İzmir'in markalaşma yolculuğu
İzmirli Zeynep Egeli'nin Lider Yayınları’ndan çıkan “Marka Şehirler, Örnek Şehir ve Uygulamalar” adlı kitabı, şehirler ve İzmir’in markalaşması sürecini anlatıyor.
07 Şubat 2021 - 15:27
"Şehirlerin Gelişmesinde Markalaşmanın Önemi: "İzmir Üzerine Bir Uygulama” konulu Yüksek Lisans tezi de yazan Zeynep Egeli’nin bu çalışması, Şehir Ödülleri Türkiye 2018 Bilim Işığı Temalı Akademik Ödüller kategorisinde "En İyi Tez" ödülünü kazanmış...
MARKA KENT YOLCULUĞU
Zeynep Egeli’nin “Marka Şehirler, Örnek Şehir ve Uygulamalar” adlı kitabı şehirlerin ve İzmir’in markalaşma yolculuğuna dair önemli bilgiler içeriyor. Bir başucu kitabı olarak hazırlanan yol gösterici bu kitaptan bir bölüm şöyle:
Günümüzde işletmelerin yoğun rekabet ortamında rakiplerinden farklılaşması ve tüketicinin zihninde yer alması markalaşma ile mümkün oluyor. Hedef kitlesine mesajını doğru bir şekilde iletmesi yoluyla marka imajı geliştirmek ve markaya bağlılık yaratmak ülkelerin ve o ülkelere bağlı işletmelerin temel amacı haline gelmiştir.
Başarılı marka yönetimi, güçlü markalar ve güçlü müşteri ilişkilerinin temelidir. Marka, kalite olduğu kadar iletişim anlamında da “en etkili tanıtımdır.
Marka şehir; bir kentin sahip olduğu kültürel, sosyal, doğal, tarihsel, ekonomik değerlerin kendine has bir biçimde bütünleştirilerek pazarlanması ve yeni bir imaj oluşturulma sürecidir.
Ülkelerin tanınması ve gelişmesi bu nedenle marka şehirlere bağlıdır. Tüm bu çabalar devam ederken, COVİD-19 pandemisi ile beraber tüm dünyada turizm ve hayata geçirilmesi hedeflenen stratejik planlar durma noktasına gelmiştir. Teknolojiyi doğru bir şekilde kullanabilen şehirler, krizi fırsata çevirmeyi başarmışlardır. İzmir’in de bu anlamda teknolojik altyapı çalışmalarını tamamlaması önem kazanmaktadır.
İZMİR’E DEĞER YARATMAK
İzmir çeşitli kültürlerin, dinlerin, yaşam biçimlerinin uyum içinde yaşadığı bir kent...
Özgürlükçü bir kent olan İzmir'in ülke çapında doğru bir imajı olsa da, bu imaj uluslararası boyutta yeterince katma değer yaratamamaktadır.
İzmir dünyada çok az kentin sahip olabileceği 8500 yıllık köklü tarihi, kültürel ve sahip olduğu turistik doğal ürün çeşitliliği özelliğiyle çok yüksek bir turizm ve marka şehir potansiyeline sahiptir. Ancak çeşitli sebeplerden dolayı bu potansiyelini yansıtamadığı görülmektedir. Oysa modernliği ve insan kalitesi gibi özellikleriyle turizm potansiyeli çok yüksek ve dünya markası olabilecek bir kenttir.
Bu kadar zenginliğin ve ürün çeşitliliğinin bulunduğu İzmir de tüm özelliklerinin ön plana çıkarılarak değil, marka şehri besleyen alt markaların özenle seçilerek desteklenmesi daha doğru olacaktır. Etkin pazarlama ve tanıtım çalışmaları ile sahip olunan ürün çeşitlerinin hedeflerine uygun pazarlarının sayılarının artırılması, talep yaratılması ve bu talebe bağlı olarak güçlenecek destinasyon imajından yararlanılarak İzmir’in marka şehir olması sağlanmalıdır. Başta yerel yönetimler olmak üzere tüm paydaşların desteği, görüşü ve değerlendirmeleri alınarak markalaşma sürecinin yürütülmesi gerekmektedir.
MARKA KENT YOLCULUĞU
Zeynep Egeli’nin “Marka Şehirler, Örnek Şehir ve Uygulamalar” adlı kitabı şehirlerin ve İzmir’in markalaşma yolculuğuna dair önemli bilgiler içeriyor. Bir başucu kitabı olarak hazırlanan yol gösterici bu kitaptan bir bölüm şöyle:
Günümüzde işletmelerin yoğun rekabet ortamında rakiplerinden farklılaşması ve tüketicinin zihninde yer alması markalaşma ile mümkün oluyor. Hedef kitlesine mesajını doğru bir şekilde iletmesi yoluyla marka imajı geliştirmek ve markaya bağlılık yaratmak ülkelerin ve o ülkelere bağlı işletmelerin temel amacı haline gelmiştir.
Başarılı marka yönetimi, güçlü markalar ve güçlü müşteri ilişkilerinin temelidir. Marka, kalite olduğu kadar iletişim anlamında da “en etkili tanıtımdır.
Marka şehir; bir kentin sahip olduğu kültürel, sosyal, doğal, tarihsel, ekonomik değerlerin kendine has bir biçimde bütünleştirilerek pazarlanması ve yeni bir imaj oluşturulma sürecidir.
Ülkelerin tanınması ve gelişmesi bu nedenle marka şehirlere bağlıdır. Tüm bu çabalar devam ederken, COVİD-19 pandemisi ile beraber tüm dünyada turizm ve hayata geçirilmesi hedeflenen stratejik planlar durma noktasına gelmiştir. Teknolojiyi doğru bir şekilde kullanabilen şehirler, krizi fırsata çevirmeyi başarmışlardır. İzmir’in de bu anlamda teknolojik altyapı çalışmalarını tamamlaması önem kazanmaktadır.
İZMİR’E DEĞER YARATMAK
İzmir çeşitli kültürlerin, dinlerin, yaşam biçimlerinin uyum içinde yaşadığı bir kent...
Özgürlükçü bir kent olan İzmir'in ülke çapında doğru bir imajı olsa da, bu imaj uluslararası boyutta yeterince katma değer yaratamamaktadır.
İzmir dünyada çok az kentin sahip olabileceği 8500 yıllık köklü tarihi, kültürel ve sahip olduğu turistik doğal ürün çeşitliliği özelliğiyle çok yüksek bir turizm ve marka şehir potansiyeline sahiptir. Ancak çeşitli sebeplerden dolayı bu potansiyelini yansıtamadığı görülmektedir. Oysa modernliği ve insan kalitesi gibi özellikleriyle turizm potansiyeli çok yüksek ve dünya markası olabilecek bir kenttir.
Bu kadar zenginliğin ve ürün çeşitliliğinin bulunduğu İzmir de tüm özelliklerinin ön plana çıkarılarak değil, marka şehri besleyen alt markaların özenle seçilerek desteklenmesi daha doğru olacaktır. Etkin pazarlama ve tanıtım çalışmaları ile sahip olunan ürün çeşitlerinin hedeflerine uygun pazarlarının sayılarının artırılması, talep yaratılması ve bu talebe bağlı olarak güçlenecek destinasyon imajından yararlanılarak İzmir’in marka şehir olması sağlanmalıdır. Başta yerel yönetimler olmak üzere tüm paydaşların desteği, görüşü ve değerlendirmeleri alınarak markalaşma sürecinin yürütülmesi gerekmektedir.
YORUMLAR