Emin YEĞİNBOY

    Emin YEĞİNBOY


    SINIRDA GEÇEN BİR YAŞAM: NİKİ LAUDA

    23 Mayıs 2019 - 08:45

    Niki Lauda için vazgeçmek, hayatında asla bir seçenek olmadı. Her zaman sınırda yaşadı.

    1976 yılında F1 Nürburgring yarışında Ferrari’si 220 km hızla teknik bir arızadan dolayı kontrol dışı kalarak yan bariyerlere çarptı. 55 saniye alevler içinde kaldı. Çarpmanın şiddetinden başındaki kaskı uçtu. Kısa bir süre kalbi durdu, masajla hayata döndü.

    Tüm vücudundaki derin yanıklar ve akciğerlerindeki hasar sonrası, yaşamından umut kesildi. Hatta yoğun bakıma çağrılan papaz son duasını yaptı. Doktoru sabahı görmesinin zor olduğunu söyledi. Hesaplanmayan tek gerçek, Nikolaus Andreas Lauda’nın mücadeleden asla vazgeçmeyen karakteriydi.

    Kazadan tam 42 gün sonra Monza yarışında tekrar direksiyon başına geçti ve dördüncü bitirdi. Defalarca bunu nasıl başardığı sorulduğunda şöyle yanıtlardı:

    “Sadece ölmek istemiyordum. Hızla geriye dönüş ise her zaman stratejim oldu. Bir terslikten sonra kendine acımayacaksın.”

    Duygularını kontrol etmede üstüne yoktu. 1975’ten sonra 1977 ve 1984’te tekrar Formula 1 şampiyonluklarını kazandı. Kariyerinde girdiği 171 yarışın 25’ini kazanırken, 54’de ise podyuma çıktı. Nürburgring’ten kalan yanık yaralarını yaşamı boyunca yüzünde ve vücudunda taşıdı. Geçirdiği onca rekonstrüksiyon ameliyatı bir yere kadar faydalı oldu. Yanık izlerini örtmek için başına geçirdiği kırmızı kasket, adeta sembolüydü.

    Asla gözü kara bir sürücü değildi. Her şeyi teknik olarak hesaplayıp uygulardı. Sakin bir insandı, tipik Avusturya aksanlı, monoton bir konuşması vardı. Kendisine tezat, hırçın yaradılıştaki James Hunt ile giriştiği F1 rekabeti 2013’de Ron Howard’ın yönettiği “Rush” filminde anlatıldı. Lauda filmi beğendi. Her zaman “o dönemin yarışçı jenerasyonu olarak hepimiz sınırda yaşadık. Arabalar hızlanmıştı ve güvenlik önlemleri yetersizdi” derdi.

    Varlıklı bir sanayici olan babası onun yarışçı olmasını asla onaylamadı. Kariyeri için gerekli parayı 20 yaşında bankadan kredi alarak temin etti. Kararlılık ve direk yürümek onun karakterinin en büyük özelliğiydi.

    Yarışçılıktan sonra pilotluğa başladı. Küçük uçaklarla özel yolcuları taşımaya başladı. Yavaş yavaş işleri büyüdü Kurduğu Lauda Hava Yolları ile 1991’de yine bir talihsizlik yaşadı. Tayland’da düşen Boeing uçağındaki 323 kişi hayatını kaybetti. Geçici olarak havayollarını kapattı.

    1993’de Ferrari takımında danışmalığa başladı. Avusturya kanalı RTL’de ölümüne kadar Formula 1 yarışlarını yorumladı. 2012’de Mercedes takımı baş danışmanı oldu ve aynı yıl Lewis Hamilton ve Nico Rosberg ile şampiyonluk yaşadı.

    Geçirdiği kazanın sekelleri hayatı boyunca sağlığını tehdit etti. Azalmış akciğer fonksiyonları sonucu geçtiğimiz yıl ağustos ayında akciğer nakli yapıldı. Ocak ayında yakalandığı grip sonrası uzun süre hastaneden çıkamadı ve 20 Mayıs’ta 70 yaşında hayata gözlerini kapadı.

    YORUMLAR

    • 0 Yorum