"Konutlar, depremin yıl dönümünde teslim ediliyor"
İzmir Katip Çelebi Üniversitesinde kendisine fahri doktora takdim edilen törende konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, deprem konutlarının İzmir depreminin yıl dönümünde teslim edilmeye başlanacağını duyurdu. Bakan Kurum, 2053 yılında net sıfır emisyon ile yeşil kalkınma hedefini tüm dünyaya ilan ettiklerini ifade ederek, Paris İklim Anlaşmasının da TBMM'de onaylandığını söyledi.
15 Ekim 2021 - 12:41 - Güncelleme: 15 Ekim 2021 - 12:45
İzmir depreminde ortaya koyduğu çabalar ve çalışmalar için Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a fahri doktora unvanı takdim edilmesine karar İzmir Katip Çelebi Üniversitesinde, fahri doktora takdim töreni düzenlendi. Törene Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, milletvekilleri de katıldı.
Sözlerine 30 Ekim 2020'de yaşanan İzmir depreminin yıl dönümünün yaklaştığını hatırlatarak başlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "İzmir'de yaşanan depremin ilk anından bugüne kadar İzmirli kardeşlerimizin, depremzede kardeşlerimizin yaralarını sarmak için gayret gösterdik. Uzun süre kardeşlerimizle birlikte olduk. Aradan 1 yıl geçmiş olmasına rağmen hep bir ayağımız burada oldu. İzmir Valimizle, milletvekillerimizle, mesai arkadaşlarımızla proje çalışmalarını takip ettik. Fırsat buldukça geldik, projelerimizi yerinde inceledik. Bugün hamdolsun, 5 bin 66 konutumuz ve 369 dükkanımızın inşaatları tüm hızıyla yükseliyor. Tıpkı Elazığ ve Malatya'da olduğu gibi İzmir'de de Kasım ayı içerisinde depremin 1. yıl dönümünde Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle; merkezde 7 proje alanında bin 701 bağımsız bölümden 749'unu depremzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. Kalan bağımsız bölümleri de yıl sonunda teslim edeceğiz" dedi.
İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşümünü başlattıklarını ifade eden Bakan Kurum, "Bugün, benim için çok özel, çok anlamlı bir gün. Ülkemizin güzide üniversitelerinden İzmir Katip Çelebi Üniversitemiz; depremden sonra devletimizin verdiği vazifeler çerçevesinde yapılan çalışmalar vesilesiyle bize fahri doktora unvanını vermeyi uygun gördüler. Ben de bu fahri doktora unvanını şahsım adına değil; İzmir'in yarasını sarmak adına seferberlik şuuruyla çalışan tüm arkadaşlarımızın ve devletimizin sahadaki gayretinin bir nişanesi olarak görüyorum" diye konuştu.
"Buhranların çözümü bizdedir"
Anadolu topraklarının tarih boyunca tıptan hukuka, matematikten coğrafyaya, astronomiden mühendisliğe kadar tüm alanlarda bilimsel çalışmaların merkezi olduğunu belirten Kurum, "Bu topraklar; yetiştirdiği bilim insanları, ürettiği bilimle medeniyetimizin mihenk taşı olmuştur. Bilginin etrafında yükselen değerlerimiz, kadim şehirlerimizden tüm dünyaya yayıldı, evrensel değerler olarak tüm insanlığın kabulünü gördü. Şimdi bu değerleri yeniden insanlığın hizmetine sunma vaktidir. Dünyanın içinde bulunduğu savaş, göç, ekonomik kriz, salgın ve iklim krizi gibi buhranların çözümü de bizdedir. Tarih bunun şahididir. İnşallah hep birlikte; devletimizle, milletimizle, eğitim kurumlarımızla, yetişmiş akademisyen kadrolarımızla, gelecek vadeden siz gençlerimizle elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz ve insanlığa hizmet edeceğiz" dedi.
"Kitabın ve ilmin ışığında Türkiye'nin geleceğine yön vereceksiniz"
Yeryüzündeki tüm mağdurlara, mazlumlara ve insanlığa hizmetin anahtarının Türkiye'nin büyümesi olduğunu söyleyen Kurum, "Türkiye'nin büyümesinin yolu da üniversitelerimizin kalitesinden geçmektedir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; son 20 yılda eğitime, öğretime, üniversitelerimize çok büyük katkılar yaptık, en kalıcı eğitim hamlelerini bir bir gerçekleştirdik. Hamdolsun, 2002 yılında 76 olan kamu ve vakıf üniversite sayımızı 207'ye çıkardık. Türkiye'de her ilimizin kendi üniversitesinin olmasını sağladık. Üniversite sayısındaki artışla beraber akademik personel sayımızı da 70 binden 180 binin üzerine çıkardık. İzmir Katip Çelebi Üniversitemiz bundan tam 11 yıl önce kuruldu. Henüz çok yeni, çok genç bir üniversite. Buna rağmen üniversitemiz; 11 yıl gibi kısa bir sürede, 14 fakülte, 24 araştırma merkezi, 17 bin öğrencisi ve bin 110 akademisyeni ile hem İzmir'imizin hem de ülkemizin akademik hayatına çok önemli katkılar sağlamaktadır. Üniversitemize ismini veren Katip Çelebi, 'Kitaptan ve ilimden güzel dost yoktur' der. Sizler; kitabın ve ilmin ışığında Türkiye'nin geleceğine yön vereceksiniz. Ne diyor Yunus Emre'miz; 'İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır.' Aslında Yunus Emre, bu sözüyle bizlere eğitimin asıl gayesinin, kendini geliştirmek, kendini keşfetmek olduğunu söylüyor. Bu anlamda sizden; kendi hayatınız, aileleriniz, milletimiz için, ülkemizin geleceği için; başarılı bir gelecek ve uzmanlaşma bekliyoruz. Sizlerin de azim ve gayretle çalışacağına da yürekten inanıyoruz. Biz istiyoruz ki gençlerimiz her daim kendini tanısın, ilmin yanında olduğu gibi Hak'kın ve adaletin de yanında olsun. İnançla, şefkatle, cesaretle ilmin ve hakikatin peşinden koşsun. Mutlak bilgiye ve başarıya bu şekilde ulaşacağınızdan asla şüphe etmeyin" ifadelerini kullandı.
"2053 net sıfır emisyon"
Türkiye'nin dört bir yanında gençlerle buluştuklarını da belirten Murat Kurum, "Her buluşmamızda gençlerimizden yeni bir şey öğreniyoruz. Sizlerden aldığımız enerji, güç ve heyecan bizim kararlılığımızı artırıyor. Bakanlık olarak; 'Çevreye Saygılı İklim Dostu Şehirler' hedefiyle sosyal konuttan millet bahçelerine, kentsel dönüşümden sıfır atığa, iklim değişikliğinden ekolojik koridorlara, altyapı ve üst yapı çalışmalarından çevre yatırımlarına kadar her geçen gün yeni bir proje başlatıyoruz. Şimdi dünya sadece çevre ve şehircilikte değil; insanlığı ilgilendiren tüm alanlarda yeni bir dönemi, yeni bir süreci; 'Yeşil Kalkınma Devrimi'ni yaşamaktadır. Ben, gençlerimizin bu süreci yakından takip ettiğini çok iyi biliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Türkiye'nin Paris Anlaşmasına taraf olarak iklim kriziyle mücadelede yeni bir süreci başlatacağımızı duyurdular. 2053 net sıfır emisyon ile yeşil kalkınma hedefimizi bütün dünyaya ilan ettiler. Paris İklim Anlaşması, meclisimiz tarafından onaylandı. Ülke olarak bu yeni dönemde şehirlerimizin iklim dostu yeşil dönüşümünü tamamlayacak tüm adımları daha da güçlendirerek atmaya devam edeceğiz. Katma değeri yüksek iklim ve çevre dostu projeler, uygulamalar üretiyoruz, her alanda istihdamı özellikle de genç istihdamı artırıyoruz. Sıfır atık hareketimizle yeşil kalkınmaya, yeşil ekonomiye uyumlu bir üretim-atık modeli oluşturuyor, döngüsel ekonomiyi daha da güçlendiriyoruz. 400 millet bahçemizle, ekolojik koridorlarımızla şehirlerimizdeki yeşil altyapıyı güçlendiriyoruz, nitelikli yutak alanlarımızı artırıyoruz. Milli kalkınma hamlemizin sürdürülebilirliği için tüm alanlarda, tüm sektörlerde yenilenebilir enerjiyi etkin hale getiriyoruz. Ülkemizi tarımdan sanayiye, ticaretten sağlığa her alanda küresel rekabette daha üst sıralara taşıyacak stratejik adımları bir bir atıyoruz. Çünkü biz ülke olarak yeşil dönüşüme maruz kalan değil; etki eden, yöneten, liderlik eden bir ülke olmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımız ne zaman yeşil kalkınma devriminden bahsetse bunu hep gençlerimizle başaracağımızı ifade ediyor. Bu yolda başarılı olmak için tüm imkânlara; bilgiye, nitelikli insan kaynağına, teknolojiye, her şeye sahibiz. İşte tam da bu noktada, bu yeni dönemde, sizlere, genç ve üretken beyinlere çok ama çok ihtiyacımız var. Çünkü biz; Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz gençlerimizle, sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Şunu çok iyi biliyoruz ki; iklim değişikliği, sıfır atık projesi ve doğa koruma noktasında gençlerimiz çok daha bilinçli ve çok daha istekli. İstiyoruz ki tüm projelerimizde olduğu gibi özellikle küresel iklim değişikliğiyle mücadelede birlikte hareket edelim, ülkemizin yeşil dönüşümünü, üniversitelerimizin yeşil dönüşümünü hep birlikte gerçekleştirelim" ifadelerini kullandı.
"Tüm projelerimizin odak noktasında gençler var"
Bakanlık olarak; tüm proje ve çalışmalarının odak noktasına her zaman gençlerimizi aldıklarını dile getiren Kurum, "Bu anlamda 2021 yılının başında; Bakanlığımıza bağlı tüm kurumlarda istihdam edilecek teknik personelin yüzde 20'sinin yeni mezun olan gençlerden oluşması şartını getirmiştik. Bakın şimdi buralarda binlerce gencimiz çalışıyor. Hem çalışıyor hem de tecrübe kazanıyor. Türkiye'nin güçlü şehirlerini gençlerimiz inşa ediyor, çevremizi ve doğamızı genç arkadaşlarımız koruyor. Sözlerimin başında da ifade ettim. Türkiye'nin büyümesinin anahtarı sizlersiniz. İnsanlığın umudu sizlersiniz. Sizlerin gayretleri ve çalışmalarıyla üniversitelerimizde başarılı bir eğitim-öğretim dönemini geride bırakacağımıza yürekten inanıyorum" dedi.
Depremin yaşandığı ilk dakikalardan itibaren devletin İzmir'e tüm gücüyle yardım ettiğine değinen İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, "Deprem yaşandığı andan itibaren devletin kudretini en ücra noktalara kadar hissettik. Ben deprem alanına ulaşana kadar Sayın Cumhurbaşkanımız beni 2 defa aradılar, durumu sordular. Bakanımız bir kaç saat sonra yanımıza geldiler. O sıkıntılı süreçte devletimiz burada varlığını gösterdi" diye konuştu.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ise "Senatomuz Sayın Bakanımıza İzmir depreminde ortaya koydukları insanüstü gayretleri için doktora belgesi takdimi kararını aldı. Kendilerini daha önce de üniversitemizde misafir etmiştik ve üniversitemizin iş ve işlemlerinde desteklerini hep yanımızda hissettik" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a fahri doktora unvanı takdim edildi.
Sözlerine 30 Ekim 2020'de yaşanan İzmir depreminin yıl dönümünün yaklaştığını hatırlatarak başlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "İzmir'de yaşanan depremin ilk anından bugüne kadar İzmirli kardeşlerimizin, depremzede kardeşlerimizin yaralarını sarmak için gayret gösterdik. Uzun süre kardeşlerimizle birlikte olduk. Aradan 1 yıl geçmiş olmasına rağmen hep bir ayağımız burada oldu. İzmir Valimizle, milletvekillerimizle, mesai arkadaşlarımızla proje çalışmalarını takip ettik. Fırsat buldukça geldik, projelerimizi yerinde inceledik. Bugün hamdolsun, 5 bin 66 konutumuz ve 369 dükkanımızın inşaatları tüm hızıyla yükseliyor. Tıpkı Elazığ ve Malatya'da olduğu gibi İzmir'de de Kasım ayı içerisinde depremin 1. yıl dönümünde Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle; merkezde 7 proje alanında bin 701 bağımsız bölümden 749'unu depremzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. Kalan bağımsız bölümleri de yıl sonunda teslim edeceğiz" dedi.
İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşümünü başlattıklarını ifade eden Bakan Kurum, "Bugün, benim için çok özel, çok anlamlı bir gün. Ülkemizin güzide üniversitelerinden İzmir Katip Çelebi Üniversitemiz; depremden sonra devletimizin verdiği vazifeler çerçevesinde yapılan çalışmalar vesilesiyle bize fahri doktora unvanını vermeyi uygun gördüler. Ben de bu fahri doktora unvanını şahsım adına değil; İzmir'in yarasını sarmak adına seferberlik şuuruyla çalışan tüm arkadaşlarımızın ve devletimizin sahadaki gayretinin bir nişanesi olarak görüyorum" diye konuştu.
"Buhranların çözümü bizdedir"
Anadolu topraklarının tarih boyunca tıptan hukuka, matematikten coğrafyaya, astronomiden mühendisliğe kadar tüm alanlarda bilimsel çalışmaların merkezi olduğunu belirten Kurum, "Bu topraklar; yetiştirdiği bilim insanları, ürettiği bilimle medeniyetimizin mihenk taşı olmuştur. Bilginin etrafında yükselen değerlerimiz, kadim şehirlerimizden tüm dünyaya yayıldı, evrensel değerler olarak tüm insanlığın kabulünü gördü. Şimdi bu değerleri yeniden insanlığın hizmetine sunma vaktidir. Dünyanın içinde bulunduğu savaş, göç, ekonomik kriz, salgın ve iklim krizi gibi buhranların çözümü de bizdedir. Tarih bunun şahididir. İnşallah hep birlikte; devletimizle, milletimizle, eğitim kurumlarımızla, yetişmiş akademisyen kadrolarımızla, gelecek vadeden siz gençlerimizle elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz ve insanlığa hizmet edeceğiz" dedi.
"Kitabın ve ilmin ışığında Türkiye'nin geleceğine yön vereceksiniz"
Yeryüzündeki tüm mağdurlara, mazlumlara ve insanlığa hizmetin anahtarının Türkiye'nin büyümesi olduğunu söyleyen Kurum, "Türkiye'nin büyümesinin yolu da üniversitelerimizin kalitesinden geçmektedir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; son 20 yılda eğitime, öğretime, üniversitelerimize çok büyük katkılar yaptık, en kalıcı eğitim hamlelerini bir bir gerçekleştirdik. Hamdolsun, 2002 yılında 76 olan kamu ve vakıf üniversite sayımızı 207'ye çıkardık. Türkiye'de her ilimizin kendi üniversitesinin olmasını sağladık. Üniversite sayısındaki artışla beraber akademik personel sayımızı da 70 binden 180 binin üzerine çıkardık. İzmir Katip Çelebi Üniversitemiz bundan tam 11 yıl önce kuruldu. Henüz çok yeni, çok genç bir üniversite. Buna rağmen üniversitemiz; 11 yıl gibi kısa bir sürede, 14 fakülte, 24 araştırma merkezi, 17 bin öğrencisi ve bin 110 akademisyeni ile hem İzmir'imizin hem de ülkemizin akademik hayatına çok önemli katkılar sağlamaktadır. Üniversitemize ismini veren Katip Çelebi, 'Kitaptan ve ilimden güzel dost yoktur' der. Sizler; kitabın ve ilmin ışığında Türkiye'nin geleceğine yön vereceksiniz. Ne diyor Yunus Emre'miz; 'İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır.' Aslında Yunus Emre, bu sözüyle bizlere eğitimin asıl gayesinin, kendini geliştirmek, kendini keşfetmek olduğunu söylüyor. Bu anlamda sizden; kendi hayatınız, aileleriniz, milletimiz için, ülkemizin geleceği için; başarılı bir gelecek ve uzmanlaşma bekliyoruz. Sizlerin de azim ve gayretle çalışacağına da yürekten inanıyoruz. Biz istiyoruz ki gençlerimiz her daim kendini tanısın, ilmin yanında olduğu gibi Hak'kın ve adaletin de yanında olsun. İnançla, şefkatle, cesaretle ilmin ve hakikatin peşinden koşsun. Mutlak bilgiye ve başarıya bu şekilde ulaşacağınızdan asla şüphe etmeyin" ifadelerini kullandı.
"2053 net sıfır emisyon"
Türkiye'nin dört bir yanında gençlerle buluştuklarını da belirten Murat Kurum, "Her buluşmamızda gençlerimizden yeni bir şey öğreniyoruz. Sizlerden aldığımız enerji, güç ve heyecan bizim kararlılığımızı artırıyor. Bakanlık olarak; 'Çevreye Saygılı İklim Dostu Şehirler' hedefiyle sosyal konuttan millet bahçelerine, kentsel dönüşümden sıfır atığa, iklim değişikliğinden ekolojik koridorlara, altyapı ve üst yapı çalışmalarından çevre yatırımlarına kadar her geçen gün yeni bir proje başlatıyoruz. Şimdi dünya sadece çevre ve şehircilikte değil; insanlığı ilgilendiren tüm alanlarda yeni bir dönemi, yeni bir süreci; 'Yeşil Kalkınma Devrimi'ni yaşamaktadır. Ben, gençlerimizin bu süreci yakından takip ettiğini çok iyi biliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Türkiye'nin Paris Anlaşmasına taraf olarak iklim kriziyle mücadelede yeni bir süreci başlatacağımızı duyurdular. 2053 net sıfır emisyon ile yeşil kalkınma hedefimizi bütün dünyaya ilan ettiler. Paris İklim Anlaşması, meclisimiz tarafından onaylandı. Ülke olarak bu yeni dönemde şehirlerimizin iklim dostu yeşil dönüşümünü tamamlayacak tüm adımları daha da güçlendirerek atmaya devam edeceğiz. Katma değeri yüksek iklim ve çevre dostu projeler, uygulamalar üretiyoruz, her alanda istihdamı özellikle de genç istihdamı artırıyoruz. Sıfır atık hareketimizle yeşil kalkınmaya, yeşil ekonomiye uyumlu bir üretim-atık modeli oluşturuyor, döngüsel ekonomiyi daha da güçlendiriyoruz. 400 millet bahçemizle, ekolojik koridorlarımızla şehirlerimizdeki yeşil altyapıyı güçlendiriyoruz, nitelikli yutak alanlarımızı artırıyoruz. Milli kalkınma hamlemizin sürdürülebilirliği için tüm alanlarda, tüm sektörlerde yenilenebilir enerjiyi etkin hale getiriyoruz. Ülkemizi tarımdan sanayiye, ticaretten sağlığa her alanda küresel rekabette daha üst sıralara taşıyacak stratejik adımları bir bir atıyoruz. Çünkü biz ülke olarak yeşil dönüşüme maruz kalan değil; etki eden, yöneten, liderlik eden bir ülke olmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımız ne zaman yeşil kalkınma devriminden bahsetse bunu hep gençlerimizle başaracağımızı ifade ediyor. Bu yolda başarılı olmak için tüm imkânlara; bilgiye, nitelikli insan kaynağına, teknolojiye, her şeye sahibiz. İşte tam da bu noktada, bu yeni dönemde, sizlere, genç ve üretken beyinlere çok ama çok ihtiyacımız var. Çünkü biz; Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz gençlerimizle, sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Şunu çok iyi biliyoruz ki; iklim değişikliği, sıfır atık projesi ve doğa koruma noktasında gençlerimiz çok daha bilinçli ve çok daha istekli. İstiyoruz ki tüm projelerimizde olduğu gibi özellikle küresel iklim değişikliğiyle mücadelede birlikte hareket edelim, ülkemizin yeşil dönüşümünü, üniversitelerimizin yeşil dönüşümünü hep birlikte gerçekleştirelim" ifadelerini kullandı.
"Tüm projelerimizin odak noktasında gençler var"
Bakanlık olarak; tüm proje ve çalışmalarının odak noktasına her zaman gençlerimizi aldıklarını dile getiren Kurum, "Bu anlamda 2021 yılının başında; Bakanlığımıza bağlı tüm kurumlarda istihdam edilecek teknik personelin yüzde 20'sinin yeni mezun olan gençlerden oluşması şartını getirmiştik. Bakın şimdi buralarda binlerce gencimiz çalışıyor. Hem çalışıyor hem de tecrübe kazanıyor. Türkiye'nin güçlü şehirlerini gençlerimiz inşa ediyor, çevremizi ve doğamızı genç arkadaşlarımız koruyor. Sözlerimin başında da ifade ettim. Türkiye'nin büyümesinin anahtarı sizlersiniz. İnsanlığın umudu sizlersiniz. Sizlerin gayretleri ve çalışmalarıyla üniversitelerimizde başarılı bir eğitim-öğretim dönemini geride bırakacağımıza yürekten inanıyorum" dedi.
Depremin yaşandığı ilk dakikalardan itibaren devletin İzmir'e tüm gücüyle yardım ettiğine değinen İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, "Deprem yaşandığı andan itibaren devletin kudretini en ücra noktalara kadar hissettik. Ben deprem alanına ulaşana kadar Sayın Cumhurbaşkanımız beni 2 defa aradılar, durumu sordular. Bakanımız bir kaç saat sonra yanımıza geldiler. O sıkıntılı süreçte devletimiz burada varlığını gösterdi" diye konuştu.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ise "Senatomuz Sayın Bakanımıza İzmir depreminde ortaya koydukları insanüstü gayretleri için doktora belgesi takdimi kararını aldı. Kendilerini daha önce de üniversitemizde misafir etmiştik ve üniversitemizin iş ve işlemlerinde desteklerini hep yanımızda hissettik" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a fahri doktora unvanı takdim edildi.
YORUMLAR