Benim onu anlatmaya ne yerim yeter, ne de zamanım..
Zaten hakkında kitaplar yazıldığı gibi, kendi anlatımıyla biyografi kitabı bile var.
Onun hakkında bir kitabının tanıtım bölümünde şöyle yazıyor:
“Tartışmalı davaların inatçı ama kibar savunucusu, doğa ve insan dostu avukat-yazar..”
Aynı tanıtımda kendi dilinden dökülen, "Ben başkasının yapabileceği şeyleri yapmamalıyım. Dışımdakilerin çok şey yapabileceklerine, yapmaları gerektiğine inanmalıyım. Bana yine de çok önemli işler kalacaktır" sözler de yer alıyor.
Bahsettiğim isim büyük davaların mütevazı ismi Senih Özay.. Bir başka deyimle çiçeğin, böceğin, ağacın, insanlığın geleceğinin savunucusu..
Farklı biri..
Meşhur dizi ve film oyuncusu Gupse Özay ve hukukçu Osman Betal Özay’ın babası.. Yine ünlü oyuncu Barış Arduç’un kayınpederi..
Şunu yazayım ki, onlar şimdi çok ünlü olabilir ama Senih Özay onlardan önce de ünlüydü.
Salihli doğumlu 69 yaşındaki Avukat Senih Özay şu günlerde İzmir’in gündemine soktuğu bir davayla haşır neşir..
En büyük yardımcısı stajyer avukat Anıl Kayışoğlu ile birlikte Hilton Oteli’nde büyük maddi kayıp yaşayan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hakkını aramakla meşgul.
Daha doğrusu İzmir’in hakkını…
Öyle bir işe girdi ki deştikçe kötü kokular gelen cinsten.
33 yıldır kentin malına çöreklenmiş koca koca firmaların, kente bir kuruş vermediğini ortaya çıkarıp kamuoyunu bilgilendirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin; arsasını verip ortak olduğu şirket aracılığıyla Hilton Oteli’nden bugüne kadar hiç pay almadığı gibi, üstüne üstlük bazı borçlarını ödediğini ondan öğrendik.
Sonrasında da Maliye Bakanlığı’na, Sayıştay’a, İzmir Valiliği’ne, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, Konak Belediyesi’ne dilekçeler gönderip bilgiler, belgeler istedi.
Hilton işinde hatalı olan var mı? İzmir’in malının iç edilmesinin sorumluları kimler?
Göz yumanları, ses çıkarmayanları, es geçenleri, görevini kötüye kullananları, suiistimal edenleri arıyor.
Bulursa ne yapacağı malum.. Savcılığın yolunu tutacak.
Kendine iş edinmiş. Müvekkili falan yok. Yani herhangi bir avukatlık ücreti mücreti almayacak. Tüm giderleri cebinden karşılıyor.
Senih Özay, yaptıklarıyla ilgili baroyu da bilgilendirdi. Onlara da bir yazı yazdı:
“Hilton Oteli’nin kapatılıyor olması konusuyla birlikte gündeme gelen birtakım konular hakkında hem tarafımızın hem de kamuoyunun aydınlatılması amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlara dilekçeler yazdık. Bu sürecin daha kapsamlı ve komplike bir çalışma yürütmek ve bununla birlikte aykırılık ve usulsüzlüklere karşı başlatacağımız mücadelede birlikte hareket etmeyi sağlamak temennimiz.
Ekim ayında terk edileceği, kapanacağı bildirilen Hilton Oteli için belki rehabilitasyona esas olmak üzere tespit, belki zeminde 30 yıl evvel belediyece şirkete tahsis edilen tapu varlığının istirdadı, tazminatı, varsa vergi kaçağı takibi konularında avukat grubu kurulmasını ve yardım edilmesi için gereğinin yapılmasını talep etmekteyiz.”
Yani diyor ki: Gelin birlikte hareket edelim. Bize destek olun..
Şu ana kadar ne yazık ki bir ses çıkmadı. Bu suskunluğu anlamış değilim.
Genel politika konusunda sürekli ses veren Baro, konu İzmir’in çıkarı olunca neden harekete geçmiyor?
Ben Avukat Özay’ın Baro’ya yaptığı çağrıyı biraz genişleteyim.
Mimarlar Odası’na, Şehir Plancıları Odası’na ve hatta Mali Müşavirler Odası’na çağrı yapıyorum: Avukat Senih Özay’a çalışmalarında, araştırmalarında destek verin, yanında olun..
YORUMLAR