Kılıçdaroğlu, apartman görevlileri ile bir araya geldi
İZMİR (İHA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Bayraklı'da, depremde yıkılan binaların apartman görevlileri ile bir araya geldi.
08 Aralık 2020 - 18:07 - Güncelleme: 08 Aralık 2020 - 18:08
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Bayraklı'da depremde yıkılan binaların apartman görevlileri ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu'nun yanında CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da hazır bulundu. Belediye meclis salonunda düzenlenen toplantıda, Türkiye'de 1 milyonun üzerinde olan apartman görevlilerine "Örgütlenin" çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Ben 'dostlarımızla iktidar olacağız' deyince 'kim senin dostun?' diyorlar. Benim dostum apartman görevlileri. Benim dostum taşeron işçiler. Benim dostum çiftçiler. Benim dostum fabrikada çalışan işçiler. Ben ağaların beylerin dostu değilim; onlar da zaten beni dost olarak görmezler. Biz halkın, garibanların iktidarı olacağız" diye konuştu.
"Kendi hakkınıza sahip çıkın"
Apartman görevlilerine deprem nedeniyle geçmiş olsun dileyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Hepiniz ciddi bir deprem yaşadınız. Hayatlarını kaybeden, yaralanan vatandaşlarımız oldu ama bir güzelliği beraber yaşadık. Bütün Türkiye sizin yanınızdaydı. Hepimiz 'inşallah can kaybı olmaz' diye sözlerimize başladık. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Yararlıların bir an önce iyileşmelerini isteriz. Bir şeyi sakın unutmayın; her zaman, her yerde, her ortamda vatandaşın yanında olduk. Özellikle düşük gelirli vatandaşların yanında olduk. Alın teri ile geçinen vatandaşların yanında olduk. Beylerin paşaların yanında değil, garibanların, alın teri ile geçinenlerin yanında olduk. Hiçbir politikacı sizi hatırlamaz, ne görev yaptığınızı bilmez ama bu kardeşinizin apartman görevlilerin dertlerine tanık olduğunu bilin. Kanunlarda '45 saatten fazla çalışamaz' yazdığını, sizin yeri geldiğinde 48 saat çalıştığınızı biliyorum. Sizin sorunlarınıza bugüne kadar birileri çıkıp eğildi mi? Sayınız 1 milyonun üzerinde ama örgütlü değilsiniz. Büyük bir güçsünüz. Sizin hakkınızı ben siyaseten savunacağım ama siz de kendi hakkınıza sahip çıkın. Başkalarının sizi ezmesine izin vermeyin."
"Siz örgütlendiğiniz sürece güçlü olursunuz"
Tek tek mücadele etmenin güç olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"İstanbul'da apartman görevlileri ile toplantı yaptığımızda bir kadın 'ben sigortalıyım ama sadece 15 gün yatıyor ama korkudan yöneticiye diyemiyorum' diyor. Tek başına kendi sorununa sahip çıkma konusunda ağır bir bedeli göze alamıyor. Birlik olmanın gücü burada yatıyor. Birlik olun, örgütlenin, hakkınızı arayın. Siz örgütlendiğiniz sürece güçlü olursunuz. 'Bu sorunları görmezden gelen partilere oy vermeyiz' dediğiniz sürece bütün siyasetçiler size bakacaktır. Hakkınızı arayacaksınız. Şimdi demokrasi istiyorsak, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin istiyorsak, örgütleneceğiz ve bir araya geleceğiz. Taşeron işçileri daha önce dile getiriyorlar mıydı? 1,5 milyon taşeron işçi vardı. Her ortamda her yerde 'taşeron işçilere kadro vereceğiz' dedik, sonunda elleri mecbur kaldı ve taşeron işçilere kadro verdiler. Taşeron işçileri örgütlemek için Türkiye coğrafyasını gezdim. Kadrolarını aldılar ama hala taşeron statüsünde olup kadro alamayan 50 bin işçi var. Biz onları unutmadık."
"Sizin de güneş görmeye hakkınız var"
Pandemi döneminde apartman görevlilerinin bazı sorunlar yaşadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Covid-19'da apartmanların ihtiyaçlarını kim karşılıyor? Apartman görevlisi olup maske bulamayan biliyorum. Ben sizin sorunlarınızın tamamını biliyorum. İçinizden kaçı doğru dürüst kıdem tazminatı alıyor? Oturduğunuz yerlerin kaçı sağlıklı? Sizin de güneş görmeye hakkınız var, çocuklarınızın parkta oynamaya, yeşillik görmeye hakkı var. Hak talep edin. Ama bireysel talep ettiğinizde işinize son verirler. Örgütlenirseniz biri sizin adınıza gelir konuşur" dedi.
"Hepimizin yeniden uyanması lazım"
CHP olarak hiçbir ayrım yapmadan hizmet götürdüklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Belediye başkanlarına daha adayken söylediğim ilk şey; 'hiçbir ayrım yapmayacaksınız' demekti 'ama eğer bir mahalle çok yoksulsa pozitif ayrımcılık yapacaksınız' dedim. Bizim güç birliği yapmamız lazım. Türkiye'nin içine sıkıştığı cendereden kurtarmamız lazım. 10 milyonu aşkın işsiz genç var bu ülkede. Hepimizin yeniden uyanması lazım. Bir kabus var; bu kabusu aşmamız lazım. Ülkenin büyümesi konusunda önüne konan takozlar var. Bu takozlardan Türkiye'nin kurtulması lazım. Siz oy verseniz de vermesiniz de ben sizin hakkınızı sonuna kadar savunacağım. Bu benim namus görevim. Yeni bir siyaset anlayışını Türkiye'de başlatmak istiyoruz. Devletin talan zihniyeti ile yöneten anlayış yok; devleti adalet anlayışı ile yönetmek istiyoruz."
"Şikayet etme değil, halka hizmet götürme zamanı"
Siyaseten kendisinin sorumluluğu olduğunu ancak iktidarı belirleyecek olan kişilerin vatandaşlar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bizim belediyelerimiz hizmet götürüyor; iktidar bizim belediyelerimiz hizmet vermesin diye engelliyor. Önyargı ile intikam duygusu ile hareket ediyorlar ama belediye başkanlarına 'Ne yaparlarsa yapsınlar, asla şikayet etmeyeceksiniz. Hizmet götürmeye devam edeceksiniz. Engel çıkıyorsa engelleri aşmasını bileceksiniz' dedim. Şikayet etme değil, halka hizmet götürme zamanı" ifadelerini kullandı.
"Müjdeyi vermeyi planlıyoruz"
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da, "Bölgemizde çadırımız yok. Konteyner alanında 100'e yakın yurttaşımız barınıyor. Bu kişilerin de kalıcı konutlara, oradan da asıl konutlarına geçmesi ile ilgili elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 99 öncesi yapılan tüm riskli yapıların yeniden inşası şile ilgili meclisten plan notlarını geçtik. Finansman boyutunun çözülmesinin ardından müjdeyi vermeyi planlıyoruz" bilgisini verdi.
"Kendi hakkınıza sahip çıkın"
Apartman görevlilerine deprem nedeniyle geçmiş olsun dileyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Hepiniz ciddi bir deprem yaşadınız. Hayatlarını kaybeden, yaralanan vatandaşlarımız oldu ama bir güzelliği beraber yaşadık. Bütün Türkiye sizin yanınızdaydı. Hepimiz 'inşallah can kaybı olmaz' diye sözlerimize başladık. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Yararlıların bir an önce iyileşmelerini isteriz. Bir şeyi sakın unutmayın; her zaman, her yerde, her ortamda vatandaşın yanında olduk. Özellikle düşük gelirli vatandaşların yanında olduk. Alın teri ile geçinen vatandaşların yanında olduk. Beylerin paşaların yanında değil, garibanların, alın teri ile geçinenlerin yanında olduk. Hiçbir politikacı sizi hatırlamaz, ne görev yaptığınızı bilmez ama bu kardeşinizin apartman görevlilerin dertlerine tanık olduğunu bilin. Kanunlarda '45 saatten fazla çalışamaz' yazdığını, sizin yeri geldiğinde 48 saat çalıştığınızı biliyorum. Sizin sorunlarınıza bugüne kadar birileri çıkıp eğildi mi? Sayınız 1 milyonun üzerinde ama örgütlü değilsiniz. Büyük bir güçsünüz. Sizin hakkınızı ben siyaseten savunacağım ama siz de kendi hakkınıza sahip çıkın. Başkalarının sizi ezmesine izin vermeyin."
"Siz örgütlendiğiniz sürece güçlü olursunuz"
Tek tek mücadele etmenin güç olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"İstanbul'da apartman görevlileri ile toplantı yaptığımızda bir kadın 'ben sigortalıyım ama sadece 15 gün yatıyor ama korkudan yöneticiye diyemiyorum' diyor. Tek başına kendi sorununa sahip çıkma konusunda ağır bir bedeli göze alamıyor. Birlik olmanın gücü burada yatıyor. Birlik olun, örgütlenin, hakkınızı arayın. Siz örgütlendiğiniz sürece güçlü olursunuz. 'Bu sorunları görmezden gelen partilere oy vermeyiz' dediğiniz sürece bütün siyasetçiler size bakacaktır. Hakkınızı arayacaksınız. Şimdi demokrasi istiyorsak, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin istiyorsak, örgütleneceğiz ve bir araya geleceğiz. Taşeron işçileri daha önce dile getiriyorlar mıydı? 1,5 milyon taşeron işçi vardı. Her ortamda her yerde 'taşeron işçilere kadro vereceğiz' dedik, sonunda elleri mecbur kaldı ve taşeron işçilere kadro verdiler. Taşeron işçileri örgütlemek için Türkiye coğrafyasını gezdim. Kadrolarını aldılar ama hala taşeron statüsünde olup kadro alamayan 50 bin işçi var. Biz onları unutmadık."
"Sizin de güneş görmeye hakkınız var"
Pandemi döneminde apartman görevlilerinin bazı sorunlar yaşadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Covid-19'da apartmanların ihtiyaçlarını kim karşılıyor? Apartman görevlisi olup maske bulamayan biliyorum. Ben sizin sorunlarınızın tamamını biliyorum. İçinizden kaçı doğru dürüst kıdem tazminatı alıyor? Oturduğunuz yerlerin kaçı sağlıklı? Sizin de güneş görmeye hakkınız var, çocuklarınızın parkta oynamaya, yeşillik görmeye hakkı var. Hak talep edin. Ama bireysel talep ettiğinizde işinize son verirler. Örgütlenirseniz biri sizin adınıza gelir konuşur" dedi.
"Hepimizin yeniden uyanması lazım"
CHP olarak hiçbir ayrım yapmadan hizmet götürdüklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Belediye başkanlarına daha adayken söylediğim ilk şey; 'hiçbir ayrım yapmayacaksınız' demekti 'ama eğer bir mahalle çok yoksulsa pozitif ayrımcılık yapacaksınız' dedim. Bizim güç birliği yapmamız lazım. Türkiye'nin içine sıkıştığı cendereden kurtarmamız lazım. 10 milyonu aşkın işsiz genç var bu ülkede. Hepimizin yeniden uyanması lazım. Bir kabus var; bu kabusu aşmamız lazım. Ülkenin büyümesi konusunda önüne konan takozlar var. Bu takozlardan Türkiye'nin kurtulması lazım. Siz oy verseniz de vermesiniz de ben sizin hakkınızı sonuna kadar savunacağım. Bu benim namus görevim. Yeni bir siyaset anlayışını Türkiye'de başlatmak istiyoruz. Devletin talan zihniyeti ile yöneten anlayış yok; devleti adalet anlayışı ile yönetmek istiyoruz."
"Şikayet etme değil, halka hizmet götürme zamanı"
Siyaseten kendisinin sorumluluğu olduğunu ancak iktidarı belirleyecek olan kişilerin vatandaşlar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bizim belediyelerimiz hizmet götürüyor; iktidar bizim belediyelerimiz hizmet vermesin diye engelliyor. Önyargı ile intikam duygusu ile hareket ediyorlar ama belediye başkanlarına 'Ne yaparlarsa yapsınlar, asla şikayet etmeyeceksiniz. Hizmet götürmeye devam edeceksiniz. Engel çıkıyorsa engelleri aşmasını bileceksiniz' dedim. Şikayet etme değil, halka hizmet götürme zamanı" ifadelerini kullandı.
"Müjdeyi vermeyi planlıyoruz"
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da, "Bölgemizde çadırımız yok. Konteyner alanında 100'e yakın yurttaşımız barınıyor. Bu kişilerin de kalıcı konutlara, oradan da asıl konutlarına geçmesi ile ilgili elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 99 öncesi yapılan tüm riskli yapıların yeniden inşası şile ilgili meclisten plan notlarını geçtik. Finansman boyutunun çözülmesinin ardından müjdeyi vermeyi planlıyoruz" bilgisini verdi.
YORUMLAR