Alkali beslenme, vücutta sindirime girdiğinde asit atık yükü bırakan, sevdiğiniz zararlı yiyecekler yerine, tamamen yavan ve tatsız olduğu düşünülen (ki böyle olmadığını alıştıkça anlayacak, hatta ne kadar lezzetli olduklarını fark edeceksiniz) sebze ve yeşilliklerden oluşan bir beslenme biçimi değildir.
Alkali beslenme, yasakların, keskin çizgilerin, olmazsa olmazların, yenmemesi gereken besinlerin uzun bir listesinin yer aldığı yeni bir diyet de değildir.
ALKALİ BESLENME NEDİR?
Alkali beslenme farklı, lezzetli ve bir o kadar da sağlıklı yiyeceklerin diyarına yapacağınız bir keşif yolculuğu, bunun yanı sıra alıştığınız besinlerden kopmadan nasıl daha sağlıklı ve vücudunuzun sindirim mekanizmasına uygun besleneceğinizi öğreten beslenme biçimidir. Ve asla zor, can sıkıcı ve uygulanamaz değildir.
Alkali beslenme vücudun asit/alkali dengesine uygun sağlıklı beslenmenin matematiğidir.
Sağlıklı beslenme sadece alkali atık ürün bırakan gıdalarla (taze meyve, sebze) olmadığı gibi, sadece asit atık bırakan gıdalar (proteinler, fast-food, hazır gıdalar) tüketerek de olmaz.
Her şeyin bir dengesi olduğu gibi beslenmenin de bir dengesi vardır. Bu denge yaşam biçiminize, sağlık durumunuza göre değişir.
Eğer kronik ya da tedavi gördüğünüz bir hastalığınız varsa yüzde 85 alkali, yüzde 15 asidik; büyük şehirde yaşıyorsanız yüzde 75 alkali, yüzde 25 asidik; genel olarak sağlıklı veya doğayla başbaşa yaşıyor, düzenli ağır ya da uzun süre spor yapıyorsanız yüzde 60 alkali, yüzde 40 asidik olarak değişkenlik gösterebilir.
Yaşam ve çevre koşullarınız, beslenme alışkanlığınız, tıbbi test sonuçlarınız bu oranların değişiminde en büyük etkendir.
Yani esas olan dengeli beslenme ve yaşam biçimidir...
NEDEN ALKALİ BESLENMELİYİZ?
-Soluduğumuz hava giderek kirlendiği ve oksijen değerleri azaldığı için, zira oksijen vücuttaki asidi temizleyen en büyük etkendir.
- Ağır metal atıklar, atılan plastik atıklar, kullanılan kimyasallar sebebiyle kirlenen çevre faktörleri yüzünden.
-Kimyasal tarım teknikleriyle hızla artan dünya nüfusuna cevap verebilmek ve ekonomik kazanç sağlamak için sağlıksız üretilen besin maddelerini tüketmek zorunda kaldığımız için.
- Yaşam koşulları ve ekonomik koşullar karşısında artan stres yükü nedeniyle.
- Spor yapmadığımız için.
- Uzun saatler trafikte beklemek veya araç sürmekten yoğun egzoz gazı alımıyla karşı karşıya kaldığımız için.
- Kirlenen deniz ve çiftliklerde üretilen deniz balıklarını yemek zorunda bırakıldığımız için.
- Vakitsizlikten yakınarak evde yemek yapmak yerine dışarıdan hazır gıdalar ya da fast-food gıdalarla beslenmeyi tercih ettiğimiz için.
- Sigara alkol uyuşturucu bilinçsiz ilaç kullanımı giderek arttığı için.
- Her gün, her sene başka tehlikeli hastalıkla karşı karşıya geldiğimiz ve hastalıkların genç nesillere kadar indiği için.
- Doğal olanı, doğada olmayı doğalı korumayı tercih etmeyi es geçtiğimiz için.
- Çok fazla elektromanyetik dalgalar, radyasyonla karşı karşıya kaldığımız için.
- Daha enerjik, daha canlı, daha mutlu, daha sağlıklı, daha zayıf ve daha genç olmak için.
ALKALİ BESLENMENİN İPUÇLARI
Çiğ yediğiniz yiyecekleri, (domates, maydanoz, biber, salatalık, zeytin, roka, tere, turp, pancar ve bunun gibi) arttırın..
Fermente ve mayalı (yoğurt, turşu, sirke gibi) probiyotik ürünleri tüketmeye özen gösterin.
Un ve unlu gıdalardan uzak durun.
Beyaz pirinç yerine kepekli pirinç ya da yabani pirinç kullanın.
Süt ürünlerinden mümkün olduğunca kurtulmaya bakın.
Kırmızı et yemeyi mümkün olduğunca azaltın.
Her öğünde tabağın dörtte üçünü sebzeyle doldurun yani 100 gram ızgara et yiyorsanız en az 300 gram taze sebze yeşillik yemeye özen gösterin.
Rafine şekeri hayatınızdan çıkarın. Çaya ve kahveye şeker ilave etmeyi bırakın.
Şeker oranı düşük meyveleri tüketin (vişne, böğürtlen, nar, kızılcık gibi)
Akşam yemeğinden sonra meyve ve tatlı yeme alışkanlığınızdan vazgeçin.
YORUMLAR