Ortaokulu bitirince babam beni Konya Lisesinin 4 A sınıfına kayıt ettirdi. Kayıt işlemleri bittikten sonra Konya lisesinin kapısının önünde babamı ‘’anneme selamımı söyle‘’ diyerek uğurladım . Babamla vedalaşma sürecinde hem o ağlamıştı hem de ben ağlamıştım. Bugün aradan 71 yıl geçmesine rağmen o anıyı asla unutamam bugün olmuş gibi de hatırlar ve sonra da hüzünlenirim .
Liseye kayıt olduktan 3 ay sonra babam hem oğlumu göreyim hem de okulun ikinci yatılı taksitini yatırayım diye Konya lisesine geldi Babam çok akıllı insan olduğu için lisenin kapısından içeri girer girmez doğru Müdür Selman beyin odasına gitmiş ve müdür beye:
---- Oğlum yatılı okuyor onun taksit parasını ödemek için buraya geldim eğer izin verirseniz gelmişken bir de oğlumla görüşeyim müdür bey , demiş .Müdür de memnuniyetle demiş ve ardından da babamın konuşmasını beğendiği için onunla bir süre . sohbet ettikten sonra müdür bey babamı yanına alarak vezneye kadar birlikte gitmişler ve parayı yatırmışlar. Parayı yatırdıktan sonra da babam müdür beyle birlikte tekrar odaya geri dönmüş .Ardından da beni yanlarına çağırdılar. Ben müdür beyin odasına girince:
------Buyurun müdür bey beni çağırmışsınız , deyince
------------Oğlum baban taksitini yatırmaya gelmiş . Bu arada önce derslerini de soracağım, derslerin nasıl iyi mi ?
----------İyi müdür bey
------ Babana layık olmaya çalış oğlum
------Olurum efendim , dedim ve bir kaç dakika konuştuktan sonra müdür beye ‘’ hoşça kalın ‘’diyerek babamla birlikte öğlen yemeğini yemek üzere şehir merkezine indik .Babam :
----Oğlum nerede yemek yiyelim ?
------ Baba ,garajın yanındaki lokantaların birinde yeriz ; sonra da seni yolcu ederim , dedim.
-----İyi fikir oğlum
Liseden garaja kadar yürüdük .Babamın yanında yürürken o kadar mutlu oldum ki anlatamam . Garajın çevresine gelince orada bulunan lokantaların birisinin kapısından içeriye girdik bir masaya oturduk sonra babam garsona iki kişilik etli ekmek ısmarladı .Hoş sohbet ederken etli ekmeklerimiz geldi , bizler de afiyetle etli ekmeğimizi yedik Babamla hoşsohbet ederken yanımıza bir tütücü geldi babamın ve benim ellerine esans sürdü sonra tütücü ‘’ bunlar şöyle soylu esans ,böyle boylu esans ‘’ diyerek babamı kandırdı ve babamın 50 lirasını aldı .Baba niye satın aldın bu esansı , bu esans için 50 lira çok para benim taksitim bile 100 kusur lira deyince babam:
----- Oğlum o da emekçi boş ver oğlum ,dedi
------O emekçi değil baba o soytarının birisi. Babam yüzüme bakarak Oğlum ‘’ben o parayı nasıl olsa kazanırım ,bu anımız ise benim için her şeyden daha kıymetli ve de önemli , çünkü bu anlar bir daha geri gelmez sen tek oku ailemizde ve köyde çünkü ilk okuyan sensin bunu da unutma emi oğlum ‘’ dedi. Babam kandırıldığını bile bile o esansı satın almıştı .
Babamın kendisi de emekçiydi ,belki de o kişiye bunun için yardım etmişti. .Gerçi diğer taraftan babam gibi iyi insanlar olmasa böyleleri nasıl yaşamını sürdürebilirler. ?
Ayrılırken bana oğlum bu esansın parasını annene söyleme , sonra o da bana kızar , dedi. Olur baba annem söylemem dedim ve söylemedim
Sonuç : Babalık böyle bir şey ,onlar daima evlatları için vardır ve onlar için var olur .
(*) Babam Cafer Yılmaz iyi bir Cumhuriyet Gazetesi okuruydu
YORUMLAR