamına gelir. 2006 yılında çalışma yapılmış, 2007'de güçlendirme projesi hazırlanmış. Zemin iyileştirme projesi önerilmiş. Ama uygulanamamış. Üst yapı ve alt yapı konusunda güçlendirme yapılması lazım. Üst yapı için kapsamlı çalışmalar yapılmış ama alt yapı için yapılmamış. Bazı sıkıntılar var. Çalışmalar genellikle ön çalışma seviyesinde. Yapıldığı döneme göre iyi bir çalışma ama şu an deprem güvenliği riski var."
"Güçlendirme çok zor ve maliyetli"
Önceliklerinin yıkmak değil güçlendirmek olduğunu hatırlatan Erkuş, "Güçlendirme çalışmaları binadan binaya farklılık gösterir. İskelet yapısı güçlü olanları rahatça kurtarabilirsiniz. Bazı yapıların iskeleti gerçekten kötüdür. Ne kadar fazla çalışırsanız çalışın güçlendirmenin uygun olmadığı ve yapının sürecini tamamladığı görüşüne ulaşıyorsunuz. Belediye binasının yeniden kullanılması talepleri oldu. Biz bütün parametreleri bir araya getirerek güçlendirmenin uygun olup olmadığına karar vermek zorundayız. Üst yapı noktasında maliyeti yüksek olsa bile güçlendirme uygun olabilir. Ancak alt yapıda çok ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyoruz. Mevcut kazık sisteminin kullanılmayacağını düşünüyoruz. Güçlendirmenin çok zor ve maliyetli olacağını düşünüyoruz. Güçlendirmeyi garanti edemiyoruz. Bugüne kadar yapılan değerlendirmeler var. İlk başta gözlemlenmeyen sıkıntılar göze çarpıyor. Güçlendirme maliyeti sıfır binanın yüzde 40'ından fazlaysa çok uygun olmadığı düşünülür. Maliyetlere bakıldığında tüm güçlendirme kalemleri yüzde 40'ın üzerindedir. Yapı birçok deprem görmüş durumda, yıpranmalar var. Yüksek uzmanlık gerektiren noktalar da var. Makul seviyede bir maliyetle bu işin yapılmasının zor olacağını düşünüyoruz. Güçlendirmenin mimariye olumsuz etkilerinin olacağını düşünüyoruz. Güçlendirmeyle her zaman şüphe olacağını düşünüyoruz. Binanın güçlendirilerek korunması yaklaşımının maliyet, insan güvenliği açısından uygun olmadığı noktasına geldik. Bu şekilde bir öneri sunduk. Takdir İzmir Büyükşehir Belediyesinde olacak" dedi.
Ardından Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak söz aldı. Toplantıda İstanbul Teknik Üniversitesi eski Öğretim Üyesi Barış Erkuş ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ufuk Yazgan tarafından hazırlanan rapor için mecliste sunum yapıldı. Akademisyen Erkuş, bina için güçlendirmeyi uygun bulmadıklarını açıkladı.
"Çok titiz davrandık"
Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak, "30 Ekim'deki deprem sonrasında ana binamızdaki hasarlardan dolayı binamızı boşalttık. Binayla ilgili çeşitli tartışmalar yaşandı, görüşler öne sürüldü. Biz de karar süreciyle ilgili çok titiz davrandık. Hatalı bir karar vermemek için çalışmaları sürdürdük" diye konuştu.
Geçmiş yıllarda güçlendirme çalışmaları yürütüldüğünü söyleyen Atak, oluşturulan rapor hakkında kısaca bilgilendirmede bulundu. Atak, İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetim Birimi'yle hizmet protokolünün imzalandığını hatırlatarak, raporun İstanbul Teknik Üniversitesi eski Öğretim Üyesi Barış Erkuş ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ufuk Yazgan tarafından hazırlandığını aktardı.
"Risk gözlemledik"
Nihai kararın verilmesi noktasında kendilerinden talepte bulunulduğunu söyleyen Erkuş, binanın geçmişini ve yapılan çalışmaları dikkate alarak öneride bulunduklarını kaydetti. Erkuş şunları ifade etti:
"Binamız ana hatlarıyla 5 bloktan oluşuyor. A ve C bloklar deniz tarafına bakıyor. Binamızın yüksekliği yaklaşık 30 metre. Zemin ve 7 normal kattan oluşuyor. O zamanın iyi mühendislik hizmeti görmüş bina. O dönemin en iyi bilgilerinin yansıtıldığı bina. Mimarı olarak da çok güzel. Ancak günümüz noktasında bakıldığında beton dayanımı nispeten zayıf. Beton dayanımının düşük olmasından kaynaklı yapının iskeletinin zayıf olduğunu düşünebiliriz. Bu bizi rahatsız eden bir konu. Zemin çok iyi bir zemin değil. Çok farklı malzemeye sahip olan katmanlar var. Deprem açısından riskli kabul ettiğimiz zemin tipi. İzmir'in genelinde durum bu. Kazıklı sistemle yapılmış, şu anda da yapılsa kazık çakılır. Deprem açısından istediğimiz bir zemin türü değil. 2017 yılında da gözlemler yapmıştım. Özellikle denize bakan tarafta çok ağır korozyon gözlemliyoruz. Demirin boyutlarının azalması ve hesaptakilerden çok daha düşük değerlere sahip olması demek. Denize bakan tüm kolonlarda bunu gözlemledik. Bunlar zaten biliniyordu. Bunlar ağır korozyon olarak geçiyor. Bu kolonların durumu binanın genel durumu hakkında bize iyi bir bilgi veriyor. Kazık sisteminde ciddi bir risk olduğunu gözlemledik."
"15 santimetrelik oturma söz konusu"
Erkuş sözlerini şöyle sürdürdü:
"C blokta 15 santimetrelik bir oturma söz konusu. Deprem sonrasında koridorlarda da bu gözlendi. Kazıklarda da bir sorun olacağı anlamına gelir. 2006 yılında çalışma yapılmış, 2007'de güçlendirme projesi hazırlanmış. Zemin iyileştirme projesi önerilmiş. Ama uygulanamamış. Üst yapı ve alt yapı konusunda güçlendirme yapılması lazım. Üst yapı için kapsamlı çalışmalar yapılmış ama alt yapı için yapılmamış. Bazı sıkıntılar var. Çalışmalar genellikle ön çalışma seviyesinde. Yapıldığı döneme göre iyi bir çalışma ama şu an deprem güvenliği riski var."
"Güçlendirme çok zor ve maliyetli"
Önceliklerinin yıkmak değil güçlendirmek olduğunu hatırlatan Erkuş, "Güçlendirme çalışmaları binadan binaya farklılık gösterir. İskelet yapısı güçlü olanları rahatça kurtarabilirsiniz. Bazı yapıların iskeleti gerçekten kötüdür. Ne kadar fazla çalışırsanız çalışın güçlendirmenin uygun olmadığı ve yapının sürecini tamamladığı görüşüne ulaşıyorsunuz. Belediye binasının yeniden kullanılması talepleri oldu. Biz bütün parametreleri bir araya getirerek güçlendirmenin uygun olup olmadığına karar vermek zorundayız. Üst yapı noktasında maliyeti yüksek olsa bile güçlendirme uygun olabilir. Ancak alt yapıda çok ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyoruz. Mevcut kazık sisteminin kullanılmayacağını düşünüyoruz. Güçlendirmenin çok zor ve maliyetli olacağını düşünüyoruz. Güçlendirmeyi garanti edemiyoruz. Bugüne kadar yapılan değerlendirmeler var. İlk başta gözlemlenmeyen sıkıntılar göze çarpıyor. Güçlendirme maliyeti sıfır binanın yüzde 40'ından fazlaysa çok uygun olmadığı düşünülür. Maliyetlere bakıldığında tüm güçlendirme kalemleri yüzde 40'ın üzerindedir. Yapı birçok deprem görmüş durumda, yıpranmalar var. Yüksek uzmanlık gerektiren noktalar da var. Makul seviyede bir maliyetle bu işin yapılmasının zor olacağını düşünüyoruz. Güçlendirmenin mimariye olumsuz etkilerinin olacağını düşünüyoruz. Güçlendirmeyle her zaman şüphe olacağını düşünüyoruz. Binanın güçlendirilerek korunması yaklaşımının maliyet, insan güvenliği açısından uygun olmadığı noktasına geldik. Bu şekilde bir öneri sunduk. Takdir İzmir Büyükşehir Belediyesinde olacak" dedi.
YORUMLAR