'Kırkağaç Yamyamı'... Bu caninin neresi kader mahkumu?

1996 yılında meydana gelen ve tüm dünyanın gündemine oturan cinayet vakasını sizin için hazırladık...

Manisa'nın Kırkağaç ilçesine bağlı İlyaslar Kasabası’nda yaşayan Kurt ailesi geçimini tütün kırarak sağlayan bir ailedir. 1996 yılınının yazında okulların tatil olmasıyla birlikte evin en küçük oğlu olan Mustafa, ailesine yardımcı olmak adına ilçe merkezinde bulunan sanayi sitesinde işe başlar.
Sabahları erkenden kasabadaki minibüsla işine gider, akşam iş çıkışı da evine gelirdi. Bir akşam ilkokul öğrencisi Mustafa, gelmesi gerektiği saate eve gelmediği için aile endişeye kapılır. Hemen oğullarını aramaya çıksalar da bir haber alamazlar. Aramaya yardım isteyip kayıp başvurusu yaptıkları jandarma ve köylüler de dahil olur fakat onlar da bir iz bulamaz. Mustafa kaybolalı 17 gün olur. Umudunu yitirmeyen anne, oğlunun bulunması amacıyla mevlit okutmak için köylüleri evine davet etmek ister. Evleri tek tek gezer.
Bir yakınını davet için evine giderken yolu kısaltan zeytinliği tercih eder. Anne, zeytinlikte gördüklerine inanamaz. Oğlunun kıyafetlerini zeytinlikte bulur. Kanlı elbiselerinin yanında gördüğü kafatası ise kanını dondurur. Gücünü toplayarak hemen köy merkezine koşup kocasına haber eder. Olay yerine gelen jandarmalar birkaç kemik bulur. Fakat bulunan kemiklerdeki etler bıçak gibi kesici aletle kazındığı anlaşılır.



Herkes şaşkın şekilde iz ararken olayı aydınlatacak bilgiyi Mustafa’nın arkadaşı verir. Bu kişi Mustafa’nın her gün işe beraber gittiği arkadaşıdır. Olayın yaşandığı an Mustafa’nın yanında olduğunu söyler. Korkudan daha önce yaşadıklarını anlatamayan çocuğun ifadesi şöyledir:
"Bir süredir Mustafa'yla birlikte öğle yemekleri için gittiğimiz lokantanın sahibi Oktay Tayfun Bölge bize iyi davranıyor, sohbet ediyor hatta yediklerimizden para almıyordu. Arabasıyla ilçe merkezinde bizi gezdiriyordu ve güvendiğimiz biri haline gelmişti. Olaydan bir gün önce istersek arabasıyla bizi işe götürebileceğini söylemişti ve o sabah için sözleşmiştik."

Olayın olduğu gün iki arkadaş köyün çıkışında adamı bekler. Bu adam aslında 7 yıl önce kardeşini öldürdüğü iddiasıyla yargılanıp 7 yıl ceza almış biridir. Çocukların yanına gelince onlara sapıkça teklifte bulunur. Kabul etmeyen çocuklar korkarak kaçmak isteselerde tehdit edip korkutur. İlk önce arkadaşına sonrasında da Mustafa’ya tecavüz eder.
İkinci kez yaklaştığında Mustafa tüm gücüyle bağırır. Panikle ne yapacağını bilemeyen adam bir anda elindeki bıçakla Mustafa’nın kafasını keser. Bunları gören arkadaşı hemen oradan kaçar. 
Verilen ifadenin üzerine Oktay Tayfun Bölge gözaltına alınır. Suçlamaları inkar eden katil zanlısı, Kırkağaç Cezaevi’ne atılır.
Asıl dehşet ondan sonra ortaya çıkar. Lokanta işleten katil, çocuğun cesedini çalıştığı işyerinde parçalar. Sonrasında ise çocuğun etlerini yemeklerinde kullanır, zor kazınan kemikleri de kaynatıp çorbalarında kullanır. Kirli elbiselerini de olayın olduğu yere bırakır.
17 gün boyunca bulunur umuduyla aranan Mustafa, meğer yemeklere katılır. Olay açığa çıktıktan sonra bölgedekiler ve o lokantaya gelen müşteriler psikolojik rahatsızlıklar geçirir.
Aile o acıyı hala yaşarken, tecavüze uğrayan diğer çocuk bunalımdan çıkamazken katil şimdi serbest.. Bu mu 'kader mahkumu'...