• Reklam

"Yalvarırım beni öldürme"

Balıkesir'de yaşayan Zeliha Atlar (27), sosyal medya üzerinden tanışıp sevgili olduğu Serdal Gülser'in (43) evli olduğunu öğrenince ayrılmak istedi. Gülser, sürekli ölümle tehdit ettiği Atlar'ı, geçen ekim ayında ise ensesinden tabancayla vurdu.

"Yalvarırım beni öldürme"
25 Mayıs 2021 - 13:18
Balıkesir'in Edremit ilçesinde yaşayan Zeliha Atlar, geçen yıl mart ayında sosyal medya üzerinden kendisine mesaj atan Serdal Gülser ile tanıştı. Bir süre arkadaşlık eden ikili arasında ilişki başladı. İddiaya göre Atlar, 2 ay sonra Gülser'in evli ve 4 çocuk babası olduğunu öğrendi. Bunun üzerine genç kadın, ilişkiye devam edemeyeceğini ve ayrılmak istediğini söyledi.

Serdal Gülser, kendisinden ayrılmak isteyen Atlar'ı ölümle tehdit edip, silahla evini bastı. Tehditler nedeniyle ilişkiyi sürdürmek zorunda kalan Atlar, defalarca yaşadığı silahlı tehdit nedeniyle polis merkezine giderek Gülser'den şikayetçi oldu. Serdal Gülser, hakkında uzaklaştırma kararı verilmesine rağmen Atlar'ı rahatsız ve tehdit etmeye devam etti. Uzaklaştırma kararını ihlal etmesine rağmen Gülser hakkında işlem yapılmadı.

AYRILMAZSA ÖLDÜRMEYECEĞİNİ SÖYLEDİ

Bir süre sonra Serdal Gülser, akşam saatlerinde Zeliha Atlar'ı arayarak konuşmak istediğini söyledi. Atlar görüşmeyi kabul etti ve Gülser'e ait araca bindi. Gülser, Atlar'ı dağlık alana götürerek araçtan inmesini söyledi. Bu sırada aracın bagajındaki kazma, kürek ve pompalı tüfeği alan Gülser, Atlar'a, "Seni buraya öldürmeye getirdim. Burada seni gömeceğim" dedi. Atlar ise Gülser'in ayaklarına kapanarak "Ölmek istemiyorum" diyerek ağladı. Serdal Gülser bunun üzerine kendisinden ayrılmazsa öldürmeyeceğini söyleyince Atlar, ayrılmayacağını söyledi.



ÖLÜM TEHDİTLERİ VE KÜFÜR İÇEREN MESAJLAR

Ekim ayına kadar tehdit ve ölüm korkusuyla ilişkisine devam eden Atlar, 10 Ekim günü arkadaşının evine gittiğinde telefonuna Serdal Gülser'den ölüm tehditleri ve küfür içeren mesajlar gelmeye başladı. Atlar'ı arayan Gülser, kendisiyle görüşmezse arkadaşının evine gelerek herkese zarar vereceğini söyledi. Bunun üzerine Atlar, Gülser ile görüşmeyi kabul etti. Eve gelen Serdal Gülser, belinden çıkarttığı tabancayı Atlar'ın bacağına dayayarak kendisiyle gelmesini söyledi. Kadını zorla evden çıkarıp otomobile bindiren Gülser, hızla uzaklaştı.

'AYRILMAK MI İSTİYORSUN, ÖLÜMÜN ELİMDEN OLACAK'

Bu sırada araçta H.P.'yi arayan Serdal Gülser, "Silahları, tüfekleri hazırla geliyorum ben" dedi. Ardından M.P.'yi arayan Gülser, bu kişiye de fişekleri hazırlamasını, ardından H.P. ile Atlar'ın evinin önüne gelmesini söyledi. Evin önünde buluşan H.P., M.P., Gülser ve Atlar, birlikte eve çıktı. Burada H.P.'den silahı alan Serdal Gülser ikiliye aşağıya inmelerini söyledi. Silahı eline alan Gülser "Ayrılmak mı istiyorsun, ölümün benim elinden olacak" diyerek ayağa kalkıp Atlar'ın olduğu koltuğa doğru yürüdü.

BAŞINI ÖNE DOĞRU BASTIRIP, TABANCA İLE ENSESİNE BİR EL ATEŞ ETTİ

Kadının başını tutup öne doğru bastıran Gülser, tabancayla ense bölgesinden bir el ateş etti. Dizlerini kendisine çeken Atlar'ın ensesinden giren kurşun önce boynundan çıktı. Köprücük kemiğinin yanından tekrar giren kurşun, koltuk altından çıktı. Koltuğu da delip geçen kurşun, parkeye saplandı. Yaşadığı acıyla çığlık atan Atlar, kan içerisinde kalıp evin mutfak kısmına doğru koştu. Bu sırada panik yapan Serdal Gülser kaçmaya çalışırken, apartmanın merdivenlerinde Atlar'ın annesi F.S. ile karşılaştı. Gülser burada anneye de ateş etti ancak isabet ettiremeyince ikili arasında arbede yaşandı.



Ardından merdivenlerden inen Serdal Gülser, bu kez Atlar'ın kız kardeşi 12 yaşındaki S.A. ile karşılaşınca küçük kızın karın bölgesine tekme atıp uzaklaştı. Olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye götürülen Zeliha Atlar, tedaviye alındı. Serdal Gülser ise yakalanarak polis merkezine götürüldü. İfadesinin ardından adliyeye sevk edilen Gülser tutuklandı.

'BU İLİŞKİYİ KENDİME YAKIŞTIRAMADIM VE BİTİRMEK İSTEDİM'

Antalya'daki avukatı Ahmet Onaran ile görüşmek için kente gelen Zeliha Atlar, yaşadıklarını DHA'ya anlattı. Serdal Gülser ile sosyal medya üzerinden tanıştıklarını söyleyen Zeliha Atlar, "Arkadaşlığımız ve sonrasında gönül ilişkimiz başladı. Yaklaşık 2 ay sonra evli ve 4 çocuk babası olduğunu öğrendim. Bu ilişkiyi kendime yakıştıramadım ve bitirmek istedim. Defalarca kendisine 'Böyle bir ilişkimiz olmaz, evlisin ve 4 çocuğun var. Ben bunu kendime yakıştıramıyorum' dedim. Kişi bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Defalarca evimi bastı" dedi.

'UZAKLAŞTIRMA KARARINI İHLAL ETMESİNE RAĞMEN BİR ŞEY YAPILMADI'

Başına gelenlerin sadece 'hayır' dediği için yaşandığını söyleyen Atlar, "Ayrılmak istediğimi söyleyince evimi pompalı tüfekle bastı. Sadece ona 'hayır' dedim diye. Kapıdan silahıyla birlikte polisler aldı. Karakola gittim şikâyetçi oldum ve uzaklaştırma kararı verildi. Karardan 15 gün sonra evimin karşısında arabanın içerisinde benim çıkmamı bekliyordu. Silahlı olarak önümü kesti, götürmek istediği yere gitmediğim için beni orada darbetti. Yine polis geldi ve karakola gittik. Uzaklaştırma kararını ihlal etmesine rağmen hiçbir şey yapılmadı. Bu olayla ilgili dosyalar ancak 1 yıl sonra açıldı" diye konuştu.

'SENİ BURAYA ÖLDÜRMEYE GETİRDİM, BURADA SENİ GÖMECEĞİM'

Atlar, Gülser'in aracına kazma, kürek koyarak kendisini dağa götürdüğünü ve öldürmek istediğini belirterek, şöyle dedi:
"Sonrasında beni konuşmak için çağırdı ve dağa götürdü. Beni indirince arabanın bagajında pompalı tüfek, kazma ve kürek olduğunu gördüm. Bana 'Seni buraya öldürmeye getirdim. Burada seni gömeceğim' dedi. Dehşet bir geceydi. Deli gibi ağlıyorum, ayaklarına sarıldım 'Ölmek istemiyorum' dedim. Ayrılmazsam beni öldürmeyeceğini söyledi. 'Senin karakola gidip beni şikayet etmen hiçbir işe yaramıyor. Ben 1 saate çıkıyorum' dedi."



'İLİŞKİ TEHDİT, BASKI VE KORKUYLA DEVAM ETTİ'

Ölüm tehditleri karşısında Serdal Gülser hakkında işlem yapılmayınca kendisini korumak zorunda olduğunu hissettiğini aktaran Zeliha Atlar, "Sonrasında ilişkimiz tehdit, baskı ve korkuyla devam etti. Sürekli ölmekten korkuyorsun. Bu adamın blöf yapmadığını biliyorsun. Öldürürüm diyorsa bu adam seni öldürür. Bu olayı aileme anlattım. Annemin evinde dahi silahını çıkartıp bana çekti. Sonunda artık ne olacaksa olsun dedim. Artık hiçbir şekilde görüşmedim" diye konuştu.

'KAFANA SIKACAĞIM, SENİ ÖLDÜRECEĞİM, YAŞATMAYACAĞIM'

Olay günü kendisine sürekli ölüm tehditlerinde bulunduğunu söyleyen Atlar, "Olay günü geldi, benimle görüşmek istediğini söyledi, ben kabul etmedim. Bana 'Bu akşam hesaplaşma günü' diye mesaj yazdı. Arkadaşıma gitmiştim o sırada beni aradı. Telefonda bana küfür ve hakaret etmeye başladı. Sürekli 'Kafana sıkacağım, seni öldüreceğim, yaşatmayacağım' diyordu. Sakinleştirmeye çalıştım. Sonra arkadaşımın evine geldi ve arkadaşım gittiğimi söyleyince ona 'Bu akşam onun kafasına sıkacağım' demiş. Oradan ayrıldıktan sonra evin tüm eşyalarını yakacağım diye bana mesaj attı" dedi.

'BEN SENİ ÖLDÜRMEK İÇİN EVE GETİRDİM'

Serdal Gülser'in ailesinin yanına gideceğini söyleyince korkusundan arkadaşının evine çağırdığını belirten Atlar, "Yanındaki silahı dayayıp 'Buradan benimle çıkacaksın yoksa herkesi öldürürüm' dedi. Mecburen çıktım. Arkadaşıma arabanın plakasını alıp polise haber vermesini söyledim. Eve geldiğimizde elimden telefonu aldı. Sadece konuşacağız diyerek beni eve çıkarttı. Silahını çıkartıp 'Ben sana bendem ayrılırsan ölüm olur. Ben seni öldürmek için bu eve getirdim' dedi" diye konuştu.

'ÖLMEK İSTEMİYORUM, YALVARIRIM BENİ ÖLDÜRME'

Olay günü yaşadıklarını anlatırken tedirgin hali göze çarpan Atlar, şöyle konuştu: "Saçlarımı tutup önüme doğru eğdi, kafama silahı dayadı ve ensemden silahı sıktı. Eğildiğim için kurşun boynumdan çıktı. Hayati damarlarımı milimetrik oynuyor. Kolum ve ayağımda uyuşmalar var. Çığlık atmaya başladım. Kulaklarım duymuyordu, başım acayip şekilde dönüyordu. 'Ölmek istemiyorum' diye bağırıyordum. Silahı ikinci kez çekti elini kaptım ve 'Ölmek istemiyorum, yalvarırım beni öldürme' dedim. Silah sesini duyunca annem bağırarak geldi. Annemin geldiğini duyunca kaçmaya çalışıyor ve anneme de bir el ateş ediyor."

'BU OLAY BÖYLE KAPANMADI BEN ONU ÖLDÜRECEĞİM DİYOR'

Yaşadığı korkunun hala devam ettiğini belirten Zeliha Atlar, sokakta tek başına yürüyemediğini söyledi. Atlar, "Sonrasında tutuklandı. Beni öldürmeye hakkı yok. Çok korkuyorum. Hala kendi evime giremiyorum, sokakta tek başıma yürüyemiyorum. Evden çıkarken 12 yaşındaki kız kardeşim 'Abla ya yine gelir seni öldürmeye çalışırsa' diyor. Kapı çaldığında bile 4 kişi kapı açıyoruz. Cezaevi duvarlarına numaramı yazıyor. Yanındaki kişilere 'Bu olay böyle kapanmadı. Ben onu öldüreceğim' diyor. Çok korkuyorum çıkacak diye" diye konuştu.



'SİLAH VE TEHDİTLE SUSTURULMAYA ÇALIŞILMIŞ'

Zeliha Atlar'ın avukatı Ahmet Onaran, müvekkilinin 9 ay boyunca yaşadığı ilişkide sürekli şiddet, korku ve tehditle kontrol altına alınmaya çalışıldığını söyledi. Avukat Onaran, "Olay öncesinde ayrılmak isteyen ve koruma kararı alan müvekkilimize yönelik tehditle, silahlı tehditle susturulmaya çalışılmış. Müvekkil Zeliha bu durumla ilgili emniyete müracaat etmiş, koruma kararı aldırmış. Koruma kararını ihlalden de müracaat var" dedi.

Olayın tasarlayarak öldürmeye tam teşebbüs olduğunu söyleyen Onaran, "Olay günü arkadaşının yanındayken silahlı tehditle arabaya binmiş. Şahsın akrabaları tarafından ikinci bir silah olay yerine getirilmiş. Müvekkilimin ensesinden bu silah sıkılmıştır. Tasarlayarak ve öldürmeye tam teşebbüs şeklinde olduğu açık. Sanığın telefonundan çıkan görüşmelerde 'Kafasına sıkacağını' hem Zeliha hanım ile hem de silahı getiren kişilere söylemiştir. Müvekkilimin, olay mahalline arkadaşının evinden vücuduna sanık tarafından tabanca dayanarak 'Buradan benimle gel, yoksa buradaki herkese sıkarım' tehdidiyle getirilmiş olması, sanığın 'silahla hürriyeti tahdit' suçunu işlediğine sabittir. Dava süreci başladı. İlk duruşma 23 Haziran'da yapılacak olup, sanığın en üst sınırdan ceza alması için elimizden geleni yapacağız. Bugün Zeliha Hanım yaşıyorsa şans eseri yanımızdadır" diye konuştu.

'CEZANIN ÜST SINIRDAN VERİLECEĞİNE İNANCIMIZ TAMDIR'

Müvekkilinin sürekli tehdit edildiğini belirten Ahmet Onaran, "Tam tasarlayarak silah temin edilmiş, korkutulmuş, mekan seçilmiş buna ilişkin şartlandırma adeta ortada. Müvekkilimin hürriyeti silahla kısıtlandığı için bu ayrıca bir suçtur. Kendisinden kurtulmaya çalışan müvekkilime 'Benden ayrılırsan yaşayamazsın' şeklinde tehditler yapılıyormuş. Tasarlayarak öldürme nitelikli bir haldir. Bu teşebbüs aşamasında kaldığında müebbet hapis cezası gerektiren durumlarda 13 yıldan 20 yıla kadar adam öldürmeye tasarlayarak teşebbüs etmenin suçu vardır, mahkemenin böylesi vahim bir durumu her iki suç açısından kanun bapsamında belirtilmiş olan cezanın üst sınırından vereceğine olan inancımız tamdır" dedi.

Mahkemenin üst sınırdan ceza vereceğine inandıklarını söyleyen Avukat Onaran, şöyle devam etti:
"Hürriyeti tahdit suçu silahlı olduğu zaman asgari cezası 8 yıl, burada defaten nitelikli tehdit var. Kanun kapsamında en üst ceza neyse verilmelidir. Bir kadının ensesine silah marifetiyle sıkılmak suretiyle bir cürüm işlendiği için mahkeme de sanıyorum indirim sebeplerinden, cezanın alt sınırından uzaklaşacak ve en üst sınırdan hüküm kuracağına inanıyoruz. Birçok meslektaşımız ile istişare halindeyiz. Sanığın en üst sınırdan ceza alması için gerekeni yapacağız. Böyle bir ceza verildikten sonra bunu akıllarından geçirecek olanlar da bu tür eylemlerde ne kadar ceza alacaklarını görmesi açısından önemsiyoruz bu dosyayı."



'BU KURŞUN TÜM KADINLARA SIKILMIŞTIR'

Zeliha Atlar'ın avukatlarından Kübra Özcan ise zanlının en yüksek cezayı alması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Özcan, "Kadına yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel şiddetin en ağır yaşandığı dönemden geçiyoruz. Üzülerek söylüyorum bunu. Müvekkilime sıkılmış bu kurşun tüm kadınlarımıza sıkılmıştır. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılması için elimizden gelen her şeyi yapıp hukuki süreci yöneteceğiz" dedi.


YORUMLAR

  • 0 Yorum