• Reklam

İzmir'de Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları, Başkan Soyer'e sert çıktı

Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, son yıllarda imar planlarında ard arda yaptığı değişikliklerle tarım arazilerindeki yapılaşmayı artırdığını öne sürdü. İki Oda, "İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni 'başka bir tarım mümkün' diyerek çıktığı bu yolda geleceğimizin garantisi olan tarım arazilerinin korunması hedef ve ilkesine bağlı kalmaya davet ediyoruz" açıklaması yaptı.

İzmir'de Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları, Başkan Soyer'e sert çıktı
06 Ekim 2021 - 15:47 - Güncelleme: 06 Ekim 2021 - 16:53
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 24.05.2021 tarih ve 05.515, 24.05.2021 tarih ve 05.514, 24.05.2021 tarih ve 05.516 sayılı kararları ile 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı/ Nazım İmar Planı (Batı-Doğu)  Plan Uygulama Hükümlerinde yapılan değişikliklere karşı, tarım rrazilerinde geri dönülmesi mümkün olmayan zararlara neden olacağı gerekçesiyle Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından dava açıldı. 



Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi'nin internet sitesinden yapılan duyurude şunlara yer verildi:

Hükümet ve yerel idarenin nüfus ve yoğunluk artışı getiren parçacı ve parsel bazında yaptığı plan, plan değişiklikleri ve revizyonları sonucunda; İzmir’de kent saçaklanarak büyümekte ve doğal olarak Tarım Alanı, Makilik Fundalık Alan, Mera Alanı, Doğal Karakteri Korunacak Alan, Orman Alanı ve Ağaçlandırılacak Alanları üzerinde yapılaşma baskısı artmaktadır. Oysa İzmir’de yürürlükte bulunan 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı/Nazım İmar Planının temel ilke ve hedefleri doğrultusunda, özellikle tarım arazilerinde tarımsal amaçlı yapılar için minimum parsel büyüklüğü 5000 m2 şartı getirilerek tarımsal bütünlüğün ve toprak bütünlüğünün korunması ve daha az büyüklükteki parsellerde yapılacak yapılarla ana kullanım kararının önüne geçilmesinin engellenerek korunması hedefi oldukça kıymetlidir. Bu hedefi ortaya koyan İzmir Büyükşehir Belediyesinin kurumsal hafızasıyla çelişecek şekilde üst ölçekli plan kararlarında yapmış olduğu değişikliklerin kabul edilmesi mümkün değildir.

1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı/ Nazım İmar İmar Planında(Batı-Doğu)  Plan Uygulama Hükümlerinde yapılan değişikler incelendiğinde;

“Bu alanlarda çiftçinin barınması amaçlı tek yapı ile tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ve bu yapıların müştemilatları yer alabilir. 5403 sayılı ‘Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’ ve bu kanuna istinaden çıkarılmış yönetmelik hükümleri kapsamında Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünce Dikili Tarım Arazisi olarak belirlenmiş olan arazilerde Hayvancılık Amaçlı Yapı/Tesis yapılamaz.” hükmünün “Bu alanlarda çiftçinin barınması amaçlı tek yapı ile tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ve bu yapıların müştemilatları yer alabilir.” şeklinde düzenlendiği,

Tarımsal Amaçlı Yapılar maddesindeki; “3083 sayılı Sulama Alanlarında arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununa Tabi Araziler, Mutlak Tarım Arazisi, Dikili Tarım Arazisi ve Özel Ürün Arazilerinde” başlıklı bölümü ile “Marjinal Tarım Arazisi” başlıklı bölümündeki “Minimum parsel cephesi 10 metre ve minimum parsel büyüklüğü 5000 m2 ölçülerini sağlamak koşuluyla…” hükmünün “Minimum parsel cephesi 10 metre olmak koşuluyla…” şeklinde düzenlendiği,

İzmir İlinde 2012 yılından bu yana uygulanmakta olan tarım alanlarındaki parçacı yapılaşmanın önüne geçmek ve toprak bütünlüğünün korunması hedefleriyle tarımsal amaçlı yapı için getirilmiş minimum parsel büyüklüğü 5000 m2 şartının kaldırılmasının, üst ölçekli plan ana kararlarını, sürekliliğini ve bütünlüğünü bozacağı,

Yapılan düzenlemenin, yüksek yapılaşma oranı getirilen marjinal tarım arazisi niteliğindeki alanlar başta olmak üzere, tarım arazileri kapsamındaki tüm taşınmazlarda tarımsal amaçlı da olsa yoğun bir yapılaşmaya neden olacağı, tarımsal amaçlı yapı olarak izin verilen bu yapıların farklı amaçlarla kullanılmasının önüne geçilmesinin mümkün olmayacağı,
Üst ölçekli planın temel hedef ve ilkeleri gereği toprak niteliğinin ve peyzaj özelliklerinin bütünlüklü korunması öngörülen Tarım Alanı, Makilik Fundalık Alan, Mera Alanı, Doğal Karakteri Korunacak Alan, Orman Alanı ve Ağaçlandırılacak Alanlardaki yapılaşma baskısının arttırılarak, bu alanlardaki arazi yapısının ve bütünlüğünün bozulmasına neden olacağı,

2017 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Prof. Dr. İlhan Tekeli’ye hazırlatılan “İZMİR İLİ/KENTİ İÇİN BİR TARIMSAL GELİŞME VE YERLEŞME STRATEJİSİ” isimli kitapta tarım ve mera alanlarının sürdürülebilirliğinin ve üretimin verimliliğinin arttırılması gerekliliğinin altı çizilmekte; doğaya dost bir tarımsal kalkınma için İzmir ilinde üst ölçekli (1/100.000) yeni bir arazi kullanım planı hazırlanması, yaklaşım geliştirilmesi ve uygulanması gerekliliğinden bahsedildiği, ancak yapılan son düzenlemeyle, bizzat yerel yönetimin kendisi tarafından “teoride” korunmak ve iyileştirilmek istenen tarım alanları, pratikte yapılan plan değişiklikleriyle yapı yoğunluğu artırılarak tarımsal amaçlı da olsa yapılaşmaya feda edildiği,

Dava konusu plan notu değişikliğine esas Çevre ve Sağlık Komisyonu tarafından hazırlanan raporun, komisyon üyeleri ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından oybirliği ile kabul edilmesine rağmen anılan komisyon raporu ve meclis kararında yer alan ifadelerin askıya çıkarılan plan değişiklikleri ile çeliştiği, gerekçeleriyle dava açılmıştır.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, son yıllarda 1/25000 ölçekli planların uygulama hükümlerinde ard arda yaptığı bu gibi değişikliklerle tarım arazilerindeki yapılaşmayı ve yapılaşma oranlarını arttırmakta olduğu ve tarım arazilerinin korunması ilkesine aykırı hareket ettiğini üzülerek izlemekteyiz. Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni “başka bir tarım mümkün” diyerek çıktığı bu yolda geleceğimizin garantisi olan tarım arazilerinin korunması hedef ve ilkesine bağlı kalmaya davet ediyoruz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum