Türkiye'de Covid aşısı nasıl yapılıyor
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun Çin şirketi Sinovac'ın geliştirdiği koronavirüs aşısı CoronaVac'a acil kullanım onayı vermesi sonrası ülke genelinde aşılama kampanyası başlatıldı.
Sağlık Bakanlığı, başta aile sağlık merkezleri olmak üzere tüm hastanelerde aşı hizmeti verileceğini açıkladı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyeleri canlı yayında aşı oldu.
Herkesin mutlaka aşı olması gerektiğini söyleyen Koca, "Çünkü bu hastalıktan korunmanın en önemli yollarından biri aşı. Normal, eski hayatımıza dönmek için aşıyı mutlaka yaptırmamız gerekiyor" dedi.
Aşılamada öncelik kimlere veriliyor?
Koca, aşı kampanyasında önceliğin sağlık çalışanlarına verildiğini, "risk sıralamasının" esas alınacağını ve buna göre hazırlanan aşı takvimiyle toplum bağışıklığının en üst seviyeye çıkarılacağını söyledi.
Belirlenen stratejiye göre öncelik sıralaması şöyle:
- Sağlık çalışanları ve huzur evlerinde kalan kişiler.
- Asker, polis, jandarma, adli personel, cezaevinde kalanlar ve çalışanlar
- 65 yaş üzeri vatandaşlar
- Sonrasında yaş ve kronik rahatsızlıklar belirleyici olacak.
Aşı nasıl uygulanacak?
CoronaVac aşısı da, Pfizer/BioNTech ve AstraZeneca/Oxford Üniversitesi aşıları gibi iki doz olarak uygulanıyor.
Sağlık Bakanlığı aşılamanın 28 gün arayla iki doz şeklinde yapılacağını duyurmuş durumda.
Aşı sırasının geldiği nasıl öğrenilecek?
Sağlık Bakanlığı, e-Nabız uygulamasına Covid-19 aşı durumu bilgilendirme özelliği ekledi.
Vatandaşlar, uygulamaya eklenen "Covid-19 aşı durumu bilgilendirme özelliği" sayesinde aşı için belirlenen öncelik grubunda olup olmadıklarını görebilecek.
Aşı olmak isteyenlerin hastanelere ya da aile sağlık merkezlerine başvurmadan önce Merkezi Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu alması gerekecek.
CoronaVac aşısının etkinlik oranı ne?
CoronaVac aşısıyla ilgili en büyük kafa karışıklığı, farklı ülkelerde açıklanan farklı etkinlik oranları.
Brezilya'da yapılan son klinik deneyler sonucunda aşının yüzde 50,4 oranında etkili olduğu açıklandı.
Geçen ay, Türkiye'de yapılan ikinci faz raporlamalarına göre ise aşının yüzde 91,25 etkili olduğu açıklanmıştı.
Endonezya'da ise bu oran yüzde 65,3 olarak duyuruldu.
Türkiye ve Endonezya'da açıklanan sonuçlar ikinci faz çalışmalarına ait olduğu için katılımcı sayısının düşük olduğu, anlamlı sonuçlar için üçüncü faz sonuçlarının beklenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Aşı nasıl dağıtılacak?
Sağlık Bakanlığı'nın 81 ile gönderdiği yazıya göre, Covid-19 aşısı aile sağlığı merkezlerinin yanı sıra tüm kamu, özel ve üniversitelere ait hastanelerde yapılacak.
Genelgede belirtilen sağlık hizmet kuruluşları, CoronaVac aşısı bakanlık depolarından illere doğru dağıtıma çıkmadan önce, çalışma esasları Sağlık Bakanlığı'nca belirlenen "aşı odaları" kurmaya başladı.
Buna göre yatak sayısı 50 ve altında olan hastanelerde 5, yatak sayısı 51-199 arasında olan hastanelerde 10, yatak sayısı 200-399 olan hastanelerde ise 15 adet aşı uygulama odası hazırlanıyor.
Bu sayı, hastanenin yatak kapasitesine bağlı olarak 25 aşı odasına kadar çıkabiliyor.
Türkiye toplamda 50 milyon doz CoronaVac aşısı satın almış durumda. Bu aşıların şu ana kadar 3 milyon dozu Türkiye'ye ulaştı.
Meslek örgütlerinin çekinceleri neler?
Sağlık meslek örgütleri ise aşı temininde geç kalındığını ve yaygın aşılamanın bir an önce başlaması gerektiğini vurguluyor.
Türk Tabipleri Birliği'ne göre (TTB), bu şartlarda "aşıya yaygın erişimin 2021 ortası-sonundan önce sağlanması söz konusu değil".
TTB, aşının hastalık bulaşına etkisinin yavaş gelişeceğini ve hedef kapsayıcılık oranlarına erişmenin birkaç yıl alabileceğini belirtiyor.
Sağlık Bakanlığı, "başta Aile Sağlığı Merkezleri olmak üzere bütün hastaneleri de kapsayan" yaygın aşı uygulamasının lojistik organizasyonunun tamamlandığını söylüyor. Ancak Türkiye'de birinci basamak sağlık kuruluşları olan aile sağlık merkezleri, Covid-19 için yaygın aşılamaya geçildiğinde çeşitli sorunlarla karşılaşılabileceğine dikkat çekiyor.
Aile hekimliklerinde aşı sürecine dair kaygıların başında fiziki yetersizlikler geliyor.
Sağlık meslek örgütlerine göre, Türkiye'deki toplam 27 bin aile hekimliği birimini hem insan kaynağı hem de lojistik imkanlar açısından birbirinden oldukça farklılık gösteriyor.
İstanbul Aile Hekimliği Derneği, mevcut aile hekimliklerinin 2 bininde hekim, 3 bininde ise aşılama hizmetlerinin olmazsa olmazlarından olan bir hemşire ya da ebenin bulunmadığını söylüyor.
Türkiye'de toplamda 7 bin civarında aile sağlığı merkezinin olduğunu ifade eden dernek, bunların bir kısmında yalnızca tek aile hekimliği biriminin çalıştığını, bazılarında ise 15'ten fazla birim bulunduğunu aktarıyor.
Dolayısıyla pandemi sürecinde olmazsa olmaz sayılabilecek, sosyal mesafeye izin veren fiziksel imkanlar birbirinden farklılık gösteriyor.
Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu üyesi Dr. Emrah Kırımlı, İstanbul'daki aile hekimliği merkezlerinin yüzde 30'unun kiralık apartman dairelerinden oluştuğunu söylüyor.
Sağlık Bakanlığı yayımladığı genelgede, aşı odasının bulunduğu yerde geniş ve ferah bekleme alanı oluşturulması gerektiğini belirtiyor ancak Kırımlı, "Aile sağlığı merkezleri genel olarak küçük yerlerdir ve bekleme alanlarımız sosyal mesafe için dar" diyor.
Dr. Emrah Kırımlı, Türkiye'deki aile hekimliklerinin yüzde 20'sinde hiç ebe ya da hemşire bulunmadığını, her aile sağlığı merkezinde en az bir hekim ya da hemşirenin eksik olduğunu kaydediyor.
'Aile sağlığı merkezlerinde personel sıkıntısı yaşanıyor'
Kırımlı, "Tam kapasite çalışan çok az sayıda aile sağlığı merkezi var. Türkiye'deki sağlık çalışanı insan gücünün sadece yüzde 5'i aile sağlığı merkezlerinde çalışıyor ancak buna karşın, Türkiye'de verilen poliklinik hizmetinin yüzde 35'ini biz yapıyoruz" diyor. Buna karşın aile sağlığı merkezlerinin hali hazırda oldukça yoğun bir şekilde çalıştığını söyleyerek, aşı sürecinde bu yoğunluğun artacağını ifade ediyor:
"2019 yılında aile sağlık merkezlerinin poliklinik hizmetlerine 280 milyon müracaat yapıldı. Geri kalan tüm eğitim araştırma hastaneleri, şehir hastaneleri ve özel hastanelere toplamda 570 milyon müracaat oldu. Ancak sorun şu ki orada 1 milyon sağlık personeli çalışırken, bizde sadece 45 bin personel çalışıyor.
"Aile hekimliklerinin yüzde 20'sinde ebe ya da hemşire bulunmuyor. İstanbul Esenyurt'ta dört aile hekiminin çalıştığı bir aile sağlığı merkezinde bir yıldır hiç hemşire yok. Hemşire olmayınca aşıyı kim yapacak? Doktor yapacaksa, onun yaptığı işi kim yapacak?
Aile sağlık merkezlerinin aşı sürecini nasıl karşılayacağıyla ilgili tek kaygı bunlarla sınırlı değil.
Kırımlı, aşı için gerekli soğuk zincir ekipmanlarının neredeyse tamamının, aile sağlığı merkezlerine ayrılan "kısıtlı" bütçeden karşılandığını anlatıyor:
"Her bir aile sağlığı merkezine belli miktar bütçe ayrılıyor ve sonrasında merkezin personel giderleri dahil tüm ihtiyaçlarının bu bütçeden karşılanması bekleniyor. Örneğin Sağlık Bakanlığı kamu hastaneleri için piyasa fiyatı 7 bin 300 TL olan bir aşı dolabı satın alırken, biz kendi kısıtlı bütçemizden ayırıp bu dolapları satın alamıyoruz. Onun yerine 2 bin 500 liraya standart buzdolabı alıyoruz. Aşıları koyacağımız iç hacimleri tabii ki diğerlerine göre daha küçük oluyor."
Kırımlı, pandemi sürecinde zatürre aşılarına karşı artan talep ve uzaktan eğitim sürecinde okullarda yapılan çocuk aşılarının yapılamaması nedeniyle aile sağlığı merkezlerinin aşı dolaplarının hali hazırda dolu olduğunu söylüyor. Vatandaşların aşı yaptırmak için toplu taşıma kullanarak uzaktaki bir hastaneye gitmek yerine, evine yakın adreslerdeki aile sağlığı merkezlerini tercih edeceğini ve bu durumun merkezlerdeki yoğunluğu artıracağını öngörüyor.
"Eğer siz bütün toplumu aşılayacaksınız bunun yeri aile sağlığı merkezleridir" diyen Kırımlı, aile sağlığı merkezlerinin yaygın aşılama için gerekli fiziki şartlara erişebilmesi için kendilerine ayrılan bütçenin yeterli olmadığını savunuyor.
'Özel hastaneler aşı odaları kurmaya başladı'
BBC Türkçe'ye konuşan Özel Hastaneler Platformu Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, aşı sürecinde hizmet verecek özel hastaneler için daha iyimser bir tablo çiziyor.
Şu an da her özel hastanenin kendi yatak kapasitesine bağlı olarak aşı odası açma hazırlığında olduğunu ifade eden Altuğ, özel hastanelerde aşı sorumlusu doktor ve sağlık personellerinin belirlenip sağlık müdürlüklerine bildirildiğini aktarıyor:
"Aşı uygulamasının randevulu olması nedeniyle sürecin rahat işleyeceğini düşünüyoruz. Bazı hastanelerimiz yeterli aşı oda sayılarını karşılamakta güçlük yaşayacak olsa da genel itibariyle yapısal olarak ciddi bir sorunla karşılaşacağımızı düşünmüyorum."
Aşı randevuları için, özel hastanelerdeki randevu altyapısının MHRS ile uyumlu hale getirildiğini söyleyen Altuğ, "Aşı uygulaması başladığında tüm hastanelerimizin randevulu olarak 08:30-24:00 saatlerinde hizmet vereceğine inanıyorum" diyor.
Özel hastanelerin aşı uygulaması için vatandaşlardan ücret talep etmeyeceğini söyleyen Altuğ, bu hizmet için kamu kaynaklarından da pay talep edilmeyeceğini belirtiyor:
"Pandemi sürecine bakıldığında özel hastanelerimizin ciddi anlamda devletimize destek olduğu ve hastaların tedavi süreçlerine ciddi bir katkısı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu süreçte her ne kadar sorunlarımız olsa da başta Sağlık Bakanımız ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız ile görüşmeler yaparak çözüme kavuşturduk. Aşı uygulamasını milletçe bu salgın hastalıktan kurtulmamızın önündeki en büyük fırsat olarak görüyoruz. Dolayısıyla herhangi bir pay talebimiz bulunmamaktadır."
YORUMLAR