Emekli ve dar gelirliye 7 bin 500 değil, 8500 lira verin-verilmeli de.
Ayrıca asgari ücreti de geçinilecek bir konuma getirin.
Ben 300’e yakın kişiye istihdam sağlayan bir sanayiciyim ve asgari ücretin getireceği yükten hiç de rahatsız değilim.
Para kazanıyorsam kazancımı yanımda çalışan insanlarla paylaşmak bana yük değil, aksine mutluluk getirir.
Çalışanlar; elektrik, su, ev kirası ve çocuklarının okul masrafını düşünme yerine kendini işe verir, üretim artar. İşçenin gelirinin yükselmesi iç dinamikleri de devreye sokar. Yılda bir çorap, bir çift ayakkabı, bir elbise, yerine iki-üç adet alır. Ayda bir kilo et, süt yerine haftada bir kilo et, sütle beslenir. Ayda bir dışarıya yemeğe gidecek ise her hafta gider, çarşıda pazarda hareket olur.
Buraya kadar her şey doğru ve yapılması gereken bir iştir…
Ülkemizde Özal hükümetleri yanısıra kısa süre de olsa Refah-Yol hükümeti, performans açısından en başarılı olanlardı.
2003 tarihinden bugüne kadar da AK Parti hükümetleri ülkenin makus tarihini değiştirecek alışılmışın dışında radikal kararlar almış popülist hareketlerden oldukça uzak, cesur uygulamalar yapmış başarılı bir hükümettir.
Bunu kimse inkar edemez. At gözlüğüyle bakanlar hariç…
Hal böyleyken ne hikmetse bu hükümet, son günlerde popülist hareketler nedeniyle yaptığı doğruları götürecek teknik hatalar yapmaya başladı.
Muhalefet bol keseden atıyor, hükümet de seçim nedeniyle bol keseden attığını kapıyor uygulamaya sokuyor.
Fransa gibi bir ülke emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkartırken, Almanya’da 66- 67 yaşında emekli olunurken ülkemizde 44 yaşında 2.5 buçuk milyon insanın -muhalefet bastırdı diye- emekli edilmesi hataların en büyüğü, ülkenin geleceğinin ipotek altına alınmasıdır.
Emekliye geçineceği para elbet verilsin, asgari ücret yükseltilsin, vicdanı olan bir insan buna itiraz edemez.
Ancak Türkiye’nin en önemli sorunu kayıt dışı faaliyet ve vergi kaçağıdır.
Bu yükü namuslu insanlara yüklemekse adalet değildir.
İktidar ve muhalefetin koro halinde dile getirdiği affın çıkartılması da hataların en büyüğüdür. Namuslu insanlar yükümlülüğünü yerine getirirken, ‘nasıl olsa af çıkar’ düşüncesiyle yükümlüğünü yerine getirmeyenler ödüllendirilmektedir.
Önemli hatalardan bir başkası da seçim sathına girildiği günümüzde en düşük emekli aylığının 7 bin 500 liraya çıkartılması.. Elbet çıkartılsın ancak uygulamada yanlışlık ve çifte standart vardır.
Gelin o zaman ast-üst düzenini kaldırın, maaş farkları çalışıldığı süreye göre uygulansın. Emekli olan herkese standart bir emekli maaşı alsın.
Yüreğiniz yetiyorsa bunu yapın.
İnsanlar çalıştığı sürede Bağ-Kurlu ise 25-28 sene 5-6’ncı basamakta 300 lira prim öderken, 18-20 basamakta beş on katı prim ödeyecek.
İşçi statüsünde çalışanın ödediği vergi ve muhtasar ile teknik eleman olarak çalışanın ödediği muhtasar ve vergi asgari ücret çalışanın iki katı prim ödediği için 7500 lira emekli maaşı alacak. Asgari ücretli işçi ödediği pirim nedeniyle 5.500 TL emekli parası alacak.
Yeni düzenlemeyle işçinin maaşı 7500 liraya yükseltilecek, ödediği yüksek pirim nedeniyle 7500 lira emekli parası alanın maaşı aynı kalacak.
Bu uygulama kaş yaparken göz çıkartmaktan başka bir şey değildir ve adaletten söz edilemez. Bu uygulamayla sadece 4.5 milyon emekliyi memnun edersiniz, kalan 10.5 milyon emekliyi ise mutsuz.
Fedakarlıksa herkes yapacak! Öncelikle de devletin kaymağını yiyen, seçilip 2 yıl görev yaptıktan sonra emeklilik hakkına sahip olan milletvekilleri yapacaklar.
Bırakalım geçmişi bu beyzadeler 2022’de milletvekili maaşı olarak 56 bin lira alırken 2023’te 73 bin 379 lira almayı kendilerine hak görebiliyorlar ve emekli maaşları da aynı oranda artıyor ise o zaman mecliste çalışan da aynı şekilde yararlansın.
Memur, müdür, subay, general, akademisyen, teknik eleman, mühendis mevki makam rütbesi ne olursa olsun çalışırken farklı maaşları olsa da emekli olduktan sonra eşit maaş alsınlar, yiğitliklerini görelim…
Bu uygulama bir rezalet ve çifte standarttır,
Bu uygulama mensubu olduğum AK Parti hükümetine de artı getirmez, aksine yapılan doğruları da götürür.
Dost acı söyler ama doğruları söyler.
Elbet hep birlikte günü kurtarmak için değil geleceğimiz için fedakarlık yapmamız gerekiyor ama taşın altına belirli bir zümrenin başını koyarken beyefendiler gelip taşın üstüne oturmamalıdır.
TBMM’de çıkacak kanunlar için birbiriyle kavga eden milletvekilleri kendi maaşlarına geldi mi jet hızıyla kavgasız çıkarmasını biliyorlar…
Muhalefet, hırslarına bu ülkeyi kurban verme çabasında. Emperyalist güçlerin değirmenine su taşıyorlar.
Türkiye’nin iki yakasının bir raya gelmemesi için her tür argümanı kullanıyorlar. Siyasi ikballeri için devletin temeline dinamit koymaya çalışan terör örgütlerine yeşil ışık yakıyorlar.
İktidara hata yaptırmak adına bol keseden atıyorlar.
Top yekun siyasetçilere sesleniyorum…
Yiğitseniz gelin aldığınız 73 bin 379 lira maaş yerine 30-35 bin lirayı geçmeyecek maaş alın. Emekli olduktan sonra 40 bin 300 lira maaş yerine 20-25 bin lirayı geçmeyecek maaş alın.
Vekalet veren halkı çok düşünüyor ve ülke sevdanız varsa sıkıntıları hep beraber paylaşalım.
Yüreğiniz yetiyorsa bu uygulamayı yapın…
YORUMLAR