Tunç Soyer: Maalesef partimden de eleştiri aldım

    Adı adaylık için kulislerde geçmeye başlayınca kendi partisi CHP içinden de eleştiriler alan Başkan Soyer, "Bizi bağlayan ve ayıran şeyler sadece siyasetten ibaret değil. O nedenle aynı siyasi partiden olmuş ya da olmamış farketmez bazen" dedi.

    Tunç Soyer: Maalesef partimden de eleştiri aldım
    16 Temmuz 2019 - 12:39 - Güncelleme: 17 Temmuz 2019 - 11:38

    Başkan Tunç Soyer'den Manşet Türkiye'ye çarpıcı açıklamalar - (Bölüm 2)

    Röportaj: Hasan ÇölmekçiFotoğraflar: Sedat Yılmaz 

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Tunç Soyer ile röportajımızın ikinci bölümünü yayınlıyoruz. İşte Başkan Soyer'in sorularımıza verdiği cevaplar:

    - 10 yıldan bu yana büyükşehir başkanı olmak için hazırlanıyorum sözü size mi ait? Öyle ise ne tür hazırlıklar yaptınız?

    - Yok söylemedim. Ama şöyle bir laf söyledim. Yaklaşık her halde 35 yıl önceydi. “Memleket hakkında söyleyeceklerim var. O nedenle mutlaka önce ailemin geçimini temin edip ticaretten vazgeçeceğim ve ondan sonra da siyaset yapacağım” demiştim. Ve bunu o zaman tuttuğum günlüğe yazmıştım.

    - Duruyor mu o günlük?

    - Tabii ki.. Ama şunu söyleyeyim. Böyle bir şey, koltuk hırsı ile alakalı bir şey değil. Belediye başkanı olmak istiyorum diye bir şey değil. Ben bu memlekette yaşayan insanların hak ettiği şekilde yaşadığını düşünmüyorum. Kendim için değil sadece hiç kimsenin hak ettiği şekilde yaşadığını düşünmüyorum.

    Bu coğrafyanın bize tanıdığı imkanlarla, bize bıraktığı mirasla dünyanın en güzel yaşayan insanları olabilirdik. Ben bunun, bu coğrafyanın engelleri nedeniyle olduğunu düşünmüyorum. Tam tersine bizi yönetenlerin beceriksizlikleri, basiretsizlikleri nedeniyle bu noktadayız. Başka türlüsünün mümkün olduğunu düşünüyorum ve o nedenle siyaset yapıyorum.

    O nedenle büyükşehir belediye başkanı oldum. Bütün derdim bu. Bu canımı sızlatıyor. Bunu adalete, hakkaniyete aykırı buluyorum. Bu nedenle siyaset yapıyorum.

    - İzmir için en acil yapılması gerekenler listesini sorsak, ilk üç sıraya neleri yerleştirirsiniz?

    - Ulaşım, Körfez temizliği, katı atık bertaraf tesisi...

    - Bunun için adım attınız mı?

    - Tabi tabi, üçünün projelerine de başladık, üçüyle de uğraşıyoruz.

    - Size 15 isim, yer ya da zaman sıralayacağım. Bunların ne çağrıştırdığını tek kelimeyle alabilir miyim?

    Mustafa Kemal Atatürk: Lider
    İzmir: Güzellik
    Kemal Kılıçdaroğlu: Genel Başkan
    Tayyip Erdoğan: Gitmekte olan
    Aziz Kocaoğlu: 15 yıl belediye başkanı
    Yavuz Bingöl: Tanımam, az tanırım
    Fazıl Say: Dahi
    Neptün Soyer: Aşkım
    Seferihisar: Laboratuvar, model
    15 Temmuz: Demokrasi
    Türkiye: Köklerim
    Ekrem İmamoğlu: Her şey çok güzel olacak
    Defne ve Duygu (Kızlarının isimleri): En büyük aşklarım
    Aşk: Hayat
    Demokrasi: Birlikte hayat

    - Tunç Soyer'i bir de sizin ağzınızdan dinleyelim? Ne tür yemek sever? Spor yapar mı? Hobileri nedir?

    - Yani, her tür mutfağı çok severim. Yemek yemeyi çok severim. Eskiden yemek yapardım. Mutfakta uğraşmayı da severdim. Ama uğraşmaya vakit yok artık. Hatta ilk zamanlar Neptün (eşi) ile yarışırdık. Atışırdım, 'Benim pilavım çok güzel oldu' diye. Mutfak insanın yaratıcılığını pekiştirir.

    Eşim çok güzel yemek yapar. Dolma türleri, zeytinyağlıları güzeldir. Ege yemeklerini güzel yapar. Biz ailece, Defne hariç boğa burcuyuz. Yemek yemeyi severiz. Boğazımıza biraz düşkünüz...

    Spor yapıyorum, güzel koşuyorum. Koşmayı çok seviyorum. Bisikleti seviyorum, benim başka türlü bir terapi.

    Pazar günleri Defne bizimle birlikte olduğu zaman sinemaya giderdik. O mutlaka ayarlıyor. Filmi sinemada seyretmeyi çok seviyorum. Pazarları bizim sinema günümüz, mutlaka giderdik. Bu ara yapamıyorum, adaylık döneminden beridir.. İçimde ukde kaldı yani o. Yine gideriz mutlaka, zaman yaratırız.

    - Yüzünüz hep tebessüm ediyor. Tunç Soyer hiç öfkelenmez mi? En çok neye kızar? Bugüne kadar kızdığı en büyük hadise ne?

    - Tabii ki kızarız, biz de çelikten değiliz, etten kemikteniz. Küçük dertleri büyütmeye, bazen onlara hayret ediyorum yani... İncir çekirdeğini doldurmayan şeyler için insanların birbirini incitebiliyor. Bunlara üzülür, kızarım. Bir de verilen sözlerin tutulmamasına üzülürüm.

    - Üzülmek değil de kızmak, öfkelenmek...

    - Onlar çok birbirine bağlı. Kızmak için önce üzülüyorsunuz. Üzülmeden kızmazsınız diye düşünüyorum. Bilmiyorum belki de ben öyleyim... Yüzüm güleç çünkü hayatı seviyorum, insanları seviyorum. İyi ki yaşıyorum diyorum. İyi ki burada yaşıyorum diyorum. Bunu bilirseniz o zaman yüzünüz gülüyor yani. Ama kızdığımız öfkelendiğimiz de oluyor. Verilen sözlerin tutulmamasını, sahip olduklarından mutlu olmayana... Ne bileyim bunlara üzülüyorum ve kızıyorum yani.

    - Adınız kulislerde siyasi çevrelerde dolaşmaya başladığında bütün gözler üzerinizi çevrilmişti. Eleştiriler, övgüler peş peşe sıralandı. Sizi en çok üzen hangisi eleştiri ya da sözler oldu?

    - Ailemle ilgili yapılanlar, kızlarımla ilgili, babamla ilgili yapılanlar... Eşimle ilgili olanlar. Onlar bunu hak etmiyor.

    Benle ilgili desin mesela... Şunu yapamadı, bunu eksik yaptı diye. Ama işin içine çocukları, aileyi, anayı babayı, bilmem eşi katınca bu çok çirkin çok...

    Bunun en büyük zararı ne biliyor musunuz. Bu bana verdiği zarardan daha fazlasını gelecek nesillere veriyor. Yani onların siyasetten uzak durmasına sebep oluyor. Pırıl pırıl insanlar şunu düşünüyorlar: Ya bu adamın başına bunlar geldikten sonra, kim bilir benim başıma neler gelir. Kim bilir benim başıma neler açarlar. O yüzden siyasete girmiyorlar, siyasetten uzak duruyorlar.

    Bu yanlış insanların, eksik insanların, kötü insanların siyasete girmesine sebep oluyor. Dolayısıyla aslında çok daha büyük zararlar vermiş oluyorlar. Sadece bana verdikleri zarar değil. O nedenle buna çok üzülüyorum yani.. Ben kaldırıyorum, tahammül ediyorum ayrı mesele... Ama pırıl pırıl insanlar siyasetten uzak durmaya başlıyorlar. Bence asıl büyük zarar orada.

    - Adınız adaylık için kulislerde geçmeye başlayınca sadece rakipler tarafından değil parti içinden de eleştiriler geldi.. Hedef oldunuz.

    - Ee maalesef... Ya, bizim siyaset dışında daha geniş bir yaşam alanımız var. Şöyle demek istiyorum. Bizi bağlayan ve ayıran şeyler sadece siyasetten ibaret değil. Daha geniş bir yaşam alanı var hepimizin. Birliktelikler ya da ayrılıklar orada tezahür eder. Siyaset sadece onların araçlarından biridir. O ayrılıkları işte ifade etmek için kullanılan... O nedenle aynı siyasi partiden olmuş ya da olmamış fark etmez bazen.

    - Bir de genel siyasetle ilgili soru gelsin. Sağda yeni parti arayışları var. Nasıl değerlendirirsiniz. Başarılı olur mu, solu etkiler mi?

    - Başta da söylediğim gibi Türkiye'de çok şey değişmeye başladı. Artık Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye'de hiçbir şey 31 Mart'tan önceki gibi olmayacak.

    Siyasal partiler, siyasal aktörler, siyasal dinamikler. Hepsi değişecek. PKK da değişecek, partim de değişecek, HDP de değişecek. Her şey değişecek. Yepyeni bir Türkiye kurulacak.

    Başta da söylediğim, kimsenin öngöremediği o dip dalgası siyaseti yeniden şekillendirecek.

    Bunda başkanlık rejimine geçişin payı var, 17 yıllık iktidarın yıpranmışlığının payı var, muhalefet partilerinin içindeki yıpranmışlığın payı var, eksikliklerinin payı var. HDP ile PKK'nın ayrışmasının payı var. Yani o kadar çok şey var ki bana bunu söyleten..

    O nedenle çok net olarak söylüyorum. Artık yeni bir Türkiye'de yaşamaya başlıyoruz. O nedenle yeni partiler de kurulacak, eskileri de kendilerine çeki düzen verecek. Yepyeni kararlar alınacak, yepyeni projeksiyonlar yapılacak geleceğe dair... Ve bu yeni Türkiye'nin yeni siyasal aktörleri olacak.

    - Biri de siz olacaksınız...

    - Ben zaten siyasal bir aktörüm, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak... Ama benim öyle özel bir planım yok geleceğe dair.

    Tabi burada önemli olan bu kentin, bu memleketin insanlarının daha iyi bir geleceğe gitmesi için nerede ne görev verilirse onu yapacağım. Ne yapmam gerektiğini düşünüyorsam onu yapacağım. Yapmaya devam edeceğim. Herkesin kendine göre hayatın anlamlandırması vardır. Ben benim için iz bırakmayı anlamlı buluyorum.

    Yani ben hayatım boyunca yaptıklarımla bu hayatı dönüştürecek, iyileştirecek bir şeyler yapıp çocuklarıma benden sonra gelecek olanlara da güzel bir iz bırakmak istiyorum. Benim için hayatın anlamı bu. O nedenle sonuna kadar elimden ne geliyorsa yapacağım.

    DEVAM EDECEK..

     


    YORUMLAR

    • 0 Yorum