• Reklam
Miyase BÜLBÜL

Miyase BÜLBÜL


MEYVE DÜŞÜNÜLDÜĞÜ KADAR MASUM MUDUR?

17 Haziran 2019 - 01:00

Meyveler vücudun ihtiyaç duyduğu sağlığımıza katkıda bulunan vitamin, mineral ve antioksidan kaynaklarıdır.

Elma kuvarsetini, şeftali potasyumu, likopeni, mandalina-portakal sitrülini, kara üzüm ise kabuğundaki resveratrol ile şifa kaynağıdır.

Meyveler bilinçli ve doğru tüketilmelidir. Meyvenin ne zaman neyle ve ne miktarda yenmesi gerektiğinin iyi bilinmelidir.

MEYVE ŞEKERİ FRUKTOZ

Meyve şekeri olarak bilinen fruktoz enerji ihtiyacımızı karşılamak için kullanılan basit şekerdir.

Glikoz pankreasın salgıladığı insülinin alıp enerjiye ihtiyaç duyan hücrelere taşıması yolu ile tüm hücrelerde kullanılırken, fruktoz insülin salgılatıcı özelliği olmadığı için ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere vücut tarafından karaciğere gönderilir, harcanmazsa karaciğerde depolanır. Zaman içinde kullanılmayan bu depolanmış enerji yağ asitlerine dönüştürülerek karaciğer yağlanmasına sebep olur. Karnınızın içini yağ deposu haline getirir. Kolesterolün yapısını bozup oksitler ve damarlara zararlı hale sokar.

MEYVELER MUTLAKA AÇ KARNINA TÜKETİLMELİ.

Meyvelerin sindirimi ağızda başlar, mideyi pas geçerek oniki parmak bağırsağında devam eder, ince bağırsakta sonlanır. Meyveler çok hızlı sindirilir ve hızla beyne ulaşırlar.

Meyvelerin verdiği bu hızlı enerjiden faydalanmak için meyvelerin aç karnına yemeklerden mutlaka 2 saat önce veya 2 saat sonra yenmesi gerekir. Onlara mide boşken serbest geçiş hakkı tanınmalıdır.

Eğer mide doluysa geçiş için beklerken fermente olur mayalanır, maya artması vücuttaki asit yükünü arttırır. 10'ken 100'e 100'ken 1000'e 1000'ken 10.000 bine çıkar.

MEYVE HER ZAMAN TEK BAŞINA YENMELİDİR

Meyveleri proteinlerle, karbonhidratlarla ve nişastalılarla birlikte tüketmeyiniz. Proteinler mide de sindirime girdikleri için mide doluyken meyveler geçemez ve asit yükü artar. Nişasta ve karbonhidratlarla birlikte tüketildiklerinde meyve asidi tükürük bezinin içinde bulunan pityalin enziminin üretimini engeller, nişastalılar ve karbonhidratlar iyi sindirilemezler.

Meyveler tek başına bol yeşilliklerle ve kan şekerini dengelemek için bir avuç kuru badem, ceviz ya da fındıkla tüketilebilirler.

MEYVENİN ENERJİSİ MUTLAKA YAKILMALIDIR

İbni Sina’ya meyveyi sorduklarında “Eğer yedikten sonra spor yapacaksınız yeyin“ demiş.

Bu sözden yola çıkarak meyve yiyorsanız mutlaka arkasından bu enerjiyi yakmanız lazım geldiğini hatırlayıp meyveyi ona göre tüketiniz.

AKŞAM YEMEĞİNDEN SONRA MEYVE ASLA YENMEMELİDİR

Biyolojik vücut saatine göre 21.00 itibariyle sindirim organlarının görevi sona erer, saat 23.000 itibari ile vücut dinlenmeye geçer.

Akşam yemeğinden sonra meyve yendiğinde, meyve şekeri fruktoz doğruca karaciğere giderek harcanamayacağı için orada yağa dönüşür. Hal böyleyken kalori değeri az masum bir elma dahi ekstra yağ ve kilo olarak bize geri döner.

Su oranı çok yüksek olan kavun ve karpuz ise kesinlikle aç karnına ve asla akşam yemeğinden ya da yemeklerden sonra yenmemelidir.

Yemeklerden sonra yenen meyve hazmı bozar, mide ve bağırsakta şişkinliklere, gaza yol açar.

Ayrıca meyve şekeri yapısal değişikliğe uğrayarak doğal alkole dönüşür. Hiç alkol kullanmayan bir kişide bile karaciğer yağlanmasının görülmesinin sebebi yemeklerden özellikle akşam yemeğinden sonra yenen meyve ve tatlıdır.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Salih İnsani
    10 ay önce
    İnsan vücudunda etil alkol fermantasyonu nasıl gerçekleşebilir ki? Bazı bakteri, mantar ve bitki türlerinde bu olmaz mı?