TÜSİAD'ın iki başkanına yurt dışına çıkış yasağı
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’ne (TÜSİAD) yönelik başlatılan yargıyı etkileme soruşturmasında TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras dün ifadeleri alındıktan sonra mahkemeye çıkarıldı. İki başkan, yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve derneğin Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras hakkında, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras bu suçlamalarla savcıya ifade verdi.
İki TÜSİAD yöneticisi çıkarıldıkları mahkemede, yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldı.
TURAN VE ARAS HAKKINDA NEDEN SORUŞTURMA BAŞLATILDI?
Soruşturma, TÜSİAD’ın 13 Şubat’ta yapılan genel kurulundaki konuşmalardan sonra başlatıldı.
Toplantıda TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras son dönemde yaşanan gelişmelerin toplumda derin endişe yarattığını belirtmişti.
TÜSİAD Başkanı Turan, genel kuruldaki konuşmasında, “Hukukun üstünlüğü tesis edilmeden ne iç ne de dış sorunları çözebiliriz.” ifadelerini kullanmıştı.
BAŞSAVCILIK: YÖNLENDİRME İÇERİKLİ İFADELER KULLANILDI
Başsavcılık, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın konuşmasında, bazı soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili yargıyı telkin ve yönlendirme içerikli ifadeler kullandığı, bu ifadelerin, gerçeğe aykırı ve kamu barışını bozmaya elverişli nitelikte olduğunu belirtti.
İfade sonrası savcılık iki ismi de yurtdışı çıkış yasağı talebi ile hakimliğe sevk etti.
TÜSİAD Başkanı Turan ve YİK Başkanı Aras yurt dışı çıkış yasağı getirilerek adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
TURAN VE ARAS İFADELERİNDE NELER SÖYLEDİ?
Soruşturmada, nöbetçi sulh ceza hakimliğinin karar yazısı ile Turan ve Aras’ın ifadesine ulaşıldı.
Orhan Turan, ifadesinde makine mühendisi olduğunu belirtti.
Aylık ortalama 1 milyon lira geliri olduğunu beyan eden Turan, yalıtım sektöründe şirketi olduğunu, yurt dışına yoğun ihracat gerçekleştirdiğini, mart ve nisanda yurt dışına seyahat edeceğini ifade etti.
Turan, “Yapay zeka ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Orada da Türk girişimcilerini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Adresim bellidir, iş insanıyım, yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin reddine karar verilmesini talep ederim.” dedi.
“KONUŞMAMIN ANA TEMASI EKONOMİNİN DAHA İLERİYE GİTMESİ İÇİN NELER YAPMAMIZ GEREKTİĞİ”
Mehmet Ömer Arif Aras ise banka yönetim kurulu başkanı olduğunu ifade etti.
Aylık ortalama 900 bin lira geliri olduğu beyanında bulunan Aras, ifadesinde şunları belirtti:
“Benim konuşmamın ana teması Türkiye ekonomisinin daha ileriye gitmesi için neler yapmamız gerektiği konusunda bir metindir. Eğitim dili ve hukuk üstünlüğü, ekonomide alınması gereken tedbirler, ülkemizin kalkınması için kadın hakları, girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi ve birçok ekonomik ile finansal konularda Türkiye'nin önünün açılması için birtakım örnekler vererek toplumun genel olarak hassasiyetini dile getirmeye çalıştım.
Konuşmada kamuyu yanıltıcı herhangi bir bilgi vermedim. Bütün yaklaşım ve anlatımların ekonomiye etkilerinin yorumlanması şeklindedir. Türkiye’nin yatırım ortamının geliştirilmesi amacına yönelik bu konuşmaları yaptım.”
Uluslararası bir bankanın yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle yurt dışı seyahatlerinin yoğun olduğunu, Türk ekonomisine katkı sağlamaya çalıştıklarını belirten Aras, yurt dışı çıkış yasağı talebinin hakkında uygulanmamasını istedi.
SAVCILIĞIN SEVK YAZISI
Nöbetçi sulh ceza hakimliğinin karar yazısında, “Şüphelilerin yaptıkları konuşma içeriği ve savunmalarında da belirttikleri üzere yalnızca basın aracılığıyla bilgi sahibi oldukları ve içeriğini bilmedikleri olaylara ilişkin yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı dezenformasyon içerikli beyanlarda bulundukları” anlatıldı.
Yazıda, Turan ve Aras’ın, endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bilgileri kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaydıkları ve yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu işlediklerine ilişkin somut deliller olduğu savunuldu.
Karar yazısında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın şüpheliler hakkında uygulanmasını istediği yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbiri talebinin kabulüne karar verildiği ifade edildi.
YORUMLAR