Geçen sene çocuğum anaokulunda okurken beraber 1. sınıf hayalleri kuruyorduk. Hangi okulu ve öğretmeni seçeceğimizi düşünüyor; okul mu daha önemli yoksa ilk öğretmeni mi diye karı-koca kafa patlatıyorduk.
xEşim ve ben ilkokul öğretmenlerimiz açısından oldukça şansız bir kuşakta büyüdük. Dayak atmanın, hakaret etmenin, koşulsuz ve sorgusuz itaat etmenin, ispiyonlamanın yüceltildiği günlerdi.
Şimdi hem öğrenciler hem de veliler çok akıllı ve uyanık..öğretmenlere eti senin kemiği benim diye teslim edilen günler geride kaldı.
İnsanın, çocuk aklı ile kafasından hiç çıkmayan boynu bükük ilk okul anıları yüzünden çocuğumun ilk öğretmeninin nasıl olacağı konusunu kafamda büyüttükçe büyütüyordum.
Öğretmeni ile sevgi dolu bir bağ kursun istiyordum. Bir yandan da ilk çantası, ilk kalem kutusu, ilk forması vs. diye alınacak ilk okul malzemelerini düşünmek beni çok heyecanlandırıyordu. Sanki kendi ilkokula başladığım günleri yaşıyordum. İlk çantam ve ilk çalışma masamı nasıl unutabilirim ki…
Gelin görün ki, pandemi hayal falan bırakmadı. Bitmeyen bir hastalık döngüsüne girmişiz gibi aynı şeyleri yaşamaktan toplum olarak çok sıkıldık, yorulduk hatta bezginleşmeyle gelen bir boş vermişlik geldi yerleşti bedenlerimize-ruhlarımıza…
Yaz gelir ve sıcaklarla azalır, ölür gider bu illet virüs diye düşündük fakat olmadı…
Taziyeler, düğünler, bayram ziyaretleri ve tatiller derken yine vakalar aldı başını yürüdü.
Yeni normal ile daha önceki normallerimize veda ettiğimizi veya edeceğimizi umdular ama çokta veda edemedik. Hala çarşı-pazarda maskesiz dolaşılıyor, düğün-derneklerde metrelerce uzunlukta halaylar çekiliyor. Sanki yeni normal, maskesiz normal olmuştu.
Yeni normal aslında hayatın akışını da tekrar normale döndürmekti. Aksi halde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomi çarklarının durması veya yavaşlaması düşünülecek şey değildi.
Kafeler, restoranlar, kuaförler, avm’ler derken hemen hemen hepsi eski haline yeni normal kuralları ile dönmeye çalışmaya başladı.
Son olarak eğitime geldi sıra. Çocuklarımız uzuuuuunca bir tatil yaptılar. Benimkinin hala tatili devam ediyor ve hiç de okulu düşündüğü yok…sadece arada tatilin ne zaman biteceği ile ilgili kontrol sorusu soruyor…okullar ne zaman açılacak anne??
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıklamasına kadar herkeste okullar ne olacak sorusu cevabını arıyordu. Bizde kendi adımıza çocuğumuz 1. sınıfa başlayacağı için merak içindeydik. Bakan’ın işi de zor…bir taraf bilim kurulu, bir taraf Sağlık Bakanı , bir taraf özel okullar…
Yukarı tükürse bıyık aşağı tükürse sakal.
Neyse ki, açıklama geldi ve kafamız biraz da olsa aydınlandı. Fakat bu seferde 1. Sınıf çocukları uzaktan eğitim ile nasıl olacakta okuma-yazma öğrenecekler sorusu çaktı beynimizde…
Okuma-yazmanın ne Eba ile ne de online bağlantılarla olabilmesi mümkün değil…
Buna da bir çözüm bulunması şart.
Benim çocuğum zaten pandemi ile birlikte neredeyse yarım dönem gördüğü online eğitimden hiç ama hiç hoşlanmadı. Dolayısıyla bende başladı bir karın ağrısı..ben bu çocuğa nasıl hem öğretmenlik hem de annelik yaparak okuma- yazma işinin altından kalkıcam diye…
Aileler arasında bir sürü görüşler var. Bu sene göndermeyecek olanlar, özel okul-devlet okulu ayrımında seçimini devlet okulundan yana kullanıp boşuna para gitmesin diyenler ya da özel okula parasını peşin verip ne olacak bizim paralar diye düşünenler, özel okullarda online eğitim paketi oluşturulsun diyenler gibi her evden ton ton sesler yükseliyor bu aralar…
Kırk yıl düşüncem çocuğumu böyle bir dönemde okula başlatmak zorunda kalacağim aklıma gelmezdi…
Kadın çalışanları kim destekleyecek?
Pandemi ile birlikte hizmet-sanayi ve tarım sektörlerine çeşitli destekler verildi ve verilmeye devam ediyor. Bunların arasında bir şey dikkatimi çekiyor. Kadın çalışanlar pandemi sürecinden ne kadar etkilendi?
İşten çıkarmaların mümkün olmadığı bu dönemde, iş yerlerine kısa çalışma ödenek destekleri verildi. Bu desteklerden kadın çalışanlarda mutlaka faydalanmıştır. Kimileri işinin başında kimileri de evde home-office şeklinde işlerine devam ettiler. Peki okulların kapanması ile birlikte çalışan kadınlar çocuklarını kimlere emanet ettiler?
Süreç uzun ve hala devam ediyor. Ne zaman biteceği belli değil. Vakaların tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeniden hareketlendiğini görüyoruz. Bu durumda çocukların bu seneyi Eba tv veya online olarak tamamlayacakları şimdiden bulanıkta olsa görülebiliyor…
Peki çocuğunu bırakabileceği yeri olmayan veya bir bakıcı tutabilecek bütçesi olmayan evlerde, kadınlar çalışmaya nasıl devam edecek?
Bu durum için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’mızın devreye girerek çalışan annelerin işe devam etmeleri için çözüm önerileri sunmaları gerekiyor.
Kamu da çalışanlar için belki idari izinli olarak süreci yönetebilme rahatlığı tekrar getirilebilir
Fakat özel sektörde bin bir güçlükle ayakta kalmaya çalışan şirketlerin kadın çalışanlarını ne kadar destekleyebilecekleri büyük bir soru işareti..
Belki bu süreçte kısa çalışma ödeneği ile işten çıkarmaları durdurup, işsizlik oranını kontrol altında tuttuk. İyi de Mayıs ayı istihdam verilerine göre 3.8 milyon kişi işgücü piyasasından çekilmiş. Yani iş aramıyor.. Yani iş aramaktan umudunu kesmiş...
Eğer çalışan kadınlar çocuklarının eğitim sürecindeki belirsizlik yüzünden işgücü piyasasından çekildilerse veya çekilirlerse pandemiden sonra işe dönmeleri çok zor olur. Ev ekonomileri, kariyer fırsatları zarar görür.
YORUMLAR