Dünya çapında 1.2 milyar üyesi bulunan Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri Papa Franciscus, 5 Mart Cuma günü, Irak ziyareti için Roma'daki Fiumicino-Leonardo da Vinci Havalimanı'ndan Alitalia uçağına binerken, elinde her halinden dolu olduğu belli olan siyah bir çanta taşıyordu. Kimseye emanet etmediğine göre özel bir çanta olmalıydı.
Tanrı yolunda yürüdüğü kabul edilen bir ruhani liderin bu görüntüsü sıradan olmasa gerek. Ruhanilik başlığı altında çantaya girecek ve şişirecek ne olabilir?
Franciscus Irak’ı ilk ziyaret eden papa olacaktı.
Üstelik, Koronavirüs salgınından bu yana ilk kez İtalya dışına çıkıyordu. Salgın, dolayısıyla risk hiç kimse için henüz geçmemişti. Kısacası; gezi de, gezinin simgesi gibi görünen çanta da özeldi ve önemliydi.
Papa geziye çıkarken verdiği mesaja “selamun aleyküm" diyerek başladı:
"Birkaç gün sonra nihayet aranızda olacağım. Sizlerle buluşmayı, yüzlerinizi görmeyi, kadim ve seçkin bir medeniyet beşiği ülkenizi ziyaret etmeyi çok arzu ediyorum.”
Övgüyle söz ettiği o topraklarda, başında ABD’nin bulunduğu batılı koalisyon güçleri 1991’den itibaren 2 milyondan fazla insanı katledilmelerine, milyonlarca insanı yerinden yuvasından koparılmasına, 200 binden fazla çocuğun kaybolmasına sebep olmuştu.
Irak’ın kaynakları yağmalanmış, müzelerindeki tarihi eserler çalınmış, kütüphaneleri yakılmıştı.
Mesajına devam ediyordu Papa:
“Yanınıza ‘Hepiniz kardeşsiniz’ diye yinelemek için geliyorum. Müslümanları, Yahudileri ve Hristiyanları tek bir ailede birleştiren İbrahim babanın adına diğer dini geleneklerden kız ve erkek kardeşlerimizle de birlikte dua etmek, birlikte yürümek arzusuyla geliyorum."
Irak’ın nüfusu yaklaşık 40 milyon.
Nüfusun yüzde 97’si Müslüman. Müslümanların yüzde 40’ı sünni, yüzde 60’ı şii. Şiilerin bir yarısı İran karşıtı, diğer yarısı ise İran yanlısı.
Irak’ta ayrıca Keldaniler, Süryaniler başta olmak üzere kökleri çok eskilere dayanan kadim Hristiyan topluluklar var.
2003'te Hristiyan nüfus 1,5 milyon civarındaydı. Müslüman çoğunluğun içinde huzur içinde yaşayan Hristiyan azınlıklar 2003’den bu yana hızla azalmaya başladı.
Bugün sayılarının yaklaşık 250 bin olduğu tahmin ediliyor.
Bunun sebebi Müslümanların baskısı değil. Batılıların zalimliğinin ve katilliğinin bölgeye getirdiği kaos. Açıkçası; kaçışlarının kaynağında George W. Bush’un adını ‘haçlı zihniyeti’ koyduğu azgınlık var.
İlk günden itibaren ziyaret, sadece fotoğraflara yansıdığı kadarıyla haberleştirildi. Papa Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi tarafından Uluslararası Bağdat Havalimanı’nda resmi törenle karşılandı. Bağdat’ta Cumhurbaşkanı Berham Salih, Necef’te Şii lider Ayetullah Ali el Sistani, Erbil’de Neçirvan Barzani ile görüştü.
Papa Sistani görüşmesinden servis edilen fotoğraf, doğal olarak dinler arası diyalog konusunu akıllara getirdi. Sistani -tabii ki biraz da yaşı dolayısıyla- ürkek ve çekingen, Papa Franciscus ise ortama hakim görünüyordu.
Bir dönem gündeme gelen ve FETÖ aracılığıyla Türkiye’yi de kapsama alanı içine dahil eden bu konu yeniden ısıtılır mı? Onu zaman içinde göreceğiz.
Papa’nın gezisini Türkçe kaynaklardan takip ederken, birkaç yazı dışında, görünenlerin ötesine geçmeyi deneyen, perde arkasını kurcalayan, tartışan yoruma rastlamadım.
Uzun sayılabilecek ziyaretten geriye, Papa’nın Irak’taki Hristiyanlarla dayanışma içinde olduğunu gösterdiğine dair bir özet kaldı.
Peki buna inanalım mı? Gençken Arjantin’deki cunta yönetimine ajanlık yaptığını bildiğimiz Papa Franciscus dar zamanda bu ziyareti neden yaptı?
Anlatıldığı kadar masum mudur? O siyah çantada sadece kardeşlik mesajları olduğunu kabul edelim mi?
Katolik papanın eteklerini savura savura yaptığı ziyaret ile Amerikan başkanlık koltuğuna henüz oturan Biden’ın Amerikan modeli bir Katolik olması arasında
bağlantı kurmayalım mı? Biden’ın gezinin ‘umut verici’ olduğunu açıklamasına, Papa’ya hayranlığının devam ettiğini dile getirmesine bir şey demeyelim mi?
YORUMLAR