Türk İHA ile Siha'larının başarıları konuşuldu
Kilis 7 Aralık Üniversitesinde "Türk Sihaları, Libya'da ve Dağlık Karabağ zaferinde Türkiye'nin Rolü" başlıklı E-konferans gerçekleştirildi.
02 Temmuz 2021 - 10:23 - Güncelleme: 02 Temmuz 2021 - 10:24
Kilis 7 Aralık Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (KODAM) tarafından, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Araştırma Görevlisi Furkan Halit Yolcu'nun konuşmacı olduğu "Türk Sihaları: Libya'da ve Dağlık Karabağ Zaferinde Türkiye'nin Rolü" başlıklı e-konferans gerçekleştirildi.
Yolcu, Türkiye'nin savunma sanayiinde elde ettiği inovasyon ve başarının tarihi kökenine değinerek sözlerine başladı. Yolcu, 1980'li ve 1990'lı yıllardan itibaren teorik anlamda ciddi girişimlerin bulunduğuna dikkat çekti.
Yolcu, Son yıllarda Türkiye'nin elde ettiği pratik anlamdaki başarıların fikri bir altyapının sonucu olduğunu vurguladı. Yolcu, Bu sürecin nihayetinde de ülkemizin son birkaç yıldan itibaren savunma sanayii ihracatında gözle görülür bir ivme kazandığını dile getirdi.
Yolcu, Libya İç Savaşı'nda kendisi ile müttefik olan Libya Milis Kuvvetleri ile Halife Hafter'in Kuvvetleri karşısında Türkiye'nin, savaşın gidişatını büyük ölçüde etkileyen bir güç olduğunu belirtti. Yolcu, Bir terör örgütü olmayıp aksine ulusal bir devlet gücünü kendinde deruhte eden Hafter'e karşı Türkiye'nin elde ettiği başarının önemini vurguladı.
Yolcu, Özellikle yerli üretim olan İHA ve SİHAların bölgede devam edegelen çatışmalarda Hafter'in Kuvvetlerini pek çok yönden yıprattığını, güçlü bir hava kuvvetleri filosunu arkasına alan Libya Milislerinin askeri, stratejik ve lojistik anlamda üstünlüğe Türkiye ile ulaştığını belirtti.
Yolcu, Türk mühendis Selçuk Bayraktar'ın alanında uzman ekibiyle beraber gerçekleştirdiği çalışmaların bir sonucu olan Türk Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları ve insansız hava araçlarının (İHA) tıpkı Libya'da olduğu gibi Azerbaycan'ın işgal altındaki toprağı olan Dağlık Karabağ bölgesinin Azerbaycan ordusu tarafından geri alınması sürecinde de kilit bir pozisyonda olduklarını ifade etti. Yolcu,, Azerbaycan ve Ermenistan devletlerinin savunma sanayiinde Rusya'ya bağımlı olduğunu ve Azerbaycan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin söz konusu desteğini almadan Dağlık Karabağ'a bir operasyon gerçekleştirdiği ihtimalini düşünmenin, savaşın sonucu hakkında en küçük bir tahminde dahi bulunulamaması için yeterli bir sebep olduğunu belirtti.
Yolcu, Bu iki örnekten hareketle, Türkiye'nin kapital dünya düzeni içerisinde, bu alandaki ihracat konusunda son derece iddialı olduğunu, bu bağlamda bir meydan okumada bulunduğunu ifade etti.
E-konferans soru-cevap kısmından sonra sona erdi.
Yolcu, Türkiye'nin savunma sanayiinde elde ettiği inovasyon ve başarının tarihi kökenine değinerek sözlerine başladı. Yolcu, 1980'li ve 1990'lı yıllardan itibaren teorik anlamda ciddi girişimlerin bulunduğuna dikkat çekti.
Yolcu, Son yıllarda Türkiye'nin elde ettiği pratik anlamdaki başarıların fikri bir altyapının sonucu olduğunu vurguladı. Yolcu, Bu sürecin nihayetinde de ülkemizin son birkaç yıldan itibaren savunma sanayii ihracatında gözle görülür bir ivme kazandığını dile getirdi.
Yolcu, Libya İç Savaşı'nda kendisi ile müttefik olan Libya Milis Kuvvetleri ile Halife Hafter'in Kuvvetleri karşısında Türkiye'nin, savaşın gidişatını büyük ölçüde etkileyen bir güç olduğunu belirtti. Yolcu, Bir terör örgütü olmayıp aksine ulusal bir devlet gücünü kendinde deruhte eden Hafter'e karşı Türkiye'nin elde ettiği başarının önemini vurguladı.
Yolcu, Özellikle yerli üretim olan İHA ve SİHAların bölgede devam edegelen çatışmalarda Hafter'in Kuvvetlerini pek çok yönden yıprattığını, güçlü bir hava kuvvetleri filosunu arkasına alan Libya Milislerinin askeri, stratejik ve lojistik anlamda üstünlüğe Türkiye ile ulaştığını belirtti.
Yolcu, Türk mühendis Selçuk Bayraktar'ın alanında uzman ekibiyle beraber gerçekleştirdiği çalışmaların bir sonucu olan Türk Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları ve insansız hava araçlarının (İHA) tıpkı Libya'da olduğu gibi Azerbaycan'ın işgal altındaki toprağı olan Dağlık Karabağ bölgesinin Azerbaycan ordusu tarafından geri alınması sürecinde de kilit bir pozisyonda olduklarını ifade etti. Yolcu,, Azerbaycan ve Ermenistan devletlerinin savunma sanayiinde Rusya'ya bağımlı olduğunu ve Azerbaycan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin söz konusu desteğini almadan Dağlık Karabağ'a bir operasyon gerçekleştirdiği ihtimalini düşünmenin, savaşın sonucu hakkında en küçük bir tahminde dahi bulunulamaması için yeterli bir sebep olduğunu belirtti.
Yolcu, Bu iki örnekten hareketle, Türkiye'nin kapital dünya düzeni içerisinde, bu alandaki ihracat konusunda son derece iddialı olduğunu, bu bağlamda bir meydan okumada bulunduğunu ifade etti.
E-konferans soru-cevap kısmından sonra sona erdi.
YORUMLAR