İzmir'de hava kirliliği 1731 kişiyi öldürdü!
Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yayımlanan Kara Rapor’a göre 2021 yılında İzmir’de 1731 kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdi. Raporda İzmir’deki hava kalite izleme istasyonlarının yeterince çalışmadığı vurgulandı.
24 Mart 2023 - 13:06
Hava kirliliğinin insan sağlığına etkileri üzerine çalışmalar yürüten 15 sağlık, çevre ve iklim örgütünün oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu'nun (THHP) hazırladığı, Türkiye'de hava kalitesinin karnesi niteliğindeki "Kara Rapor"un beşincisi yayınlandı.
Türkiye genelinde 2021 yılında hava kirliliği nedeniyle en az 42 bin 67 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Rapora göre İstanbul'da 4 bin 848, Ankara'da 2 bin 853, Bursa'da 2 bin 223 ve İzmir'de de bin 731 kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdi.
İzmir’de 23 hava kalite izleme istasyonun sadece 7’sinden hava kalitesine dair değerlendirme yapılabilecek yeterli veri alındığı vurgulanırken bu verilerin İzmir’in genelindeki hava kalitesine dair çıkarım yapmaya yeterli olmadığı da ifade edildi.
ERKEN DOĞUM DA OLDU
Yine raporda yer alan bilgilere göre 2015 yılında faaliyete geçen İZDEMİR Termik Santrali’nden kaynaklı 92 erken ölüm, 47 erken doğun, 680 çocukta bronşit, 76 yetişkinde bronşit vakası görüldüğü belirtildi. Raporda santralin 3 milyar 190 milyon TL’lik sağlık maliyetine neden olduğu ifade edildi.
Raporda İzmir’e dair yer alan veriler:
- 2021 yılı itibarıyla İzmir ili genelinde 23 hava kalitesi izleme istasyonu bulunmakta olup bu istasyonların üçünde hiç PM10 ölçümü yapılmamıştır. Geri kalan 20 istasyonun 13’ünde de minimum %90 veri alımı sağlanamamıştır. İlde, hava kalitesini değerlendirmek için yeterli veri sağlayan sadece yedi istasyon vardır. Ankara’da olduğu gibi, nüfus açısından üçüncü büyük ilde de hava kalitesi sürekli ve düzenli şekilde izlenmemektedir. İlin özellikle kronikleşmiş hava kirliliği olduğu bilinen bölgelerinde (örneğin Aliağa, Bozköy, Menemen, Yeni Foça) izlemenin düzenli yapılmaması da kronik bir sorun halindedir.28,29 İzlemenin eksikliği, temiz hava önlemlerinin alınmasını ve uygulanmasını daha ilk aşamada kesintiye uğratmaktadır
- Öte yandan, Aliağa, resmi raporlarda bile ilin tamamının havasını olumsuz yönde etkileyen en önemli kirlilik kaynağı olarak gösterilmektedir. İzmir İli Çevre Durumu Raporu’nda “İlimizde sanayi kaynaklı hava kirliliğinin en fazla yaşandığı ilçe, ağır sanayi yatırımlarıyla öne çıkan Aliağa ilçesidir.” Denilmektedir. İlçedeki demir-çelik, petro-kimya, kömür eleme ve paketleme, gemi söküm, geri kazanım, akaryakıt dolum tesislerine ve doğalgaz çevrim santrallerine ek olarak, hâlen inşaatı devam eden ya da yatırımı planlanan termik santraller ile petrokimya tesisleri de bulunmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin ortak oluşturduğu ve danışma kurulunda meslek örgütleri ile sivil toplum örgütlerinin bulunduğu bir komisyon Aliağa’daki ağır sanayi bölgesinin çevresel etkilerinin araştırıldığı bir çalışma yürütmüş; ancak bu çalışmanın sonuçları resmi olarak kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Komisyon raporunun basına yansıyan sonuçlarında, SO2 , NO2 , ozon, PM10 ve PM2,5 konsantrasyonlarının neredeyse tamamında DSÖ’nün kılavuz değerlerinin ve ulusal mevzuattaki limit değerlerin aşıldığı tespit edilmiştir.
- Rapordaki en çarpıcı sonuçlardan biri ise “büyük kirletici kaynak niteliğindeki çok sayıda işletmenin emisyon izni olmasına karşın kümülatif etki göz önüne alındığında özellikle bazı parametreler (PM10, PM2,5, uçucu organik bileşikler [VOC] ve metan dışı toplam hidrokarbonlar [NMTHC]) açısından hava kalitesi seviyelerinin belli bölgelerde kötü durumda olduğu” tespitidir. Bu tespit, ağır sanayi tesislerinin çevre izni almış olmalarına karşın ya sürekli izlemeye ve denetime tabi tutulmadıkları ya da izleme yapılsa bile yasal sorumluluklarını yerine getirmemelerinden ötürü herhangi bir yaptırımla karşılaşmadıklarını göstermektedir
- İzmir İli Çevre Durum Raporu’na göre il merkezinde özellikle Bornova ilçesinde bulunan çimento fabrikaları, demir ve demir dışı maden döküm tesisleri, gıda üretimi yapan işletmeler ve taş ocakları hava kirliliğinde payı olan sanayi kuruluşlarındandır. Merkez ilçelerdeki kirliliğin önemli kısmının kaynağının ise ısınma için kullanılan kalitesiz yakıtlar olduğu düşünülmektedir.
- Öte yandan, yeterli veri sağlanan istasyonların hiçbirinde DSÖ’nün PM10 için önerdiği kılavuz değer sağlanamamıştır. HKDY yönetmeliğiyle kıyaslandığında ise veri alınan istasyonların 12’sinde, bir yılda 35 defadan fazla aşılmaması gereken 24 saatlik limit değer olan 50 µg/m3 ’ün, aşıldığı gün sayısının 35‘in üzerinde olduğu (37-110 gün) görülmektedir.
- Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı veri tabanından edinilen raporlara göre 2021 yılında İzmir ili genelinde PM2,5 ölçümü yapılan sadece 10 istasyon vardır. Bu istasyonların sekizinde veri alımı %40’ın altında gerçekleşmiştir. %90’ın üzerinde veri alınan Çiğli ve Alsancak istasyonlarının ölçümlerine göre bu bölgelerde İzmirliler, DSÖ’nün insan sağlığı için belirlediği PM2,5 kirleticisi kılavuz değerinin sırasıyla 3 ve 4 katı kirli hava solumuşlardır.
- Özet olarak, var olan veriler üzerinden ulaşılan sonuç; İzmir genelinde partikül madde açısından sağlıksız bir havanın solunmakta olduğu ve hava kalitesi izlemesinin hızlı biçimde iyileştirilmesi gerektiğidir. İzmir İzdemir Termik Santrali’nin 2058 yerine 2027’de, Manisa Soma Kolin Termik Santrali’nin 2050 yerine 2029’da, Manisa Soma termik santrallerinin 2064 yerine 2027 ve 2028’de kapatılması, Manisa Soma’dan İzmir merkeze uzanan hava kirliliğini büyük oranda ortadan kaldıracaktır. (Kaynak: Metehan Ud)
Türkiye genelinde 2021 yılında hava kirliliği nedeniyle en az 42 bin 67 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Rapora göre İstanbul'da 4 bin 848, Ankara'da 2 bin 853, Bursa'da 2 bin 223 ve İzmir'de de bin 731 kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdi.
İzmir’de 23 hava kalite izleme istasyonun sadece 7’sinden hava kalitesine dair değerlendirme yapılabilecek yeterli veri alındığı vurgulanırken bu verilerin İzmir’in genelindeki hava kalitesine dair çıkarım yapmaya yeterli olmadığı da ifade edildi.
ERKEN DOĞUM DA OLDU
Yine raporda yer alan bilgilere göre 2015 yılında faaliyete geçen İZDEMİR Termik Santrali’nden kaynaklı 92 erken ölüm, 47 erken doğun, 680 çocukta bronşit, 76 yetişkinde bronşit vakası görüldüğü belirtildi. Raporda santralin 3 milyar 190 milyon TL’lik sağlık maliyetine neden olduğu ifade edildi.
Raporda İzmir’e dair yer alan veriler:
- 2021 yılı itibarıyla İzmir ili genelinde 23 hava kalitesi izleme istasyonu bulunmakta olup bu istasyonların üçünde hiç PM10 ölçümü yapılmamıştır. Geri kalan 20 istasyonun 13’ünde de minimum %90 veri alımı sağlanamamıştır. İlde, hava kalitesini değerlendirmek için yeterli veri sağlayan sadece yedi istasyon vardır. Ankara’da olduğu gibi, nüfus açısından üçüncü büyük ilde de hava kalitesi sürekli ve düzenli şekilde izlenmemektedir. İlin özellikle kronikleşmiş hava kirliliği olduğu bilinen bölgelerinde (örneğin Aliağa, Bozköy, Menemen, Yeni Foça) izlemenin düzenli yapılmaması da kronik bir sorun halindedir.28,29 İzlemenin eksikliği, temiz hava önlemlerinin alınmasını ve uygulanmasını daha ilk aşamada kesintiye uğratmaktadır
- Öte yandan, Aliağa, resmi raporlarda bile ilin tamamının havasını olumsuz yönde etkileyen en önemli kirlilik kaynağı olarak gösterilmektedir. İzmir İli Çevre Durumu Raporu’nda “İlimizde sanayi kaynaklı hava kirliliğinin en fazla yaşandığı ilçe, ağır sanayi yatırımlarıyla öne çıkan Aliağa ilçesidir.” Denilmektedir. İlçedeki demir-çelik, petro-kimya, kömür eleme ve paketleme, gemi söküm, geri kazanım, akaryakıt dolum tesislerine ve doğalgaz çevrim santrallerine ek olarak, hâlen inşaatı devam eden ya da yatırımı planlanan termik santraller ile petrokimya tesisleri de bulunmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin ortak oluşturduğu ve danışma kurulunda meslek örgütleri ile sivil toplum örgütlerinin bulunduğu bir komisyon Aliağa’daki ağır sanayi bölgesinin çevresel etkilerinin araştırıldığı bir çalışma yürütmüş; ancak bu çalışmanın sonuçları resmi olarak kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Komisyon raporunun basına yansıyan sonuçlarında, SO2 , NO2 , ozon, PM10 ve PM2,5 konsantrasyonlarının neredeyse tamamında DSÖ’nün kılavuz değerlerinin ve ulusal mevzuattaki limit değerlerin aşıldığı tespit edilmiştir.
- Rapordaki en çarpıcı sonuçlardan biri ise “büyük kirletici kaynak niteliğindeki çok sayıda işletmenin emisyon izni olmasına karşın kümülatif etki göz önüne alındığında özellikle bazı parametreler (PM10, PM2,5, uçucu organik bileşikler [VOC] ve metan dışı toplam hidrokarbonlar [NMTHC]) açısından hava kalitesi seviyelerinin belli bölgelerde kötü durumda olduğu” tespitidir. Bu tespit, ağır sanayi tesislerinin çevre izni almış olmalarına karşın ya sürekli izlemeye ve denetime tabi tutulmadıkları ya da izleme yapılsa bile yasal sorumluluklarını yerine getirmemelerinden ötürü herhangi bir yaptırımla karşılaşmadıklarını göstermektedir
- İzmir İli Çevre Durum Raporu’na göre il merkezinde özellikle Bornova ilçesinde bulunan çimento fabrikaları, demir ve demir dışı maden döküm tesisleri, gıda üretimi yapan işletmeler ve taş ocakları hava kirliliğinde payı olan sanayi kuruluşlarındandır. Merkez ilçelerdeki kirliliğin önemli kısmının kaynağının ise ısınma için kullanılan kalitesiz yakıtlar olduğu düşünülmektedir.
- Öte yandan, yeterli veri sağlanan istasyonların hiçbirinde DSÖ’nün PM10 için önerdiği kılavuz değer sağlanamamıştır. HKDY yönetmeliğiyle kıyaslandığında ise veri alınan istasyonların 12’sinde, bir yılda 35 defadan fazla aşılmaması gereken 24 saatlik limit değer olan 50 µg/m3 ’ün, aşıldığı gün sayısının 35‘in üzerinde olduğu (37-110 gün) görülmektedir.
- Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı veri tabanından edinilen raporlara göre 2021 yılında İzmir ili genelinde PM2,5 ölçümü yapılan sadece 10 istasyon vardır. Bu istasyonların sekizinde veri alımı %40’ın altında gerçekleşmiştir. %90’ın üzerinde veri alınan Çiğli ve Alsancak istasyonlarının ölçümlerine göre bu bölgelerde İzmirliler, DSÖ’nün insan sağlığı için belirlediği PM2,5 kirleticisi kılavuz değerinin sırasıyla 3 ve 4 katı kirli hava solumuşlardır.
- Özet olarak, var olan veriler üzerinden ulaşılan sonuç; İzmir genelinde partikül madde açısından sağlıksız bir havanın solunmakta olduğu ve hava kalitesi izlemesinin hızlı biçimde iyileştirilmesi gerektiğidir. İzmir İzdemir Termik Santrali’nin 2058 yerine 2027’de, Manisa Soma Kolin Termik Santrali’nin 2050 yerine 2029’da, Manisa Soma termik santrallerinin 2064 yerine 2027 ve 2028’de kapatılması, Manisa Soma’dan İzmir merkeze uzanan hava kirliliğini büyük oranda ortadan kaldıracaktır. (Kaynak: Metehan Ud)
YORUMLAR