Nazilli'nin adını 7 kıtaya duyurdu, 97 yaşında vefat etti
Aydın'ın Nazilli ilçesinde 66 yıl önce patlıcan kurutmacılığı işini başlatarak yüzlerce aileye istihdam sağlayan Abdullah Gandak 97 yaşında vefat etti. "Patlıcan Vadisi" ismi ile dünyaya açılan ve 7 kıtaya Nazilli'nin adını duyuran Gandak'ın ölümü sevenlerini yasa boğdu.
24 Ekim 2021 - 23:17 - Güncelleme: 24 Ekim 2021 - 23:19
Geçtiğimiz aylarda ilk acıyı Turgut Karaefe'nin ölümü ile yaşayan Gandak ve Karaefe aileleri, ikinci acıyı dün hayata gözlerini yuman Abdullah Gandak ile yaşadı. 97 yaşındaki 4 çocuk, 32 torun sahibi Abdullah Gandak, Yıldıztepe Mahallesi'ndeki evinde yaşa bağlı olarak çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Tüm dünyaya kuru patlıcan başta olmak üzere kurutulmuş ürün ihracatı yapan ve Yıldıztepe Mahallesi'nde 700'e yakın ailenin ekmek kapısı da olan işletmeyi kuran Turgut Karaefe'nin geçtiğimiz aylarda hayatını kaybetmesinin ardından aile ikinci acıyı dedeleri Abdullah Gandak'ı kaybederek yaşadı. Dün hayatını kaybeden asırlık çınar Gandak için Yıldıztepe Mahallesi Kanalyolu Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Gandak'ın cenazesi daha sonra Eğriboyun aile mezarlığına defnedildi.
Nazilli'de kuruttukları patlıcanı tüm dünyaya sevdirdiler
Nazillili Abdullah Gandak, 1955 yılında tarlasında ürettiği patlıcanı mevsiminde yaş olarak satamayınca içini oyduktan sonra kurutarak dört mevsim satmayı başardı. Gandak'ın 72 yıl önce semt pazarlarında satışını yaptığı patlıcanlar damadı Turgut Karaefe ve oğulları Abdullah ve Turgay'ın girişimleri ile bugün tüm dünyaya ihraç ediliyor. 'Amerika'nın Silikon Vadisi varsa bizim de patlıcan vadimiz var', 'Güneşten gelen doğal lezzet' sloganı ile sezonda işledikleri binlerce ton yaş patlıcanın ihracatını yapan aile, aynı zamanda 700'den fazla aileye de iş kapısı oldu. "İşimizi dedemiz ve babamızdan öğrendik" diyen Turgay Karaefe, "Bamyadan, fasulyeye, sivri biberden dolmalık bibere, kabaktan domatese kadar çok çeşitli yaz sebzelerini güneşte kurutarak kışın aynı lezzeti ile sofralara sunuyoruz. Dedem Abdullah Gandak 1955 yılında kurutma işine başlamış. Babam Turgut Karaefe de 1975 yılında dedemden bu işi devralmış. Bizde abim Abdullah Karaefe ile 2000 yılında bu işi devraldık. Biz üçüncü kuşak olarak kurutma işini sürdürüyoruz. Sayelerinde bizler başta olmak üzere Yıldıztepe Mahallesi'ndeki yüzlerce aile bu işten ekmek yiyor. Allah onlardan razı olsun. Mekanları cennet olsun" dedi.
Turgay Karaefe'nin babası Turgut Karaefe ve dedesi Abdullah Gandak, 3 yıl önce İHA'ya verdikleri röportajda çalışmalarını anlatmışlardı. Turgut Karaefe röportajında 2. kuşak olarak kurutma işini devraldığını ifade ederek, "Babalarım 1955'de bu işe başladılar. Ben 75 senesinde devraldım. Çocuklarım büyüyünceye kadar 2000 yılında onlara devrettim. Şu anda çocuklarım Abdullah Karaefe, Turgay Karaefe devam ediyorlar. Onlar da Allah nasip ederse ilerde torunlarıma devretmeyi düşünüyorlar. Bu
şekilde bu iş devam ediyor. Patlıcanlarımız güneşte kurutulmuştur ve tamamen doğaldır" demişti.
Patlıcan kurutma işlemini ilk başlatan 97 yaşındaki asırlık çınar Abdullah Gandak ise ilk başlarda üretmiş olduğu taze patlıcanları satamayınca oyarak kurutmaya başladığını ifade ederek, "1955 senesinde bu patlıcanı tarlaya ekmeye başladım.
Yaş patlıcan satılmayınca oydurarak kurutmaya başladık. Ondan sonra torunlara teslim ettim. Kendim yapmaz oldum. Bizim patlıcanımız güneşte kuruduğundan çok lezzetli oluyor" demişti.
Nazilli'de kuruttukları patlıcanı tüm dünyaya sevdirdiler
Nazillili Abdullah Gandak, 1955 yılında tarlasında ürettiği patlıcanı mevsiminde yaş olarak satamayınca içini oyduktan sonra kurutarak dört mevsim satmayı başardı. Gandak'ın 72 yıl önce semt pazarlarında satışını yaptığı patlıcanlar damadı Turgut Karaefe ve oğulları Abdullah ve Turgay'ın girişimleri ile bugün tüm dünyaya ihraç ediliyor. 'Amerika'nın Silikon Vadisi varsa bizim de patlıcan vadimiz var', 'Güneşten gelen doğal lezzet' sloganı ile sezonda işledikleri binlerce ton yaş patlıcanın ihracatını yapan aile, aynı zamanda 700'den fazla aileye de iş kapısı oldu. "İşimizi dedemiz ve babamızdan öğrendik" diyen Turgay Karaefe, "Bamyadan, fasulyeye, sivri biberden dolmalık bibere, kabaktan domatese kadar çok çeşitli yaz sebzelerini güneşte kurutarak kışın aynı lezzeti ile sofralara sunuyoruz. Dedem Abdullah Gandak 1955 yılında kurutma işine başlamış. Babam Turgut Karaefe de 1975 yılında dedemden bu işi devralmış. Bizde abim Abdullah Karaefe ile 2000 yılında bu işi devraldık. Biz üçüncü kuşak olarak kurutma işini sürdürüyoruz. Sayelerinde bizler başta olmak üzere Yıldıztepe Mahallesi'ndeki yüzlerce aile bu işten ekmek yiyor. Allah onlardan razı olsun. Mekanları cennet olsun" dedi.
Turgay Karaefe'nin babası Turgut Karaefe ve dedesi Abdullah Gandak, 3 yıl önce İHA'ya verdikleri röportajda çalışmalarını anlatmışlardı. Turgut Karaefe röportajında 2. kuşak olarak kurutma işini devraldığını ifade ederek, "Babalarım 1955'de bu işe başladılar. Ben 75 senesinde devraldım. Çocuklarım büyüyünceye kadar 2000 yılında onlara devrettim. Şu anda çocuklarım Abdullah Karaefe, Turgay Karaefe devam ediyorlar. Onlar da Allah nasip ederse ilerde torunlarıma devretmeyi düşünüyorlar. Bu
şekilde bu iş devam ediyor. Patlıcanlarımız güneşte kurutulmuştur ve tamamen doğaldır" demişti.
Patlıcan kurutma işlemini ilk başlatan 97 yaşındaki asırlık çınar Abdullah Gandak ise ilk başlarda üretmiş olduğu taze patlıcanları satamayınca oyarak kurutmaya başladığını ifade ederek, "1955 senesinde bu patlıcanı tarlaya ekmeye başladım.
Yaş patlıcan satılmayınca oydurarak kurutmaya başladık. Ondan sonra torunlara teslim ettim. Kendim yapmaz oldum. Bizim patlıcanımız güneşte kuruduğundan çok lezzetli oluyor" demişti.
YORUMLAR