Sancaktepe'de kaybolan gencin cesedi ormanda ağaca asıl halde bulundu
Sancaktepe'de oturan ve 23 gün önce kayıplara karışan Abdülkadir Dursun, arayışlar sonunda evinden yaklaşık 10 km uzaklıkta ormanlık alanda ölü bulundu. Askerden geldikten sonra ablasının yanında yaşamaya başlayan Dursun'un kısa süre önce polis olmak için sınava girdiği öğrenildi. Dursun'un var olan borçları yüzünden öldüğü iddia ediliyor.
29 Haziran 2021 - 10:48 - Güncelleme: 29 Haziran 2021 - 10:51
İstanbul Sancaktepe'de ablasıyla yaşayan Abdülkadir Dursun 6 Haziran 2021 tarihinde saat 16.00 sıralarında, hiçbir eşyasını almadan evden çıktı ve o günden sonra kendisinden haber alınamadı. 26 Haziran tarihinde polis tarafından Dursun'un ormanda ağaca asılı halde olan cesedi bulundu. Ölümünden kısa bir süre önce polis olmak için sınava girdiği ancak kazanamadığı öğrenilen Dursun'un bir miktar borcu olduğu, borçları nedeniyle kendisini öldürmüş olabileceği ihtimalleri üzerinde duruluyor.
Abdülkadir Dursun'un ablası Gülşah Kırbıyık ise ''Dursun altıncı ayın altısında kayboldu. Evden dışarı çıkar gibi çıktı. Ertesi gün eve gelmediği için gittik karakola başvurduk. Kardeşim eve gelmedi, beni habersiz bırakmazdı. Ben belli bir süreçten geçiyordum. Beni öyle evde tek başıma en kötü günümde bırakıp gitmezdi. Tek başına ormana gitti kısıtlama saatinde, üstüne de hiçbir şey almamış. Akbil olsun, kimlik olsun, cüzdanı olsun, hiçbir şey almadığı için ormana gidip başına birisinin bir iş getirdiğini düşündüm. İlk başvurum karakola bu şekildeydi. Daha sonra da "sağdan soldan borç istedi" gibi farklı farklı şeyler söylendi. Biz kendi imkanlarımızla çok aradık, burada toplanıp, ormanın gidebileceği, yürüme mesafesi gidebileceği her yer aradılar. Dün, öğleden sonra 4, 5 civarı, beni komiser aradı 'Yakacık karakoluna gelmeniz gerek' dedi. Ben "kesin bir yerde gördüler ve ya izini buldular" diye bir sevinçle çıktım. Karakola gittim, bizi hastaneye götürdüler, bir ceset bulduğunu ve bunu teşhis etmemizi gerektiğini söylediler ve ben teşhis edemedim. Ben bakamadım, eşim gitti, baktı. Onun olduğuna emin olduk.
Kendini asmış olarak bulundu. Ağaçta asılı olarak bulunmuş. Ama bunun biz herhangi bir belli bir derdi olduğunu bilmiyorduk, bizimle normal bir insan gibi oturur, konuşur, yemek yer, kalkardı. Bize bir derdini söylemedi, bir borcum var demedi. Bir borcum var deseydi biz gerekirse mendil açardık yardım isterdik'' dedi.
Abdülkadir Dursun'un eniştesi Rasim Kırbıyık ise , "Abdulkadir Dursun benim kayınbiraderim. Askerden önce bizim yanımızda kalıyordu. Askerden sonra da polis olmak için bizim yanımıza geldi. Hatta sınava girdi, sınavı kazanamadı. Ondan sonra bir Pazar günü kısıtlama günü evden çıktı. Ve ondan sonra o gece daha eve gelmedi. Biz sabah polis karakoluna müracaat ettik. Bize 'Yirmi dört saat geçmesi lazım' dediler. Akşam saat dört beş gibi bir daha tekrar polis karakoluna gittik. Ondan sonra şu an bizim "bütün Türkiye de aranıyor hatta bütün yerlere haber geçtik" dediler. Özellikle ormanda aranmasını söyledik. Polis karakoluna müracaat ettik. Polise eşim ifade verdi. Sonra işte biz kendi kendimize arama yaptık. Kendi yakınlarımızla. Bulamadık. Hiçbir iz alamadık. Sonra da dün saat 16.00 civarı bizi polis tarafından aradılar. Bir ceset bulunduğu söylediler, Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'ne gittik. Orada bir ceset olduğu söylendi. Eşim teşhis edemedi. Ben teşhis ettim. Ve çürümüş cesedi gördüm. Ceset de bu çevreye beş, on kilometre uzaklıktaymış buralarda intihar etmiş. Kendini büyük bir ağaca asmış. Yani bizim duyduğumuz, cebinden çıkan nota göre büyük borçları olmuş. Hiçbir konuda hiçbir bilgi vermedi. Sadece arkadaşlarından borç istemiş. Onlara "Benim borcum var" demiş sadece. Ve bize hiçbir şekilde ailesine hiçbir şekilde bu borçtan bahsetmedi.'' dedi.
Abdülkadir Dursun'un ablası Gülşah Kırbıyık ise ''Dursun altıncı ayın altısında kayboldu. Evden dışarı çıkar gibi çıktı. Ertesi gün eve gelmediği için gittik karakola başvurduk. Kardeşim eve gelmedi, beni habersiz bırakmazdı. Ben belli bir süreçten geçiyordum. Beni öyle evde tek başıma en kötü günümde bırakıp gitmezdi. Tek başına ormana gitti kısıtlama saatinde, üstüne de hiçbir şey almamış. Akbil olsun, kimlik olsun, cüzdanı olsun, hiçbir şey almadığı için ormana gidip başına birisinin bir iş getirdiğini düşündüm. İlk başvurum karakola bu şekildeydi. Daha sonra da "sağdan soldan borç istedi" gibi farklı farklı şeyler söylendi. Biz kendi imkanlarımızla çok aradık, burada toplanıp, ormanın gidebileceği, yürüme mesafesi gidebileceği her yer aradılar. Dün, öğleden sonra 4, 5 civarı, beni komiser aradı 'Yakacık karakoluna gelmeniz gerek' dedi. Ben "kesin bir yerde gördüler ve ya izini buldular" diye bir sevinçle çıktım. Karakola gittim, bizi hastaneye götürdüler, bir ceset bulduğunu ve bunu teşhis etmemizi gerektiğini söylediler ve ben teşhis edemedim. Ben bakamadım, eşim gitti, baktı. Onun olduğuna emin olduk.
Kendini asmış olarak bulundu. Ağaçta asılı olarak bulunmuş. Ama bunun biz herhangi bir belli bir derdi olduğunu bilmiyorduk, bizimle normal bir insan gibi oturur, konuşur, yemek yer, kalkardı. Bize bir derdini söylemedi, bir borcum var demedi. Bir borcum var deseydi biz gerekirse mendil açardık yardım isterdik'' dedi.
Abdülkadir Dursun'un eniştesi Rasim Kırbıyık ise , "Abdulkadir Dursun benim kayınbiraderim. Askerden önce bizim yanımızda kalıyordu. Askerden sonra da polis olmak için bizim yanımıza geldi. Hatta sınava girdi, sınavı kazanamadı. Ondan sonra bir Pazar günü kısıtlama günü evden çıktı. Ve ondan sonra o gece daha eve gelmedi. Biz sabah polis karakoluna müracaat ettik. Bize 'Yirmi dört saat geçmesi lazım' dediler. Akşam saat dört beş gibi bir daha tekrar polis karakoluna gittik. Ondan sonra şu an bizim "bütün Türkiye de aranıyor hatta bütün yerlere haber geçtik" dediler. Özellikle ormanda aranmasını söyledik. Polis karakoluna müracaat ettik. Polise eşim ifade verdi. Sonra işte biz kendi kendimize arama yaptık. Kendi yakınlarımızla. Bulamadık. Hiçbir iz alamadık. Sonra da dün saat 16.00 civarı bizi polis tarafından aradılar. Bir ceset bulunduğu söylediler, Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'ne gittik. Orada bir ceset olduğu söylendi. Eşim teşhis edemedi. Ben teşhis ettim. Ve çürümüş cesedi gördüm. Ceset de bu çevreye beş, on kilometre uzaklıktaymış buralarda intihar etmiş. Kendini büyük bir ağaca asmış. Yani bizim duyduğumuz, cebinden çıkan nota göre büyük borçları olmuş. Hiçbir konuda hiçbir bilgi vermedi. Sadece arkadaşlarından borç istemiş. Onlara "Benim borcum var" demiş sadece. Ve bize hiçbir şekilde ailesine hiçbir şekilde bu borçtan bahsetmedi.'' dedi.
YORUMLAR