İzmir'de müsilaj tehlikesi var mı, yok mu?
İzmir Körfezi’nde müsilaj oluşumuna rastlandığı ve önlem alınmazsa şiddetle artacağı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
30 Mayıs 2023 - 13:51
İzmir Körfezi’nde müsilaj oluşabileceği iddialarına karşı İZSU Genel Müdürlüğü’nden açıklama yapıldı. Resmi kurumların ve akademisyenlerin görüşlerine dayanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İzmir Körfezi’nde 2003 yılından bu yana TÜBİTAK tarafından Oşinografik İzleme Projesi yürütülmektedir. Gözlem istasyonlarından elde edilen veriler ve Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından yürütülen inceleme verilerine göre, son günlerde haberlere konu olan gelişme alg çoğalması adı verilen bir oluşumdur. Halk çeşitli isimlerle anılan olarak bu türler bir araya gelerek bu şekilde deniz yüzeyinde topaklanmalar yapmaktadır.
Liman faaliyetleri sonucu deniz araçlarının neden olduğu kirlilik, nehirler yoluyla taşınan kara kökenli kirleticiler (evsel, endüstriyel, tarımsal vb.) ve erozyon sonucu gelen kirleticiler, körfezin su kalitesini etkilemeye devam etmektedir. Ancak İzmir Körfezinde deniz yüzeyinde yer yer görülen kirlilik deniz salyası değildir. Deniz marulu, kırmızı ve kahverengi alg çoğalmaları, durgun ve akıntısız iç kısımlarda ve kıyısal bölgelerde görülmekte ve denizin rengini kırmızıya boyayan dinoflagellat patlamaları yıl boyunca artan ve azalan şekillerde devam etmektedir.
Arıtma tesisleri sayesinde denize atık ulaşmıyor
Körfezimizin iç dinamikleri, sığ oluşu ve akıntı sistemleri gereği müsilaj denilen deniz salyası oluşmaz. Ayrıca, 2000'li yıllardan bugüne faaliyette olan Büyük Kanal Projesi ve arıtma tesislerinin verimli çalıştırılması sayesinde denize evsel, sanayi atıklarının boşaltılması söz konusu değildir. İZSU Genel Müdürlüğü Körfezdeki besin tuzlarının azaltılmasına yönelik Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi Revizyonu, 4. Fazın yapımı ve Atıksu Arıtma Tesisi Deşarj Hattının değiştirilmesi çalışmalarını titizlikle yürütmektedir.”
PROF. KESİCİ İDDİA ETMİŞTİ
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Erol Kesici, İzmir Körfezi'nde kirlilik nedeniyle müsilaj (deniz salyası) oluşumu belirlediklerini ifade ederek, "Eğer gerekli önlemler alınmazsa yaza doğru bu müsilaj olayı şiddetle artacaktır" dedi. Kesici şunları söylemişti:
"Denizin kirliliği artık tamamen içini bırakın, yüzüne vurmuş bir durumda. Azot ve fosfat miktarı çok üst seviyelerde, denizlerde bulunmaması gereken seviyelerde. Arıtılmış, arıtılmamış evsel atıklar, tarımsal atıklar, sanayi atıkları, deniz trafiği gibi etkenler azot, fosfat miktarını giderek yükseltiyor. Bunun da göstergesi ilk çıkış kaynaklarında, denizin dip çamurunun olduğu yerlerde, su seviyesinin az olduğu yerlerde çok aşırı derecede çünkü oralarda hem deniz marullarının hem de kırmızı su yosunlarını giderek arttığını görüyoruz. Halbuki gerek deniz marulları gerek kırmızı su yosunları çok faydalı organizmalar ama bunların miktarı artınca artık çürümelere, kokuşmalara ve oksijen üretir değil oksijen tüketir bir hale gelmiş oluyorlar."
“İzmir Körfezi’nde 2003 yılından bu yana TÜBİTAK tarafından Oşinografik İzleme Projesi yürütülmektedir. Gözlem istasyonlarından elde edilen veriler ve Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından yürütülen inceleme verilerine göre, son günlerde haberlere konu olan gelişme alg çoğalması adı verilen bir oluşumdur. Halk çeşitli isimlerle anılan olarak bu türler bir araya gelerek bu şekilde deniz yüzeyinde topaklanmalar yapmaktadır.
Liman faaliyetleri sonucu deniz araçlarının neden olduğu kirlilik, nehirler yoluyla taşınan kara kökenli kirleticiler (evsel, endüstriyel, tarımsal vb.) ve erozyon sonucu gelen kirleticiler, körfezin su kalitesini etkilemeye devam etmektedir. Ancak İzmir Körfezinde deniz yüzeyinde yer yer görülen kirlilik deniz salyası değildir. Deniz marulu, kırmızı ve kahverengi alg çoğalmaları, durgun ve akıntısız iç kısımlarda ve kıyısal bölgelerde görülmekte ve denizin rengini kırmızıya boyayan dinoflagellat patlamaları yıl boyunca artan ve azalan şekillerde devam etmektedir.
Arıtma tesisleri sayesinde denize atık ulaşmıyor
Körfezimizin iç dinamikleri, sığ oluşu ve akıntı sistemleri gereği müsilaj denilen deniz salyası oluşmaz. Ayrıca, 2000'li yıllardan bugüne faaliyette olan Büyük Kanal Projesi ve arıtma tesislerinin verimli çalıştırılması sayesinde denize evsel, sanayi atıklarının boşaltılması söz konusu değildir. İZSU Genel Müdürlüğü Körfezdeki besin tuzlarının azaltılmasına yönelik Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi Revizyonu, 4. Fazın yapımı ve Atıksu Arıtma Tesisi Deşarj Hattının değiştirilmesi çalışmalarını titizlikle yürütmektedir.”
PROF. KESİCİ İDDİA ETMİŞTİ
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Erol Kesici, İzmir Körfezi'nde kirlilik nedeniyle müsilaj (deniz salyası) oluşumu belirlediklerini ifade ederek, "Eğer gerekli önlemler alınmazsa yaza doğru bu müsilaj olayı şiddetle artacaktır" dedi. Kesici şunları söylemişti:
"Denizin kirliliği artık tamamen içini bırakın, yüzüne vurmuş bir durumda. Azot ve fosfat miktarı çok üst seviyelerde, denizlerde bulunmaması gereken seviyelerde. Arıtılmış, arıtılmamış evsel atıklar, tarımsal atıklar, sanayi atıkları, deniz trafiği gibi etkenler azot, fosfat miktarını giderek yükseltiyor. Bunun da göstergesi ilk çıkış kaynaklarında, denizin dip çamurunun olduğu yerlerde, su seviyesinin az olduğu yerlerde çok aşırı derecede çünkü oralarda hem deniz marullarının hem de kırmızı su yosunlarını giderek arttığını görüyoruz. Halbuki gerek deniz marulları gerek kırmızı su yosunları çok faydalı organizmalar ama bunların miktarı artınca artık çürümelere, kokuşmalara ve oksijen üretir değil oksijen tüketir bir hale gelmiş oluyorlar."
YORUMLAR