• Reklam

"Yağmuru görüp su tasarrufundan vazgeçmeyin"

İZMİR'de son haftalarda etkili olan yağışlı hava, barajlardaki su seviyesini dikkat çekici ölçüde artırdı. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Aslı Bor Türkben, yağışların sevindirici olduğunu ancak su tasarrufuna sıkı sıkıya bağlanmak gerektiğini söyledi.

"Yağmuru görüp su tasarrufundan vazgeçmeyin"
10 Aralık 2021 - 13:01 - Güncelleme: 10 Aralık 2021 - 13:02
İzmir'de son haftalarda etkili olan yağışlı hava, barajlardaki su seviyesini artırdı. 10 Aralık itibariyle, bir önceki yılın aynı tarihiyle kıyaslandığında doluluk oranları Kutlu Aktaş Barajı'nda yüzde 29.14, Ürkmez Barajı'nda yüzde 21.55, Güzelhisar Barajı'nda yüzde 20.30, Tahtalı Barajı'nda yüzde 16.07 ve Balçova Barajı'nda da yüzde 14.36 yükseldi. İzmir'in önemli bir bölümünün su ihtiyacını karşılayan Tahtalı Barajı yüzde 50.79, Güzelhisar Barajı da yüzde 65.14'lük doluluk seviyesine ulaştı. Aktif doluluk oranları Ürkmez Barajı'nda yüzde 51.60, Kutlu Aktaş Barajı'nda yüzde 41.60, Balçova Barajı'nda ise yüzde 30.03 ölçüldü.

SU TASARRUFUNA İLİŞKİN ÖNERİLER

Geçen yılın aralık ayına göre barajlardaki doluluk oranlarının artmasına rağmen son 10 yıl içinde toplam yağış miktarında ciddi bir düşüş olduğunu hatırlatan Dr. Türkben, su tasarrufu konusunda önerilerini paylaştı. Su konusunda çok sayıda bilimsel araştırması bulunan Dr. Türkben, "Dünyada, kişi başına düşen yıllık su potansiyeli 1000 metreküpten az olan ülkeler, 'su fakiri' olarak kabul ediliyor. Türkiye, su fakiri ülkeler arasında değil. Ancak bazı senaryolarda, küresel ısınmaya bağlı olarak birçok ülke gibi bizim de 20-30 yıl içinde su sıkıntısı yaşayabileceğimiz belirtiliyor. Kurak veya kuraklığa eğilimli bölgeler için hep söylediğimiz gibi 'su yönetimi' yaklaşımı oluşturulmalı ve buna ilişkin planlamalar yapılmalı. Evsel ve endüstriyel atık suların kontrol altına alınması, erozyon kontrolü ve ağaçlandırma, sulama suyunun dengeli kullanımı, nüfus planlaması gibi birçok konuya odaklanılmalı" dedi.

'HAVZA EYLEM PLANI OLUŞTURULMALI'

Dr. Türkben, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirliği açısından 'havza eylem planları' oluşturulmalı. Arazi kullanım şekli, havzalardaki suyun kalitesi ve miktarını doğrudan etkiliyor. Yangınlar, yerleşim alanlarının uygun olmayan araziler üzerine kurulması gibi birçok etken, arazi kullanımının kontrolsüz değişimine neden oluyor. Bu yüzden ağaçlandırmaya önem verilmeli ve erozyonla mücadele politikaları oluşturulmalı. Evsel ve endüstriyel atıkların kontrolsüz deşarjı engellenmeli ve atıksu arıtma tesislerine bağlanması sağlanmalı. Eski tip salma sulama yönteminin çok su harcadığı bir gerçek. Çiftçiler, yeni tip sulama sistemlerine yönlendirilmeli. Çiftçilere 'su ayak izi' hakkında eğitim verilmeli."

TASARRUF ÖNERİSİ VERDİ

Bireysel olarak alınabilecek önlemlere ilişkin bilgiler de veren Türkben, "Banyo yaparken, düşük akımlı bir duş başlığı kullanarak yüzde 40-60 arasında su tasarrufu sağlanabilir. Duşta geçirdiğimiz her 5 dakika için ortalama 75 litre su harcadığımızı düşünürsek, duştan 1 dakika erken çıkmak bile, yıl bazında büyük tasarruftur. Bir kişi, her gün 3 dakika boyunca suyu kapatmadan traş olursa, yılda 10 ton su harcar. Günde iki kez, birer dakika boyunca suyu kapatmadan diş fırçalanırsa, yılda 8 ton su gider. El-yüz yıkanırken, traş olurken veya diş fırçalarken, musluğu mutlaka kapalı tutmalıyız. Çamaşır makinesini haftada bir kez az çalıştırarak, yılda 9 ton su tasarrufu sağlanabilir. Bulaşıkları makineye koymadan önce, ön yıkama yapmak yerine peçeteyle silmek de su tasarrufu sağlar. Sebze ve meyveler akan suda değil, su dolu bir kapta yıkanırsa; 4 kişilik aile için yılda 20 ton su tasarrufu yapılır" diye konuştu.


YORUMLAR

  • 0 Yorum