• Reklam
İsmail SERT

İsmail SERT


BİZDE BÖYLE DENİR

20 Mayıs 2024 - 11:30

28 Şubat darbesinin üzerinden 27 yıl geçti. Darbecilerin bütün numaralarını artık biliyoruz. Laikliği koruma histerisiyle, memleketin ufkunu kararttıklarına, demokrasisine, şirketlerine ve bankalarına çöktüklerine dair pek çok kitap yazıldı, belgesel çekildi.

Darbecilere ancak 16 yıl sonra dava açılabilmişti. 103 sanık, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak”la suçlandı.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların 21'i hakkında müebbet hapis cezası verdi. Mahkum olan emekli generallerin rütbeleri hakla, hukukla söküldü.

Geçtiğimiz hafta, 17 Mayıs Cuma günü, 28 Şubat Davası hükümlüsü altı eski askerin kalan cezaları, ‘sürekli hastalık ve kocama hali’ nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından affedildi.

Adli tıp raporunu tartışacak değiliz. Hastalık nazik bir durum. Bir şey diyemeyiz. Ancak kör de değiliz. Sözü edilen türden ‘kocama’ belirtileri göstermediklerini açık seçik gördük. Tahliye edilen darbeciler ilk fırsatta akla ziyan açıklamalar yaptılar. “Bir suçumuz yok. Tamamen bir kumpasın içerisindeydik” dediler.

Demek ki Neymiş!
Belli ki; cezaevinde, yaptıklarının nelere yol açtığı üzerine hiç düşünmemişler. Sabah akşam “haklıydık”, “haklıydık” diye volta atmışlar. Günlerini “yaptık, yine olsa yine yaparız” diyerek geçirmişler.

Demek ki neymiş! Kendilerini darbeci olarak şekillendirenler, kaç yaşlarına gelirlerse gelsinler, ‘demokrat’ olmuyorlarmış. Darbeciliği alınlarında bir ‘kara leke’ olarak değil de göğüslerinde ‘bir övünç madalyası’ gibi taşıyanlar, yaptıklarından en ufak bir pişmanlık duymuyorlarmış.
Emekli iken bile darbe yapmayı gözüne kestirebilen Albay Talat Aydemir’in dünyasının çok gerilerde kaldığını anlıyor olabilirler. O kadar. Fırsatını bulsalar, yapacak güçleri olsa yine darbeye kalkışmaktan geri durmayacaklar.

Darbecinin Gururu(!)
Darbeciler “Cumhurbaşkanı eski askerleri affetti” denildiğinde de feryat figan itiraz ediyorlar. “Takdir hakkını kullandı” deniyor. Ona da hayır. “Yetkisini kullandı”, “Jest yaptı”. Onları da kabul etmiyorlar.

Üstelik içlerinden biri, darbeci refleksiyle üste çıkmaya çalıştı: “Aftan bahsediyorlar. Af söz konusu değil. Doğrudan doğruya anayasal bir görevin Cumhurbaşkanı tarafından geç olarak yerine getirilmesidir.”

Bir de ona katılanlar, sırf üniforma giymediği için kendilerini ‘sivil’ zannedenler var. Onlar da anayasayı şahit gösteriyor, 104. maddeyi okuyorlar.

Oysa anayasanın bir lafzı var, bir de ruhu. Dahası; anayasanın ifadesini böyle yorumlayacaksak; Adli Tıp Kurumu raporunu verir, prosedür tamamlanır ve mahkum serbest kalır. Cumhurbaşkanının imzasına ne gerek var?

Her gerçekliğin bir yazılı hali vardır. Bir de hayattaki karşılığı. Hayatımızdaki gerçeklik, kanun kitabına girerken değişikliğe uğrayabilir.

Herkesin Dilinde ‘Af’
Sözcü Gazetesi, son aylarda, darbeci askerlerin durumunu haberleştiriyor, talep onlardan gelmemiş gibi yapıp, kamuoyu baskısı oluşturmaya çalışıyordu. 3 Ocak 2024 tarihli haberinin başlığı şöyleydi: “CHP’den emekli generaller için af talebi”. Devam ediyordu. “CHP, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 28 Şubat davasında hüküm giyen emekli generaller için "kocama, hastalık" sebebiyle af yetkisini kullanmasını istedi”.
Haberde yeni CHP’nin genel başkan yardımcıları Gökçe Gökçen’in ve Yankı Bağcıoğlu’nun adı geçiyordu. Talep bütün haber sitelerinde ve gazetelerde aynı biçimde yer aldı.
Now Tv, 17 Mayıs akşam haberlerinde darbecilerin salıverilmesini, “Cumhurbaşkanı Erdoğan af yetkisini kullandı” diyerek duyurdu.

Örnekleri çoğaltmanın gereği yok. Haberlerden, meclis zabıtlarına, avukat dilekçelerine kadar birçok yazılı kaynakta bu konu “af” ifadesiyle dile getirilir. 

Bunun adı budur. Bunu böyle anlatmak, hukuktan haberdar olmamak değildir. Hukuka aykırı da değildir. Gerçeğin hukukta ifade edilişi başka, hayatın içinde isimlendirilişi başkadır. 

Son Söz
Siz, darbeci olduğunuz için içeri girdiniz. Şimdi Cumhurbaşkanının affıyla dışardasınız. Dışardayken de darbecisiniz.
Bizde böyle denir. Darbeciye darbeci, Affa af…




 

YORUMLAR

  • 0 Yorum