İzmir'de FETÖ'nün 187 okulunu kapattığımız gün darbeye kalktılar

SÖYLEŞİ: HASAN ÇÖLMEKÇİ

Bugün ilk, orta ve liselerde okulların son günü... Tüm yurtta 18 milyonu aşkın, İzmir'de ise 850 bin öğrenci karne alacak. Karneler verilmeden önce İzmir'de üç yıldır görev yapan İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi'ye konuk olduk. Eğitim yılının nasıl geçtiğini, projelerini, eksiklerini sorduk. İzmir'de eskiyen, tuvaletleri bina dışında, bahçesi daracık olan okulların durumu konusuna değindik.

Müdür Yahşi bir de çok önemli açıklama yaptı. Dedi ki:

“Aslında FETÖ darbeyi 15 Temmuz'da değil daha ileri tarihte yapacaktı. Türkiye'de ilk olarak FETÖ'nün okullarına kilidi biz vurduk. İzmir'de gündüz FETÖ'nün 187 okulunu kapattığımız gün akşamında darbe girişimi oldu. Bence erkene alınmasının bir sebebi de bu olabilir.

FETÖ BİNALARINI ÖZELE VERMEDİK

Devletin el koyduğu tüm FETÖ okullarını, özel sektöre devretmediklerini, 187 binayı da devlet okulu haline getirdiklerini söyleyen Yahşi, “Bizim bina ihtiyacımızın önemli bölümünü karşıladı. İhtiyacımız varken özel okullara veremezdik. Oradaki çocuklarımızı da mağdur etmedik. O binaların hepsi şu an eğitim yuvası.. Devlet tarafından en iyi eğitim verilen okullar haline getirildi” dedi.

OKUL YAPMAK ÇOK ZOR

Şehir içinde çok sayıda okulun fiziki şartlarının iyi olmadığını, göreve geldiği ilk günden bu yana bunu düzeltmek için uğraştığını belirten İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi şunları söyledi:

“Öğrencilerimizi binası en iyi, sağlam okullarda okutmak istiyoruz. Fiziki şartları düzeltmek için tüm eğitim camiası, bakanlığımız, valimiz ortak mücadele ediyoruz. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımız için bunu sağlamak en büyük hedefimiz. Bu amaçla da bazı okulları yıkıp yeniden yapmak gerekiyor. Dikine mimari olursa bahçe genişler, bina yenilenir, modern bir ortam oluşur düşüncesiyle hareket ettik. Ama Maalesef bürokratik engelleri aşamadık. Bir okulu yıkıp yerine yapmak İzmir'de çok zor. Ruhsat alamadık. Ama bunları aşmak için uğraş veriyoruz.”

LUCİEN ARKAS'IN İSTEĞİ

Üç yıllık sürede yüzde 80 olan ikili eğitim (sabahçı-öğlenci) oranını yüzde 25'lere kadar düşürdüklerini dile getiren Ömer Yahşi, “Çocuklarımızın büyük bölümü sabahın karanlığında okul yoluna düşüyordu. Artık o sorun bitmek üzere. Bu da yeni binalarla olur. O yüzden sağolsun hayırseverlerimiz bu konuda yardımcı oluyor. Hatta İzmirli işadamı Lucien Arkas iki okul yaptırmıştı. Üçüncüyü istedim. Ama bir şartı vardı. Kaptan bulamadığını, yurtdışından kaptan işe almak zorunda kaldığını söyledi. Şart olarak 'yaptıracağım okulda kaptan yetiştirirseniz olur' dedi. Hemen kabul ettik. İnşaata başladı. Bu okulda denizcilik bölümü olacak, kaptanlık dersleri verilecek” diye konuştu.

SIRADA BEKLEYEN ENGELLİ BANA GELSİN

Önemli projelerinden birinin de engelli çocuklara yönelik olduğunu söyleyen Yahşi, hiç bir engelli öğrencinin okulsuz bırakılmadığını anlattı. “Eğer okulsuz kalan, kayıt olma sırasında bekleyen bir engelli çocuğumuz varsa ailesi bana gelsin.” diyen Ömer Yahşi şöyle konuştu:

“Bırakın okul bulamamalarını, evde, hastanede tedavi gören tüm çocuklarımıza öğretmen gönderiyoruz. Hem de her branştan öğretmen. Resim öğretmeni bile gidip ders veriyor. Sadece engelliler için değil, yüksek zekalı, üstün yetenekli çocuklarımız için de eğitim yuvaları açtık. Ders sonrası için bilim merkezleri hizmete soktuk. İzmir'de tek olan bilim merkezi sayısını beşe çıkardık. Meslek liselerini güncelledik. Çoğu üretimlerini dışarı da satmaya başladı. Mesela ben tüm okulların ihtiyaçlarını oradan karşılıyorum. Hatta evime mobilyayı bile oradan satın aldım.”

VELİLERE DE EĞİTİM

Okul öncesi eğitimi yüzde 90'lara çıkarmayı hedeflediklerini dile getiren İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, eğitimin ilk ailede başladığı bilincinden yola çıkarak, anne babaları eğitmeye başladıklarını, bu amaçla Veli Akademilerini açtıklarını söyledi. Ayrıca öğretmenlerin eğitimi için de Meslek Akademisi kurduklarını vurgulayan Yahşi, “İzmir'deki toplam 60 bin öğretmeni, 6 bin ayrı programa aldık” dedi.

ÇOCUKLARIMIZ İSRAF OLMASIN

“Biz sadece eğitim vermekle kalmıyor, Türkiyemiz'e sağlıklı nesiller de yetiştirmeye çalışıyoruz” diyen Yahşi, bu konuda yaptıkları çalışmaları da sıraladı:

“Hedefe ulaşmak için üç başlık seçtik. Aklıselim, zevkiselim, kalbiselim öğrenci. Aklıselim öğrenci derslerinde başarılı olan, bilimle uğraşan, sorgulayan, soruşturan, üniversiteye hazırlanan öğrenci. Zevkiselim, kültür, sanatla uğraşan, edebi yanı kuvvetli çocuklarımız. Resim, müzik, spor her alanda başarılı olmaları için uğraşıyoruz. Korolar, mahalle, okul takımları, heykel kursları veriyoruz. Kalbiselim ise merhametli, iyilik gönüllüsü, toplum aidiyeti olan, aile bağları kuvvetli öğrenci. Bu amaçla yaşlılar, yurtlar ziyaret ediliyor. Muhtaçların evleri temizleniyor. İhtiyaç sahiplerine pazar alışverişine gidiliyor. Yardım gönüllüsü gibi çalışıyorlar. Amacımız çocuklarımızın, gençliğimizin heba olmaması, israf olmaması.”

EDA TAŞPINAR'I ÖRNEK ALMAYIN

Öğrenciler için düzenledikleri konferanslar, seminerlere mesleğinde başarılı olmuş insanları getirdiklerini, hayat hikayelerini dinlediklerini belirten Yahşi, “NASA'da çalışan İzmirli bir genç, futbolcu Alpay Özalan gibi mesleğinde ilerlemiş kişileri seçtik. Bir konferansımıza gelen Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, öğrencilere şu öğüdü vermişti: 'Sizler Şeyma Şubaşı'yı, Eda Taşpınar'ı örnek almayın. Onlar idolünüz olmasın'...” diye konuştu.

SAKIN BASKI YAPMAYIN

Başarılı bir dönem geçirdiklerini, öğretmenlerin fedakarca çalıştığını anlatan Yahşi, okulların tatile girmesiyle velilere de mesaj vererek, “İzmirli velilerin okullara, eğitime ilgisi diğer illerden çok fazla... Benim tavsiyem tatilde sakın çocuklarınız üzerinde baskı kurmayın. Onları özgür bırakın.

Soğutmayın. Tüm çocuklarımıza iyi tatiller” dedi.